Sezin ÖNEY

Sezin ÖNEY
Sezin ÖNEY
Tüm Yazıları
Sistem değişikliğine doğru
19.04.2014
1799

BaşbakanErdoğan, “Köşk’e çıkarsam halkın cumhurbaşkanı olurum, ‘tam yetkikullanırım”diyor; 30 Mart seçimlerini “milletle istişare” olarak niteliyor. Bu istişarenin sonucunu da, “haydi Köşk’e” mesajı olarak yorumluyor.

 

AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikliise, “1982 Anayasası ile 12 Eylül’de Kenan Evren’in kullanması için zaten geniş yetkiler verilmişti. Bu yetkiler halkın seçtiği cumhurbaşkanı tarafından kullanıldığında... Cumhurbaşkanlığı da yapılır, başbakanlık da” deyince, artık Türkiye siyasetinde, “başkanlık sistemi” dönemi için “Ankaralı” deyişle, “düğmeye basıldı”.

 

Cumhurbaşkanı seçilen bir Erdoğan’ın aktif olarak yer almadığı, milletvekili adaylarını belirlemediği, seçim kampanyalarında meydanlarda boy göstermediği bir “genel seçim”, nasıl olacak? Eğer ki, “anayasal çoğunluk” elde edebilme imkânı olsa, AKP’nin yönelimi, erken seçim olurdu. Gezi ve 17 Aralık, AKP’nin “anayasal çoğunlukla” iktidara gelebilecek bir kitle olması ihtimalini yok etti --ama sadece şu anki sistemin oyun kurallarına göre.

 

AKP, herhangi bir erken Meclis seçimini artık istemez. Çünkü, hem oylarında 2011 genel seçimlerine göre artış değil düşüş gerçekleşti, hem de şu an “Milli İrade” ezberindeyiz.

 

“Ezber bozmak” bu anlamda tesadüfî bir söz değil... Siyasi kültürümüz toptan ezberlere dayanıyor.

 

AKP, o kadar çok “Milli İrade” kavramına yaslanıyor ki, tüm meşruiyeti, bu algıya oynanmış bir kumara dayanıyor. Oysa, artık, herhangi bir oylamada, bu yerel seçimlerle 2011 genel seçimlerinin altında alınacak her oy oranı, “Milli İrade gövde gösterisini” sarsar... Ayrıca, AKP’ye oy verenlerin gerçekte yüzde kaçı, “Milli İrade” için verdi?

 

Bu handikaplara rağmen, AKP için, “Milli İrade”, artık devamlı ateşine odun sürülmesi gereken bir duygu kabarması. Eğer ki, ateş kesilirse “Milli İrade”nin yıkılmaz görüntüsü de sarsılmaya başlar...

 

O zaman da AKP, elinde kalan tek “olağanüstülük” iddiasını kaybeder.

 

Dünkü konuşmasında belirttiği gibi, “ancak ölümle noktalanacak” bir siyasi liderlik dönemi tasavvur eden; 2071 yılına kadar uzanan bir “AK-iktidar” vizyonu ortaya koyan Erdoğan, çürük temelli “Milli İrade” iddiasıyla, bu idealini nasıl gerçekleştirebilir?

 

Şu an sözde ve algıda kalan “Milli İrade” sistemini, hukuken oturtarak.

 

Başkanlık sistemine geçerek ve dolayısıyla Türkiye’de parlamenter sistemi fiilen yok ederek.

 

Ancak, bunları da cumhurbaşkanı oluncaya ve “kendi tarafı” anayasal çoğunluğa sahip yeni bir Meclis tablosu oluşturana kadar yapamaz.

 

“Milli İrade” gösterisi ne kadar yapılırsa yapılsın, şu an AKP, değiştirme iddiasında olduğunu hukuken değiştirebilecek güce sahip değil. Bu güce doğru giden hukuki yol, cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra, genel seçimlere giden dönemde, Meclis çoğunluğunu kullanarak da sağlanamaz. Ancak, iki kritik eşik aşılırsa, “AK-Başkanlık” sistemine geçişin önündeki engeller azalır.

 

Birinci eşik, AKP’nin bugünkü Meclis çoğunluğu (ve bu işe ne yazık ki, kısa vadeli çıkarcılık yapabilecek diğer parti vekilleri) marifetiyle, “daraltılmış bölge projesini” uygulamaya koymak. Böylece de, Büyükşehir Yasası’nın yerel seçimlerde yarattığı “egemenden yana” büyük tahribatın daha da vahimini, genel seçimler sürecine de vermek. Muhalefeti bu yolla, iyice marjinalleştirip etkisizleştirmek.

 

İkinci eşikse, Erdoğan’ın şimdilik “12 Eylül’ün tanıdığı yürütme yetkilerini” sonuna kadar kullanacağı bir cumhurbaşkanlığına adım atması.

 

Eğer, sistemi değiştiren maya tutarsa, Türkiye’nin, “12 Eylül demokrasisini” mumla arayacağı bir döneme gireceğiz. Neticede, Türkiye’de Genelkurmay başkanları ve hatta darbe yapanların bile, kişisel olarak “koltuğu asla bırakmayacakları” bir düzen oturtma çabaları olmadı.

 

Kim derdi ki, hep “dar geliyor” diye şikâyet edilen 12 Eylül kalıbı, Türkiye’de demokrasi arayışındakilere bol bile gelecek...

 

Ve de, Erdoğan’ın üzerine otursun diye biçilmekte olan bu sistem, onun fani varlığından sonra ne olacak?

 

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar