Uğur Gürses
Bakan Albayrak’ın 2020-2022 Yeni Ekonomik Program sunumunda girizgah son 1 yılda yaşadıklarımızı çarpıtan bir içerikle başlayınca, izlemeyi bırakmayı düşünmüştüm.
Ancak “bakalım ne inciler var?” düşüncesi ekran başında tuttu.
Dünyanın neresinde olursanız olun, yıllık kabaca 50 milyar dolar cari açık veren bir ülkenin 1 yılda bunu sıfırlamasına “dengelenme” denmez. Dengelenme, bu düzeydeki bir cari açığı, çerçevesi çizilen bir programla kademeli olarak azaltmak anlamına gelir.
Oysa son bir yılda, biliyoruz ki bir taraftan kronik yapısal sorunlar, diğer tarafta ise uluslararası politik gerilimle tetiklenen kur şoku Türkiye’yi “ani duruşa” soktu. Yani sermaye girişi durdu, tersine çıktı, yerleşikler de dolara hücum etti.
Kamu bankalarının da biraz iteklemesine karşın kredi stokundaki düşüşü yerine koyulamadığı gibi bundan sonra da kredi büyümesinin hangi kaynakla sürdürülebileceğine dair belirsizlik var.
İşte bu tabloda, Bakan Berat Albayrak 2020-2022 arası 3 yıllık dönemde her yıl yüzde 5’lik bir büyüme hedefi ilan ediyor.
İktisat öğrencisi olsanız da şaşırıp kalmanız muhtemel; Türkiye’nin yıllık yüzde 5 büyüyebilmesi cari açığı büyütmesine bağlı. Bu da ülkeye kaynak girişi olmasına, dış sermaye akmasına.
Albayrak, “harikalar diyarında” kıvamında bir tabloda, bize bunun sıfır ya da sıfıra yakın bir cari açıkla olacağını söylüyor.
Peki ne olacakmış?
2022’ye doğru; yurtiçi tasarruflar yüzde 30’u aşacak, yatırımlar yüzde 8-12 gibi büyürken, hane halkı tüketimi yüzde 3-3.5 gibi artacakmış.

2019’da yatırımların yüzde 10 küçüleceği tahmini de aynı satırlarda paylaşılıyordu.
Cari denge 2020’den 2022’ye; sırasıyla yüzde -1.2, yüzde -0.8 ve yüzde 0 (sıfır) bekleniyor.

Yani ülke 2020-2022 arasında ortalama binde 6 cari açık verirken 2022 sonunda birikimli yüzde 15.7 büyüyecekmiş.
Son 4 ayı çalkantılı olan 2018’i boş verelim, 2015, 2016 ve 2017’de ne olduğunu hatırlatalım.
2015-2017 arası üç yılda, ekonomi ortalama yüzde 4.3 büyürken, ortalama cari açık da milli gelire oranla yıllık yüzde 4.3 olmuş. Yani kabaca her yüzde 1’lik büyümeye yüzde 1’lik cari açık demek.

Bakan Albayrak’ın “sıfır cari açık, yüzde 5 büyüme” iddiasında bir bacak yanlış. Sıfır cari açık veriyor olacaksak sıfır büyüme olacak demektir; bugünkü konjonktür ve çözülemeyen ekonomik sorunları veri alırsak en gerçekçi olan da bu.
Bakan Albayrak bu programın sloganını “Değişim Başlıyor” olarak ilan etti.
İşin doğrusu; bu slogan çok yerinde olmuş. Beğendim.
Belli ki Bakan Albayrak da olan biten bizler gibi görüyor. Kronikleşen ekonomik sorunlara değişen dünya konjonktürüne de bakmadan ve önlem almadan, politik alanda baskıcı bir rejim haline dönüp bunun hane halkı güvenini sarsan bir noktaya geldiğini, yerleşiklerin güven kaybının ülkenin parasına da sirayet ettiğini, arka kapı yöntemleriyle döviz satarak kur baskısını erteleyebileceğini ama ortadan kaldıramayacağını, eli yüzü düzgün bir ekonomik program olmadan ekonominin düzlüğe çıkmayacağını biliyor.
Bunun yanında, son bir yılda ekonomik krizin yanında, Albayrak’ın ekonomik krizi yönetme biçiminin de ekonomin temellerine zarar verdiğinin farkında olan çok. Muhtemelen kayınpederi de.
İşte bu yüzden, ekonomik bireyleri değil ama önce kendisini o koltuğa atayan kayınpederi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ikna ederek “vazo kırılmadı, her şey çok güzel olacak” vitrini peşinde.
Gerçek şu; “vazo” kırıldı. “Her şey çok güzel olacak” da sokakta 16 yaşında bir genç tarafından seslendirildi. Herkes de duydu.
Ekonomik krizin ve dahi krizin kötü yönetiminin faturası yerel seçimde iktidara iki büyük metropol belediyesine mal oldu.
Siyasi olarak da “Değişim başlıyor” hayata geçti.
Türkiye geçmişte olmadığı kadar sert biçimde bir krizin içinde. Geçmişten tek fark şu; baskı rejimi altında, kimse yüksek sesle ekonomik sorunlarını dile getiremiyor.
Bilmiyor ve duymuyor durumdaysanız “mutlusunuzdur”.
Türkiye bu düştüğü yerden yeniden yükselebilir. Yüzde 5-6’lık büyüme yatırımlarla daha yüksek bir seviyede sürdürülebilir hale getirilebilir, enflasyon da siyasetçilerin şovlarında ön sırada oturup ayakta alkışlamayı aklına bile getirmeyen merkez bankacılarla fiyat istikrarı seviyesine çekilebilir.
Giderek tüneldeki ışık, toplumun değişim yönündeki uzlaşmasıyla belirginleşiyor.
Tek adama dayalı güçler ayrılığının yerle bir olduğu hukuksuz bir rejimden, çoğulcu ve katılımcı, hukukun üstünlüğünü esas alan, kapsayıcı ve demokratik bir faza geçmek hiç de uzak değil
İstanbul ve Ankara seçimleri bu uzlaşmanın ilk sinyallerini içeriyor.
Çok açık ki iktidara oy veren ve bu yaşanan rejim koşullarından mutsuz seçmen de bu uzlaşmanın içinde olacaktır.
Türkiye kutuplaştırıcı siyaseti elinin tersiyle ittiğini, birlikte beraber olma arzusunu giderek belirgin biçimde gösteriyor.
Türkiye’ye sermaye akımlarını, yatırımları başlatacak, kendi yurttaşının güvenini artırıp dövizden uzaklaştıracak bir “pozitif şok” gerekiyor. Bunu sağlayacak olan da “yenilikçi bir restorasyon uzlaşması” ile onarım iradesinin ortaya konması olacak.
Ekonominin sadece ekonomi olmadığını o gün geldiğinde daha iyi anlayacağız.
Uğur Gürses

Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.12.2022
18.07.2022
18.02.2022
13.02.2022
29.01.2022
24.01.2022
17.01.2022
10.01.2022
4.01.2022
2.01.2022