Tanıl Bora
‘Böyle zamanlarda,’ kaçış, kaçışçılık, değişik suretleriyle zuhur eder. Böyle zamanlarda – yani kötü zamanlarda, zor zamanlarda, yani tahakküm, istibdat, yani mutsuzluk, çaresizlik zamanlarında…
Kaçışın görünümleri, nicedir ortada. Bunların herhalde en barizi, –çünkü fizikî ve mekânsaldır–, yurt dışına gitme savleti. Gazeteciliğin ve sosyolojik etütlerin de konusu olacak kadar bariz bir nüfus hareketliliği.[1] Belki buna, –genellikle yaş almış olanlarda!–, sayfiyelere çekilme eğilimini de ekleyebilirsiniz. Yaş almış olmayanlar, sayfiyeden ziyade kıra kaçıyor.[2]
Yurtdışı, adını koymasıyla da bariz bir kaçış deneyimi: Kaçış değilse de, “gitmek” deniyor. Adını öyle koymayan kaçışlar da var. Kamusal hayattan palamarı çözenler: yazmaktan çekilenler, sosyal medyadan çekilenler, “alınan” toplantılara artık katılmayanlar… Kimileri, adını da koyarak çekiliyor. “Haber izlemiyorum artık,” vs.[3]
Alkol, dünyanın her yerinde her dönemde, evrensel bir kaçış patikası. İllâ kederle, kahrederek olması gerekmez, illâ ilanen kaçmak olması gerekmez; avara kasnak bir ajitasyonla, coşumcu bir havayla ileriye doğru kaçmak çehresine bürünme kabiliyeti de vardır.
Dilim varmıyor ama, arttığı ‘söylenen’ –gerçekten öyle mi?– intihar da, yine evrensel bir kaçış rampası…
Fildişi kule, her zaman gözde bir kaçış rotasıdır: Siyasal faaliyetten, kamusal ilgiden tamamen kopuk olmasa bile oralara şemsiyeli bir entelektüel ilgi… Epey zamandır “düşünce” ve sanat-edebiyat atölyelerinin çoğalmasını, memleketi bir felsefe eğitimi merakının sarmasını, bu fasıldan sayabilir miyiz? Kamusaldan özele olmaktan ziyade, yarı-kamusala çekilmeler…
***
Zaten kaçma deneyimi için kullanılan kavram, eskapizm, esasen sanat-edebiyat tarihinin kavramıdır. Kelimenin kökünde eskapade var, yana atlama anlamında, at terbiyesinde atın yanlış sıçrayışını anlatıyor. Sonraları “kaçamak, macera,” anlamında kullanılmış. Modern zamanlarda psikolojide ve sosyal teoride, “gerçeklikten kaçma, hayali bir gerçekliğe sığınma” anlamında kullanılıyor. Ama herhalde en doygun anlamını, 18./19. yüzyıl geçişinde, romantizm akımında bulmuş.
Romantik dönem, “eskapist” (kaçışçı) sanatların altın çağı sayılıyor. Romanslar, masallar, destanlar şövalye romanları… Ki romanın kök-metni, Don Quijote, malûm, bizzat bir gerçeklikten-kaçış anlatısıdır…
Sonraki zamanlarda da, bilimkurgu, fantezi, eskapizmin zirveleri ve büyük başarıları sayılıyor. Derinleşmenin, tefekkürün, dünyaya yüz çevirmiş bir sabrın, biraz da mecnunluğun ürünleri. Kaçış edebiyatının has eserlerinden kaçış yoktur. Dünyaya dönmüş ve ‘gerçek’ olmuşlar, gerçeğin kadrosuna girmişlerdir.
***
Asuman Susam, Gülten Akın biyografisinde, onun "Ben kaçarak şiir yazan, daha doğrusu şiire kaçan biriyim" sözünden el alarak, şairin şiire kaçmasından söz ediyor. Veya: “Dışarıdan içeri kaçmak...” [4] Peki Gülten Akın şiirinin, eskapist/kaçışçı olduğunu söyleyebilir miyiz? Söyleyemiyorsak, bu bize, böylesi kaçışta gerçek bir şeyin, dünyevî bir şeyin olduğunu ihtar ediyor olmalı.
Bu türden kaçışın, –dışarıdan-içeriye kaçmanın–, dönmek üzere çekilmek anlamı taşımasıyla ilgisi olmalı bunun. Rutinle dönmeyi bırakıp, –bazen, 'konuyu değiştirerek'–, halin ve kuvve’sinin ayırdına varmaya bakan bir çekilme.
