Oya BAYDAR
Son birkaç günün hararetli tartışma konusu Cumhuriyet gazetesindeki yönetim ve editoryal kadro değişikliği. Bir yandan bu gazetenin tarihsel ve güncel önemi, öte yandan yaşamakta olduğumuz toplumsal-siyasal çalkantılar nedeniyle tartışmalar bir gazetenin boyutlarını fersah fersah aşıyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla yaşıt Cumhuriyet gazetesinin 94 yıllık serüveni Cumhuriyet tarihinin de aynası gibidir. Özellikle Kemalist ideolojinin hangi kesimler tarafından ne şekilde sahiplenildiğini, her ikisi de Kemalizm kaynağından beslenen darbeci- vesayetçi- devletçi çizgiyle Batıcı-laik- cumhuriyetçi çizginin zaman zaman kesişip zaman zaman hafiften çatıştığını, dengenin hangi noktada kurulduğunu ve devletin kırmızı çizgilerini, gazetenin 94 yıllık içerik analiziyle ortaya çıkarmak mümkündür.
Üç gündür işbaşında olan yeni yönetimin (aslında eski kadim yönetim demek gerekiyor) belirttiği gibi, Cumhuriyet ne bir partinin ne de bir ideolojinin sözcüsüdür. Bu gazete, yayın hayatına başladığı ilk günden itibaren Türk ulus devletinin yayın organıdır. Siyasî iktidarlar, hükümetler, yöneticiler, sözcüler değişse de temel ilkeleri ve kırmızı çizgileri değişmeyen derin iradenin sesidir.
Zaman zaman toplumsal gelişme, dipten gelen değişim dalgaları, dünya koşulları, geo-stratejik nedenlerle devletin direksiyonunu tutanların (yani şoför muavini değil gerçek şoförlerin) kontrolü kısa süre için yitirdikleri, bazen kendi aralarında anlaşmazlığa düştükleri, yön değiştirdikleri de olur. Ancak “devletin beka’sı söz konusuysa gerisi teferruattır” zihniyeti derin iradenin düsturu ve birleştirici çimentosudur; beka’dan ilk anlaşılansa Türk’e biat etmeyen unsurların (özellikle Kürtlerin) “tedip ve tenkil” edilmesi, yurttaşın harcanması pahasına devletin korunmasıdır.
Anayasalar zaman zaman değişir ama derin devletin anayasası özünde değişmez. Devletin beka’sına tehdit olarak görülen tehlike (mesela bir zamanlar komünizm) ortadan kalktığında ya da tehdit unsuru sayılan akım/ güç/ muhalefet Türk milliyetçiliğiyle ittifak yaptığında (mesela 12 Eylül askerî darbesinin Türk-İslam sentezi ve Tayyip Erdoğan AKP’sinin teslim alınması), zamanın ruhuna ve dıştaki üst akıllara göre kimi rötuşlar yapılır ama şoven milliyetçi, tekçi, vesayetçi hat şu veya bu biçimde korunur. Yapının taşıyıcı sütunu Türk milliyetçiliği, hassas noktası ise Kürt meselesidir. Bu iki noktada devletin derinleriyle aynı telden çalıyorsanız, sorun değil, başka konularda muhalefet yapabilirsiniz. (Misal Sözcü gazetesi)
Derin devletle kol kola uzun bir yolculuk
Hatırlaması, hatırlatması hoş değil ama 12 Temmuz 1951 günkü nüshasında Nâzım Hikmet’in fotoğrafını birinci sayfasından basıp “Millet doya doya yüzüne tükürsün” diye yazan da, 1937-38 Dersim tertelesi sırasında soykırıma varan harekâtı sonuna kadar destekleyip oradaki vahşeti olumlayan da, 9 sütun üzerine “Kemalist Türkiye’den faşist İtalya’ya Selam” başlığını atan da (22 Mayıs 1932), İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası’nı, Hitler Avusturyası’nı -başyazarınkiler dahil- yazılarıyla, haberleriyle destekleyen de (21 Haziran 1941 tarihli manşet: “Milli şefimizle Führer arasında samimi tebrikler”), 1960 ve sonrasındaki darbeleri, önce açık sonra biraz utangaç biçimde -kendisine dokunulana kadar- destekleyen de Cumhuriyet gazetesidir.
Aslında gazetenin yöneticilerinin, yazarlarının suçu, günahı değildir bu durum. Emir büyük yerden: Devletin bekçilerinden gelmiş, onlar da devletin beka’sı için görevlerini yerine getirmişlerdir.
