Pelin CENGİZ
Mevcut iktidarın ve temsil ettiği zihniyetin kadın bedeni üzerinde hem söz hem de karar verici bir pozisyon sağlama gayretine, üstelik bunu da hoyrat bir siyaset dili üzerinden yapmasına epeydir aşinasıyız. Başta Başbakan Erdoğan olmak üzere AKP temsilcilerinin ve milletvekillerinin cinsiyetçi, ayrımcı üslubunun bilançosunu çıkarmaya kalksak sayfalar yetmez. Siyaset sahnesindeki kadınların azlığı, siyasetin içinde olanların da baskın erkek dili tarafından kuşatılmış olması, gündelik hayatın içinde kadını ikincileştirici zihniyetin yansıması.
Önümüzde önemli bir yerel seçim süreci var, adaylar şekillenmeye başlıyor. Siyasette kadın temsiline kimin ne kadar önem verdiğini yakında göreceğiz. Kadının siyasete katılımında Türkiye ölçeğinde verebilecek en iyi örnek şüphesiz yüzde 40 kadın kotası uygulayan BDP. Parti içindeki kadın aday tartışmasını da “kriz” nitelemesinin aksine faydalı bir tartışma olarak görüyorum. Demokratikleşme paketinde allanıp pullanarak sunulan eşbaşkanlık modelini de BDP’nin yıllardır pratikte uyguladığını düşünecek olursak, Kürtler’in ortalama Türkiye siyasetinden ileride olduğunu söyleyebiliriz. Üstelik, pakette kastedilen eşbaşkanlık modelinin de siyasette en azından AKP’de kadına pozitif ayrımcılık getirmeyeceği besbelli. Bu noktada, Türkiye’nin en genç ve gelecek vaat eden partisi Yeşiller ve Sol Gelecek partisinde de yüzde 50 kadın kotası ve eşsözcülük modelinin uygulandığını belirtelim.
2009’da yapılan son yerel seçimlere baktığımızda da, yerel yönetimler açısından kadının durumunun ne kadar kötü olduğunu görüyoruz. 2009’da seçilen belediye başkanlarından sadece yüzde 0,9’u, belediye meclis üyelerinin yüzde 4,2’si ve il genel meclis üyelerinin ise yüzde 3,3’ü kadın. Bu verilerle yerel yönetimlerde kadının temsili yüzde 1,2’yi ancak buluyor. Mesela, İstanbul’un bugüne kadarki 3500 il, ilçe ve belde belediye başkanından sadece dördü kadınmış. Kadınların kurumsal olarak politika alanındaki yerinin sağlamlaşması ve sadece vitrin oluşturmak için değil, gerçek temsiliyet noktasında temellenmesi için sağlam, cesur, kendine güvenen adaylar lazım.
TORNAYA GİRMEMEK İÇİN DİRENDİM
Kendisini sivil toplum alanından tanıdığımız CHP Parti Meclisi Üyesi ve eski Başkan YardımcısıGülseren Onanç, bu seçimlerden CHP’nin kolay kazanabileceği bir ilçeden değil de, AKP’nin yönettiği Beyoğlu’ndan aday adayı. Geçen hafta Beyoğlu’ndaki ofisinde bir grup gazeteci hayat hikâyesini dinledik. Öğrencilik yıllarında bir süre İstanbul Belediyesi’nde çalışmış. Eczacıbaşı’ndaki iş deneyimlerinin ardından girişimciliğe adım atarak kendi işini kurmuş. Siyasetin nasıl işlediğini ise KAGİDER (Kadın Girişimciler Derneği) başkanlığı sırasında görmüş: “10 yıl AKP hükümeti ve zihniyetiyle mücadele ettik. Üç yıl önce siyasete girdiğimde soranlara politikayı değiştirmek için girdim diyordum ama bunun ne kadar zor olduğunu gördüm.”
Ankara siyasetinin çok farklı olduğunu ve o tornaya girmemek için çok mücadele ettiğini söyleyen Onanç, süreç içinde milletvekili olarak çok da faydalı olamayacağını, genelden yerele inmenin daha önemli olduğunu fark etmiş. “CHP’nin yenilikçi, değişimci kanadı olmayı sürdüreceğim. Sosyal demokrat ve insan odaklı bir belediyecilik sergilemek istiyorum” diyen Onanç, katılımcılığı benimsediğini, seçilmesi hâlinde projeleri Beyoğlu ile birlikte oluşturmak istediğini anlatıyor. 20 yıldır AKP tarafından yönetilen ve sürekli mağdurların yaratıldığı bir ilçeye farklılık getirmek isteyen Onanç’ın kararlı bir duruşu var.
Bu yerel seçimlerin diğerlerinden farklı olarak, adayların deneyimleri ve duruşlarıyla partilerinin önüne geçebileceklerini söylemek abartı olmayacak. Bu yerelleşme açısından olumlu bir gelişme.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022