Büyük komutanların, ustalıklarının çıtasını “ric’at yönetme”ye koyduğu söylenir; ric’at, geri çekilme, yönetmesi en zor harekâttır. Geri çekilmek, iyi yönetilmiş ric’at, tabir caizse kaçış-olmayan-bir kaçıştır. Yarasını sarmak için, gücünü toplamak için, hatasından öğrenmek için, yeni tohumlar ekmek için…
***
İleriye doğru kaçmaktan söz ettik. En iyi savunma hücumdur düsturuyla, riske girip, gücünden ötesini zorlayan bir ‘aktivizmi’ anlatır. Ric’at gibi askerî kökenli (yani stratejik) bir deyim. O da bir kaçış-olmayan-kaçış mı? Pek değil, zira ümitsiz vakaları anlatmak için kullanılıyor; çözüm olmadığını bilerek, adeta intiharî bir şekilde fiyakalı, kahramanca (evet, bazen gerçekten de kahramanca) bir hücum hamlesi. Amacı “kaçmadı” dedirtmek, –belki en çok, kendini buna inandırmak– olan bir kaçış…
Bazen, bizzat kamusal-siyasal faaliyet, ileriye doğru kaçışın âlâsı olabilir. Avara kasnağı döndürmekten başka bir şeye yaramıyorsa, gerçekten bir şeyi değiştirmiyor, hatta değiştirme amacını unutmuşsa…
***
Kaçacak yer var mı peki? Şu tüketim ve gözetim ve bilişim dünyasında, şu ‘total’ kapitalizmde, aslında yok. Mutlak tecrit dışında, kaçtığınız dünyaya tabisiniz. Daha dolaylı, belki daha incelikli olarak. Başka bir hukuka, başka ilişkilere, başka bir göze, başka önceliklere, başka türlü bir şeye, kaçmakla da erilmiyor. Böyle bir derdin peşinde olmasalar bile, kaçanları yine mutsuz eden hakikat…
***
Kaçmak, kaçmak olamıyorsa… Kaçmak, zaten bazen kaçmak değil de, yenilenmek, tazelenmek üzere çekilmekse… Her şeyden önce, kaçma deneyimi dedik – kaçmak da bu dünyada bir deneyimse… Yani, kaçışları, büsbütün yitik saymamalı; ya da, Kamusal’ın ‘yitik malı,’ saymalı, deyim yerindeyse. Bilmediğimiz yollardan geri gelebilirler, bilmediğimiz yollar açabilirler. Yani, gözden kaybetmemeli…
***
Her Temmuz yazısındaki gibi, 12 Temmuz 2007'de kaybettiğimiz Ulus Baker'i analım. Ulus, Yüzeybilim-Fragmanlar'daki “Orlando ya da Kadınlaşmak” başlıklı bölümde,[5] kaçış çizgisi kavramına şöyle bir dokunur.
Kaçış çizgisi, Deleuze&Guattari’nin mikro-politik ve rizomatik düşüncesinin kavramlarındandır. Şöyle anlatırlar: “Kaçış çizgileri, hiçbir zaman, dünyadan kaçmakla oluşmaz; tıpkı bir boruda delik açtığınızda olduğu gibi, sızıntılar yarattığınızda oluşur; bütün toplumsal sistemler, kaçış çizgilerini tıkamak için parçalarını ne kadar sağlamlaştırsalar da, her yanlarından sızdırırlar. (...) Devletin ağır silahlarına karşı doğrultulacak yeni silahlar, kaçış çizgileri üzerinde icat edilir. (...) Göçebeler, önlerine çıkan her şeyi, kaçış çizgileri üzerinde silip süpürdüler ve yeni silahları öyle buldular, böylelikle Firavun’u şaşkına çevirdiler.”[6]
Ulus'un bu kavramla halleşmesi, yine, aşındırmak üzerinedir. Şöyle yazar: “Peki, kaçış çizgisi nereden geçecek? Bu da Tanrı’nın bile öngöremeyeceği bir yerdir. Ya aileye geri dönecek, finolaşacaksınız yeniden, ya da aksine, Kaptan Ahab’ın başına gelenler gibi kendini yok edişe, mahvoluşa sürükleneceksiniz. Kaçış çizgileri tehlikelidir." Ve şöyle tamamlar: "Her tarafta inanılmaz riskler vardır. Ama bunlardan kurtulma yolunda umut da her zaman beslenebilir.” Bununla bitirelim. Umuttan, kaçmamalı.
[1] Şili’de Pinochet rejimi boyunca nüfusun %10’a yakını yurtdışına gitmişti. Isabel Allende değilse de, çoğu geri döndü.
[2] Hazar Uyar’ın Plaza Köylüleri belgeseli, tavsiyeye şayandır: https://www.youtube.com/watch?v=McS3jIavkgo
[3] Yaraya işemişliği olmayanların tuzu kuru "ben artık oynamıyorum" şımarıklığı da bir vak'a, tabii. Ümit Kıvanç bunu yazmıştı: https://www.gazeteduvar.com.tr/kustum-oynamiyorum-makale-1618703
[4] Asuman Susam, Gülten, Livera Yayınevi, İzmir 2024, s. 285.
[5] Yüzeybilim-Fragmanlar, İletişim Yayınları, 2021 (3. Baskı), s. 350-357.
[6] Deleuze ve Guattari, A Thousand Plateaus içinde, İngilizce’ye çeviren Brian Massumi (University of Minnesota Press, 11. baskı 2005) s. 204. Çev. Derya Yılmaz. https://www.e-skop.com/skopbulten/pasajlar-kacis-cizgileri/2575
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.07.2025
29.06.2025
29.05.2025
10.05.2025
22.04.2025
9.04.2025
7.03.2025
5.02.2025
23.01.2025
9.01.2025