Bazen kazalar olur
Kuşkusuz her şey bu kadar mekanik işlemez. Derinlerde tepişmeler olabileceği gibi yayın organlarının da görece bağımsızlığı her zaman söz konusudur. Yazarın, çizerin, gazetecinin kendi siyasal-ideolojik tercihleri, tepkileri yok sayılamaz, küçümsenemez; hele de toplumların derin değişim-dönüşüm içinde oldukları dönemlerde…
Bu bağlamda, Cumhuriyet gazetesi de zaman zaman sözcüsü olduğu güçlerin çizgisi dışına çıkmış, o güçlerle senkronize olamadığı dönemler yaşanmış, kimi yöneticilerin, gazetecilerin, yazarların, çizerlerin muhalefete geçtikleri, bedel ödedikleri görülmüştür. Ancak, devletin kırmızı çizgileri aşılır gibi olduğunda, hakemin kırmızı kartı hazırdır. Düdük çalınır, “Cumhuriyet kurtarıldı, Atatürkçülüğe döndü” açıklamaları eşliğinde içerden yardımlarla operasyon başarıyla gerçekleştirilir.
Gazetenin tarihinde yaşadığı son iki kaza: Hasan Cemal’in genel yayın yönetmeni olduğu 1980’lerin sonunda, 1992’de yaşanan krizle Cumhuriyet Vakfı’nın 2014 kongresi sonrasında oluşan yeni yönetimin, gazeteyi derin iradeden de mümkün olduğunca bağımsız, çok sesli, özgürlükçü laik, demokrat bir yayına dönüştürme hamlesinin ( ya da hayalinin) karakolda bittiği olaydır.
Yaşamakta olduğumuz dönemin ağır koşullarında, bu son yol kazasına müdahale öncekilerden çok daha sert, hukuksuz, kuralsız, belden aşağı, etik/ahlak yoksunu olmuştur. (Vakfın yeni yönetiminde yer alanların, insanların en küçük bir suç delili olmadan keyfî şekilde yıllarca, aylarca tutuklu kaldıkları ve yıllarca hapis cezasına çarptırıldıkları ibretlik Cumhuriyet davası sürecinde muhbir ve savcılığın şahitleri oldukları çok yazıldı, tekrara gerek yok.)
Medya operasyonu değil derin ittifak darbesi
Olup bitenleri AKP’nin medya operasyonu olarak değerlendirmek eksik bir yorum olacaktır. Tayyip Erdoğan kuşkusuz Cumhuriyeti susturmak istemiş ve yargı üzerindeki etkisini bu yönde kullanmıştır. Ancak olayın bundan ibaret olduğunu düşünürsek gerçeği bütün boyutları ve vahametiyle kavramamış oluruz. Cumhuriyete darbe, derin devletin şu sıralarda güçlü olan Avrasyacı-Ergenekoncu kanadının Erdoğan AKP’si, Bahçeli’nin temsil ettiği faşizan Türk milliyetçiliği ve ulusalcılarla yaptığı derin ittifaktan gelmiştir.
Operasyonda görev alan laik (büyük) sermaye grubunun resmî olmasa da manevî temsilcisi zat, devletin en yüksek kademelerinin ricasını kabul ettiğini çevresine söylerken bu gerçeği görev bilinci ve gururla fâş ediyordu. Atatürkçülüğü korumak için çırpınan (!) Cem Küçük, “Gazetenin temel politikası Atatürk’ün aydınlanma devrimleridir. Sadık okurun arzuladığı temel yayın çizgisine bugünden itibaren dönülmüştür” diye yazarken, “Cumhuriyet’in kalesinin geri alındığını” muştulayan Sözcü yazarı Uğur Dündar’la ve “Yeniden Cumhuriyet! Artık her sabah umutla uyanabiliriz.” tweet’ini atan Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu ile buluşuyordu. Hürriyet yazarı Ahmet Hakan ise, Cumhuriyet davası iddianamesini ve mahkûmiyet gerekçelerini hatırlatır şekilde “Cumhuriyet gazetesi’nin HDP’nin savunucusuna dönüşmesi bir anomali gibiydi” diye hüküm keserken, köşesini nasıl koruyabildiğini de açıklamış oluyordu.
Derin ittifakın Atatürkçülük kılıfı altında gerçekleştirdiği Cumhuriyet operasyonundan en fazla zarar görenler, - ister karakter zaafları, hırsları, kişisel kinleri, kıskançlıkları yüzünden, ister Atatürkçülük sandıkları ideolojik bağnazlık nedeniyle, ister eski dostlara ve anılara vefa duyusuyla saflıktan olsun- derin görevlilerin iğvasıyla bu operasyonda figüranlığı kabullenen değerli, namuslu, vicdan sahibi gazeteci arkadaşlar oldu bence.
Kuşkusuz herkes kendi vicdanının yükünü kendisi taşır ama onlar adına üzülüyorum. Bunu hak etmiyorlardı. Ya da sormak istiyorum: Siz bu devleti, hele de derin iradeyi hiç mi tanımadınız? Yoksa tanıdınız da hemfikir misiniz?
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları




































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024