Taha Akyol
Termik santrallere filtre takılmasını 2.5 sene erteleyen kanunu Cumhurbaşkanı’nın veto etmesi, sistemdeki sorunları görmek bakından önemli bir örnektir.
Parlamenter sistem olsaydı, partisiz cumhurbaşkanının, iktidar partisince çıkarılan kanunu veto etmesi gayet normal olurdu.
Ama CB hükümet sisteminde parti lideriyle Cumhurbaşkanı aynı şahıstır. Aynı irade parti genel başkanı olarak kanun çıkarttırabilir, Cumhurbakanı olarak veto edebilir!
Yani, “parti disiplini” yanlış kanuna oy verdiriyor, partinin genel başkanı veto edip düzeltiyor!
Milletvekilleri ise ondan da mutlu bundan da!
DİSİPLİN DEĞİL DİREKTİF
Cumhurbaşkanı’nın vetosuyla en zor durumda kalanlar tabii Kahramanmaraş milletvekilleri oldu, çünkü Afşin-Elbistan termik santrali had safhada zehir saçıyor.
Sayıları 15’i bulan bütün termik santrallere bu yıl sonuna kadar filtre takılması zorunluydu. İktidar 98 imza ile ve Meclis’te 202 ‘evet’ oyu ile filtre takılmasını 2.5 yıl erteleyen kanunu kabul etti!
Türkiye’nin enerji ihtiyacı, ekonomik durum gibi gerekçelerle...
Firmalar bu kriz ortamında filtre takma sıkıntısından ferahlamış olmalıydılar; şimdi finansman bulup filtre takmalılar.
Nerede “hukuki öngörülebilirlik” ilkesi?
Hiç erteleme umudu yaratmadan kanunu uygulamak gerekmez miydi?
Elbistan doğumlu Kahramanmaraş milletvekili Mahir Ünal’ın durumu, CB sisteminin ortaya çıkardığı çelişkileri yansıtıyor: Sayın Ünal yasaya karşıymış ama “parti disiplini” diye oy vermiş, veto edilince de sevinmiş…
Fakat erteleme kanunu hazırlanırken Ünal’ın buna karşı mücadele ettiğini, grupta ve komisyonda kamuoyuna açık konuşmalar yaptığını hiç duymadık.
Aslında kanunu çıkarttıran da vetodan memnuniyet duydurtan da aynı “disiplin”, yani direktiftir.
OTORİTER KÜLTÜR
Daha önce de yayınlamıştım. Siyasi kültürümüzün otoriter boyutunu yansıtan şu karikatür 13 Kasım 1924 günlü Tevhid-i Efkâr gazetesinde çıkmıştı. Halk Fırkası’nın (CHP) disiplin anlayışını hicvediyordu. Üstte “Partide disiplin, zapt u rapt”, altta “yeni disiplin kararlarından sonra parti böyle mi olacak?” diye yazıyor:

Atatürk’ten önce şapka giyen, Atatürk’ten önce Cumhuriyet diyen Hüseyin Cahit Bey’in de aynı yıllarda Tanin gazetesinde sert eleştirileri vardı.
Tarihimize maalesef hep “sizden-bizden” diye baktığımız için otorite, özgürlük, hukuk gibi açılardan bakmıyoruz. Ama işte bugün iktidar blokundaki parti disiplini, 1920’lerin, 30’ların “zapt u rapt” disiplini gibidir. Adayları da aynı şekilde ‘merkez’ tayin ediyor.
CHP doksan yıllık tarihinde iç yapılarındaki değişmelerle hayli kurumlaşmıştır. Aday yoklamalarında önseçim yapan tek partimizdir.
PARTİ DİSİPLİNİ
Sağ partilerde ise sık sık kapanma ve ataerkil kültür her yeni partiyi “liderin partisi“ olarak yapılandırdı. Bu yüzden politikaları da kurumsal olmaktan ziyade liderin kişisel tercihine dayanır.
Prof. Ergun Özbudun 1968 basımlı “Parti Disiplini” adlı kitabında aritmetik verilerle gösteriyor ki, “sadakat” ve “disiplin” Demirel’in Adalet Partisi’nde, İsmet Paşa’nın CHP’sinden daha sıkıydı! (s. 188, 196)
Demokrat Parti’de güçlü insanlar vardı; Bayar ve Menderes’i eleştirirlerdi. DP’nin kapatılması bu geleneğin devamını sabote etti. Sağ partiler her defasında “liderin partisi” olarak kurulageldi.
Parti politikaları da bu yüzden kurumsal değil, liderin tercihleriyle oluşur.
CB hükümet sisteminde devlet ve parti başkanlıkları bir elde toplandığı için, bu sorunlar daha önemli oluyor.
Parlamenter sistemde “parti disiplini” gereklidir, çünkü milletvekillerinin kişisel hesapları siyasi mekanizmayı tıkamamalıdır. Fakat disiplin “emir demiri keser, boynumuz kıldan ince” demek değildir. Tartışmalarla alınan “grup kararları”na uymaktır.
Filtre konusunda “grup kararı” yoktu!
Düzgün işleyen bir demokratik hukuk devletine ulaşmak için “özgürlük, kurum, kural” gibi kavramları özümsemek gerekiyor.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları




































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
10.12.2025