Şeyhmus DİKEN
Aklımın köşesinden geçirmezdim en az onbeş yıl evvel Van Gölü seyahatinde Ahlat’tan anama armağan olarak aldığım ceviz ağacından yapılma sedef işlemeli Ahlat Bastonunun bir gün bana lazım olacağını.
Evet, siz bu satırları okuduğunuzda o bastondan destek alarak alçılı kırık ayağımla dolaşmamın üzerinden tam dört hafta geçmiş olacak. Birkaç gün içinde kontrol röntgenini çekip bakacağız sol ayak başparmağının eklem yerinden üç parçalı kırık eğer kaynamışsa alçı sökülecek.
Şimdi size kırık ayağın hikâyesini yazacağım. 12 Haziran 2014 Perşembe akşamı Avrupa Komisyonu Türkiye Büyükelçisinin Diyarbakır Suriçindeki Balıkçılarbaşı semtinde Gren Park Otel’de (Eski Klas Oteli) akşam yemeğine davetliydim. Akşam sekizde başlayan kentin sivil toplum örgütlerinin yöneticilerinin ve belediye başkanlarının da katıldığı yemek saat on sularında bitti. Oğlum arabayla beni almaya gelmişti. Beklediği yeri söyledi çıktım. Kapının önünde aracı görmeyince tekrar telefon açıp sordum. Otelin kapısında protokol araçları olduğundan biraz ileriye Balıkçılarbaşına yakın bir noktaya park etmiş, yürüdüm. Balıkçılarbaşı ile Gren Park Otelin arasındaki eski Muş Oteli’nin sokağının başını birkaç adım geçmiştim ki, arkamdan şiddetle peşpeşe kafama üç yumruk indirildi. Üçüncü yumrukta yere yüzükoyun kapaklandım. Gözlüğüm gözümden fırladı. Telefon elimden iki parçaya ayrılarak fırladı. Bağırarak yerden kalktığımda sokağın başında birkaç kişi vardı. Ve beni darp eden sokağa kaçıp kaybolmuştu. Tuhaf olan telefon iki parça halinde yerdeydi, alınmamıştı. Hemen oradakilere yönelip sordum, kimdi neden vurdu filan diye. Abi boşver delinin biri çek git zaten birazdan polis de gelir dediler. Yapacak bir şey yoktu. Biraz ilerde mobese kamerası vardı. Olanı biteni gün boyu çekiyordu. Ayrıca otelin kapısında hem otel güvenliği, hem de polisler duruyordu. Hiçbir hareket göstermemişlerdi.
Sakin olmalıydım ve düşünüp karar vermeliydim. Eve vardığımda saat onbir sularıydı. Dirseğimde dizimde sıyrıklar vardı. Sol ayağımın başparmağından eklem yerine kadar ağrı ve şiş vardı. Burkulduğunu düşünerek geçer dedim. Geçerdi, iyileşirdi de! Yapılan neydi. Bir şey alınmamıştı. Tuhaftı, yapılan şiddet doğrudan şahsıma mı yönelikti, yoksa sıradan bir darp ve gerçekleşmemiş bir gasp vakası mıydı?
Ertesi sabah Çanakkale’ye bir ay öncesinden verdiğim söz gereği söyleşiye gitmem gerekiyordu. Sabah dokuzda şehirden ayrıldım. Gün içinde Çanakkale’ye varınca dostları aradım. Hele bir soruşturun bu iş neyin nesidir, doğrudan şahsıma yönelik ise gereğini yapalım, diye. Çanakkale’de ayağımın aksadığını soran dostlara ise burkuldu geçer diye geçiştirdim. Bir gün sonra haber geldi. Doğrudan bana yönelik değilmiş, tesadüfmüş. O bölgede sıkça benzer telefon ve çanta hırsızlığı oluyormuş. Bu da onlardan biriymiş. Ve zaten yapanlar da beni tanımıyorlarmış. Telefonu almak istemişler(miş), yere düşüp iki parçaya ayrılınca artık hayır gelmez diye vazgeçmişler. İki değişik kaynağın soruşturmasından çıkan sonuç buydu.
Kısmen rahatlamıştım, yoksa uğraşacaktık! İyi de hırsız beni tanımıyor. Ama çok iyi biliyorum ki, devlet beni çok iyi tanır. Polis de öyle. Katıldığım bütün etkinliklerde, toplantılarda kameraya çekerler. İçlerinde hemen her etkinlikte yüzyüze görüştüğümüz kimileri ile artık kendi polisimiz gibi neredeyse “akraba” olduğumuz yüz aşinalığından merhabalaştıklarımız bile var. Yani devletteki sicilimiz hayli kabarık. Polis neden mobeseden izleyip de merak edip sormadı!
Neyse bu da ayrı bir merak ya! Öyle kalsın.
Çanakkale programı dönüşünden bir gün sonra kardeşim Doktor İlhan’ın vefatı nedeniyle ayağımın ağrısını sızısını unuttum. Yine aksayarak yürüyorum ama dert etmiyorum. Akşamları buz koyuyorum biraz rahatlıyor. Taziyenin üçüncü günü kayınbiraderim Doktor Baran’ın ısrarıyla hastaneye gidip röntgen çekince kırık ortaya çıktı ve alçıya alındı.
Şimdi buradan orta yere şunu sormak istiyorum. Sadece anılan noktada enaz beş arkadaşım dostum değişik zamanlarda darp edildi. Davut Ökütçü, Mıgırdiç Margosyan, Abdurrahman Aslan ve diğerleri. Üstelik çantalarını, telefonlarını kapmak için yerlerde sürüklediler insanları hırsızlar gaspçılar. Kentin sadece suriçinde değil başka noktalarında da benzer kapkaç, hırsızlık ve gasp olayları yapıldı, yapılıyor yani hırsızlık sanki vakayı adiyeden…
12 Haziran gecesi saat 22.15 sularında Gren Park otelinin Balıkçılarbaşına doğru eski Muş Otelinin sokağının başındaki darp edilme anının kayıtları silinmemişse mobesede kayıtlıdır. Belki ondan sonra muhtemel hırsızlıklar da kayıtlıdır. Yirmi santim sola devrilseydim kafam asfaltla buluşan kaldırım taşına çarpacak belki beyin kanaması geçirecektim.
Buradan sesleniyorum. Bu bir aylık zaman dilimi içinde çokça konuşup paylaştım. Neden bunların önü alınmaz. Sorum, sorgulamam orta yere! Hani valilikte turizm toplantıları filan yaparlar ya! Boşuna sayın vali benden söylemesi. Önce yüzünüzü sokağa dönün. Getirmeğe çalıştığınız turist sokakta yürür, salonda değil.
Kimse bana hırsızlığın, gaspın, darp etmenin hatta cana kast etmenin; mağduriyetin sonuçları üzerinden bir savunma ve okumasını yapmasın. Bunu onlara ders verecek kadar iyi bilen ve defalarca yazan biriyim. İşte, evlerinden köylerinden sürülüp kentlere gelen yoksul insanların ikinci kuşak çocukları çaresiz kaldılar falan filan diyecekler, doğrudur bunlar. Peki, sormazlar mı adama dünyada bu işi bölgesel ve iç savaşlar sonucu büyük travmalarla geçiren ve çözümler üreterek atlatan ülkeler var. Onlar çözüm buluyor da biz niye bulamıyoruz. Devlet çözüm üretmek zorunda. Bu tür darp, gasp eylemleri belki yoksulluğun öfkesinin dışavurumu olarak başlar ama bir süre sonra mafyatik çete örgütlenmelerine döner, dönüşür. Diyarbakır’daki hali pür melal budur. Şu an kentte devletin de kent kamuoyunun da lakaplarını dahi bildiği duyduğu sokak çeteleri var. Üstelik ben sadece hırsızlığı, gaspı ve darpı yazdım. Uyuşturucu ve ötesini ise…
Demokratik etkinliklerde, basın açıklamalarında, mitinglerde bütün gücüyle gördüğümüz devletin bu gibi terörize gasp ve hırsızlıklarda da “koruyucu güvenlik talimat”larının gereğini yapması şart. Ve tabi kalkınma, planlama vizyonerliğinden her daim dem vuran anlı şanlı iktidarın da istihdama yönelik müdahaleler geliştirmesi gerek.
Ve bir sözüm de gönül ortağı olduğum; oyumu, tercihimi, duruşumu her daim kendilerinden yana kullandığım BDP-HDP’de yöneticilik yapan arkadaşlara da birkaç sözüm olacak. Lütfen bu mesele de öncelikler sıralamasına alınsın. Birkaç gün önce yolda karşılaştığım Diyarbakır İnsan Hakları Derneği Başkanı dostum arkadaşım Raci Bilici, kırık ayağımı ve elimdeki bastonu görüp sorunca, anlattım durumu ve dedim ki! Ya hu Raci İHD’ye gelip kırık ayakla basın açıklaması mı yapaydım. Bu meseleler için bir miktar duyarlılık oluşturmak gerek! Çevremde üstelik sivil toplum örgütlerinde aktivist olup da hergün o sokaklarda dolaşanlardan bizzat kendileri ya da çevrelerindekilerden biri darp edilmeyen hırsızlığa ve gaspa maruz kalmayan yok gibi.
Sokaklarında “güvenle” dolaşılabilecek bir şehrin hemşehrisi olmayı istemek sizce çok mu uçuk…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları






































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.09.2025
26.01.2025
16.04.2024
1.01.2024
21.04.2020
27.10.2019
10.06.2018
16.09.2017
21.05.2017
15.02.2017