Taha Akyol
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Ahmet Altan’ın tutukluluğunun hem “ifade özgürlüğünün” hem “özgürlük ve güvenlik hakkı”nın ihlali olduğuna karar verdi. Eğer Türkiye evrensel hukuku üstün tutan bir hukuk devletiyse ve eğer AİHM kararları bağlayıcı ise Altan’ın tahliyesi gerekiyor.
Altan’ın dosyası Yargıtay’da olduğu için avukatı tahliye talebiyle Yargıtay’a başvuruyor.
Dikkatinizi çekerim. AİHM kararında, Altan’ın tutuklanmasını gerektirecek düzeyde “makul şüphe sebepleri”ni yansıtan kanıtlar olmadığını belirtiyor. Dahası, Altan hakkında verilen “terör örgütüne bilerek yardım” mahkumiyetinin de hukuken dayanaksız olduğuna işaret ediyor.
Altan’ın fikirleri ve duruşu hakkındaki kanaatiniz ne olursa olsun, bu dosya “evrensel hukuk”u anlamak ve Türkiye-deki hukuk tatbikatını görmek için çok önemli bir “emsal” değerindedir.
‘TUTUKLAMA AKTİVİZMİ’
Ahmet Altan dört yıl yedi aydır tutuklu… Düz bir tutukluluk da değil… Altan önce darbeye teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbed hapse mahkum edildi! Yargıtay’ın bozması üzerine Fetö örgütüne bilerek yardım suçundan mahkumiyet ve aynı zamanda tahliye kararı verildi.
Fakat bizde yargı öyle bir “tutuklama aktivizmine” sahiptir ki, savcının itirazıyla Altan tekrar tutuklandı. (13 Kasım 2019)
Ve aradan bir buçuk yıl geçtikten sonra, dün AİHM özetle “başlangıçtaki tutuklanması bile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırıdır” diye karar verdi!
Tabii dosya AİHM’den önce bizim Anayasa Mahkemesi’nden geçti.
Anayasa Mahkemesi’nde de bizdeki hukukla evrensel hukuk arasındaki fark ortaya çıktı. 16 üyeden oluşan Genel Kurul’da 11 üye Altan’ın tutukluluğunun “hak ihlali olmadığına” karar vererek başvurusunu reddetti...
Fakat azınlıkta kalan 5 üye evrensel hukuk doğrultusunda “karşıoy” yazdılar, tutuklamanın hak ihlali olduğunu belirttiler. Başkan Zühtü Arslan dahil, bu 5 üye, Altan’ın darbeyi bildiğine, desteklediğine, terör örgütüne bilerek yardım ettiğine dair dosyada bir delil bulunmadığını kayda geçirdiler. (26 Haziran 2019 gün ve B. No. 2016/23668 sayılı karar.)
Dün açıklanan AİHM kararı da aynen böyledir, evrensel hukuk anlayışı yani.
İKİ HUKUK ANLAYIŞI
Fakat delilleri önyargılı yorumlayan bizim yargı “darbeye sübliminal mesaj verdiler” diye iddianameler yazdı; ne demekse?!
Tutuklamalar yapıldı, mahkumiyetler verildi…
Anayasa aynı, kanunlar aynı, uluslararası sözleşmeler aynı, dosyadaki deliller aynı… Ama bir görüşe göre suç, hem de çok ağır suç… Öbür görüşe göre dosyadaki malzeme suç delili değil, tutuklama haksız…
İşte bu farka ben uygulamadaki hukukla evrensel hukuk arasındaki fark diyorum.
AYM’de de üye atamalarıyla AİHM içtihatlarından farklılık makası büyümektedir. Bu konuyu daha önce birkaç defa yazmıştım.
Bu farklılaşma sadece bireysel başvurularda değil, toplantı ve gösteri yürüyüşüyle ilgili kanunlar konusundaki AYM kararlarında bile ortaya çıkıyor.
İKİTİDARIN YÖNÜ
İktidarın zaman zaman dile getirdiği “AİHM kararları bizi bağlamaz” yahut “AYM yetki gaspı yaptı” şeklindeki beyanların evrensel hukuka aykırı olduğu açıktır.
Anayasa’nın evrensel hukuku üstün tutan 90. Maddesine de kuvvetler ayrılığı ilkesine de aykırıdır.
Halbuki iktidar yıllar önceki hükümet programlarında aynen şöyle diyordu:
“Ülkemizin hukukunu evrensel hukuk ilkelerine uygun hale getirmek, temel hak ve o?zgu?rlu?kler rejimini evrensel standartlara c?ıkarmak, u?lkemizi gerc?ek anlamda bir hukuk devleti yapmak…”
Reformlar da bu yöndeydi…
2011 seçimlerinde zafer kazandıktan sonra “evrensel hukuk” referansları geriledi, nadirat haline geldi.
Fakat Türkiye’nin huzuru, iktisadi kalkınması ve geleceği evrensel hukuk devleti normlarını, evrensel hak ve özgürlükleri gerçekleştirmeye bağlıdır.
Kim gücü ele geçirse öbürünün boğazına sıkması, neticede, milletçe mecalimizi düşürüyor. İşte Uzak doğu performansını gösteremedik.
Bakın Şerif Mardin hocamız 1966 yılında ne yazmıştı:
“Türkiye’de sürekli muhalefetin boğazının sıkılmasının yol açtığı en önemli kayıp sosyal ve iktisadi yaratıcılığın engellenmesi olmuştur…” (Türk Modernleşmesi, İletişim Yay. s. 177)
Daha kaç yıl böyle devam edelim?!
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
10.12.2025