Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
Oğlunun gösterdiği performanstan da anlaşılacağı gibi, baba Esad, muhaliflerine karşı zalimliğiyle bilinirdi. Muhalifler biraz diklenecek olsalar, katliamlara girişir, bu diklenmeler isyan hareketlerine dönüşmeden bastırılırdı.. Batı’nın ilişkide olduğu ülkelerin rejimleriyle bir sorunu yoktu o vakitler. Halklar diktatörleriyle baş başa ve Allah’a emanet, yaşayabildikleri kadar yaşar giderlerdi. Ne Uluslararası Ceza Mahkemesi, ne Lahey Adalet Divanı, ne uluslararası toplum.. Esamisi dahi okunmuyordu böyle şeylerin.
Suriye ve Irak Baas’ının suikast ve katliamlarından, kaçanlar bazen Türkiye’ye sığınırlardı. Bunların arasında geniş mürit çevresi olan Suriye yurttaşı şeyhler filan olurdu. Türkiye’deki müritleri, Baba Esad’dan kaçan bu şeyhlere kucak açar, şeyhlerinin rahat yaşamaları için hiçbir fedakârlıktan kaçınmazlardı. Canını zor bela kurtarmış bu şeyhler, üçüncü, dördüncü evliliklerini Türkiye’de yapar, müritlerin inşa ettiği evlerde her türlü tehlikeden ve ölüm korkusundan uzak, keramet dağıtmayı sürdürürlerdi. Türk istihbaratı bu olup bitenlere pek müdahale etmezdi her nedense. Devlet belki de, Kürtlerin Suriye’den gelen şeyhlere mürit olmaları, ‘Kürtçülüğe’ meyledip, ‘bölücü’ fikirlere itibar etmelerinden daha iyidir diye düşünürdü.
Şeyhler, Diyarbakır’da Mardin’de faaliyet gösteriyor ve kısa zamanda kendilerine geniş bir mürit ağı oluşturmayı başarıyorlardı..
Bunlardan biriyle babam arasında hatırı sayılır bir dostluk oluşmuştu. Ama babam müritliğe ve keramete inanan biri olmadığı için, hastalığına deva bulmaya gelen insanlara acır, dostluğuna büyük değer verdiği şeyhle sık sık münakaşa eder, ve çoğu zaman şeyhi müritlerine karşı zor durumda bırakırdı.
Şeyh de babamın bazen müritlerin de kulağına giden bu inançsızlığını, müritler arasında güvensizlik uyandıran teamül dışı davranışlarını, doğrusu, dostluk adına sineye çekerdi.
Uzatmayalım, babamın şeyhin evinde misafir olduğu bir gün, şeyhi gayet beyefendi kılıklı bir adam eşiyle birlikte ziyaret etmiş. Bu çiftin, giyim kuşamlarından, güzel Türkçe konuşmalarından, yörenin insanları olmadıkları hemen anlaşılıyormuş. Şeyh ta İstanbul’dan çıkıp gelen bu iki misafirini babama tanıştırmış, biraz da övünerek tabii:
“İsmail Bey, benim kerametime inananlar senin düşündüğün gibi sadece yoksul insanlar, bir takım ahmaklar, ve gariban Kürtler filan değil. Beyefendi genel müdür, saygıdeğer eşiyle ta İstanbul’dan kalkıp buralara şifa bulmaya gelmişler, peki buna ne diyeceksin bakalım” deyince, babam, cevap olarak, “Ne diyeyim Şeyhim, valla bu beyefendi ve eşi de saygıdeğer insanlara benziyorlar, hadi ahmak demeyeyim, ama bu beyefendi ve eşi, İstanbul’daki doktorları, hastaneleri bırakıp sana geldiklerine göre, onlar da İstanbul’un garibanlarından! Diyarbakır’da gariban olur da İstanbul’da olmaz mı Şeyhim, bunlar da İstanbul garibanı işte” ’demiş.. Şeyh bu cevaba epey öfkelenmiş tabii ve babamı inançsızlıkla suçlayarak, hastalarını müritleriyle baş başa kaldığı özel odasına götürüp, babama da çıkış kapısını göstermiş.
Bu hikâyeyi neden anlattım? Türkiye’de AK Parti iktidarı hakkında söylenenlere hiç sorgulamadan inanan geniş bir kitle var.
Bu kitlenin korkuları, paranoyaları sonuna kadar sömürülüyor ve istismar ediliyor.
Nedim Şener, Ahmet Şık bu kitlenin gözünde birer kahramana dönüştü.
Darbecilikten yargılanan Balbay’ı aynı insanlar, yüzyılın mahkûmu olarak görüyorlar.
Haksız tutuklamalarla başlayan ve hayırlı tahliyelerle şimdilik yatışmış görünen Hopa hadisesi, neredeyse Türkiye’nin 1871 Paris Komünü gibi bir şey oldu.
Ergenekon’un bu işlerden sorumlu ‘düşünürleri’ ve ‘âkil adamları’ şaheserleriyle ne kadar övünseler azdır.
Onların her türlü dezenformasyonuna inanmaya hazır yüzbinlerce insan var artık bu memlekette. Öyle olmasa Aydınlık gazetesinde ele geçirilen o sahte mail adresleri müritlere sunulmak üzere hazırlanır mıydı?
Bu sahte maillere bakılırsa, Başbakan, Ahmet Altan ve Yasemin Çongar’a OdaTV İddianamesi’ni hazırlamalarını emrediyormuş!. Ahmet Altan “Allahtan bu ülkede kötülüğe eşdeğer bir zekâ yok” diye yazdı. Çok doğru. Ama kabul edelim ki, bu ülkede insanları akıl almaz birçok şeye inandırmayı başaranlar, aynı insanların bu sahte maillerde yazılanlara inanacaklarından emin olmasalar, oturup bu türden mailler hazırlamazlardı. ‘Kötülüğe eşdeğer zekâları’ olmasa da, kıt zekâlarıyla, kendilerine inanacak geniş bir kitle yaratmayı başardılar.
Ergenekon piyasasında her şey mümkün. Ve gerçeği ters yüz etmek için parlak zekâlara filan hiç ihtiyaç yok. Ergenekon piyasasında sadece, ‘müritler ve şeyhler’ var. Ergenekon’un şeyhleri ve onlara inanan müritler arasındaki ilişki, akıl ve zekâ üzerinden değil, iman üzerinden kurulan bir ilişki.
AB çevreleri de, ta kalkıp Diyarbakır’daki şeyhin dergâhına giden İstanbullu çift misali, bu son derece yerel, ve Türkiye’ye özgü imanın gerçek olabileceğine inanmış görünüyorlar. Avrupa’nın da ‘mürit garibanları’ giderek çoğalıyor..
“Dokunan yanar” sloganı anlaşılan Avrupa’da da tuttu. AB büyükelçilerinden biri, yazdığı bir yazı nedeniyle , hükümetten aranıp aranmadığını sormuş Hasan Cemal’e.. Avrupalılar yaratılan havaya bakıp, Hasan Cemal’in eleştirel yazılar yazdığı için belki de tutuklanmasını bekliyorlardı, kimbilir!
Avrupa eski Avrupa değil, bu anlaşılıyor.
Bizden farklı olarak, akıl ve iman meselelerini çoktan yerli yerine oturtmuş Avrupa’nın eski Avrupa olmamasının sebepleri muhtelif.. Bu sebeplerin en önemlisi ise, Kürt sorununu çözmeye aday bir hükümetin olması. Kürt sorununu çözen bir Türkiye’nin Avrupa’ya fazla ihtiyacı kalmayacak. Bazı Avrupalılar, eskiden ülkemizi ziyaret eder, “ordu Kürtlerle savaşmaktan hoşlanıyor” filan derlerdi. Türkiye’de o ordu kalmadı. Ama galiba şimdi Avrupalılar da PKK’nin dağda kalmasını bir zorunluluk gibi gören aydınları dinlemekten hoşlanmaya başladılar.
Diyeceğim, son moda ‘Avrupalılık fikriyle’, Ergenekon fikrinin buluştuğu yer Kürt sorunu, gerisi fasa fiso..
Yazarlar
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012