Uğur Gürses
Geçen hafta çeşitli haber mecralarında ve sosyal medya hesaplarında Suriye’de Türk Silahlı Kuvvetlerinin kontrolü altındaki bölgelere “bol miktarda TL gönderildiği” haberleri yer aldı. Fotoğraflarda bol miktarda 1 TL’lik bozuk para ve çeşitli büyüklükte TL banknot kupürleri yer alıyordu.
Çeşitli yerel kaynaklardan “TL kullanacakları” yönünde açıklamalar gelirken, sıcak çatışma bölgesindeki cihatçı örgütlerden de maaşların TL ile yapılması kararı duyuruluyordu.
Türkiye tarafından da terörist grup olarak tanınan HTS’nin, 2020’de maaşların ABD doları üzerinden belirlenmesi kararı aldığı, ancak küçük kupürler bulunmadığı için aynı değerde başka para birimi ile ödenmesine karar verdiği anlaşılıyor. İdlib bölgesinde egemen olan HTS’nin ‘kurtuluş hükümetinin’ genel mali direktörü Ibrahim al-Ibrahim, İdlib’teki maaş ödemelerinin TL ile yapılacağını açıklarken, “Suriye Lirasının çöküşü devam ettiğinden, Suriye Lirası ile maaş almak istemeyen çalışanlarımızın arzusunu yerine getirmek için hükümetimiz ücretleri TL ile ödemeye başlamıştır ve memnuniyetle karşılanmıştır” diyordu.
Gerçekten de ilginç bir durum yaşanıyordu. 2011’den bu yana iç savaşın hüküm sürdüğü Suriye’de, birden TL kullanımı gündeme gelmişti.
Acaba Ankara, ekonomik olarak da “TL egemen bölge” mi yaratmak istiyordu?
Bu bir “orkestra edilmiş” bir adım mıydı?
Benim ilk başta dikkatimi çeken unsur şuydu; fotoğraflarda “bol miktarda” diye tanımlanan banknotlar çoğunlukla küçük kupürlü banknotlardı; 5, 10 ve 20 TL’lik banknotlar.
Bu haberlerin arkasındaki, bu durumu yaratan asıl önemli gelişme, Suriye Lirası’nın (SYP) son dönemde hızla değer kaybetmiş olmasıydı.
Suriye’de dolar kurunun seyri şöyle; 2019 yılbaşından 2019 kasım ayına kadar olan sürede kademeli olarak 500 SYP seviyesinden 675 SYP seviyesine çıkıyor. Kasımdan 2020 ocak ortasına kadar 1.000 SYP seviyesini geçtikten sonra Şam yönetimi bir çeşit sermaye kısıtı getiriyor; ödemeler ve ticari işlemlerde SYP dışında para cinsi kullanmak yasaklanıyor, ağır hapis ve para cezası getiriliyordu.
Suriye’de yıl başında dolar kuru 915 SYP iken, mayıs sonuna kadar aylık ortalama yüzde 20’lik artışla dolar başına 1.800 SYP seviyesine çıkıyor. Kur artışı sert biçimde devam edip, 8 haziranda yüzde 76’lık artışla 3.170 seviyesine ulaşıyor. Bu, yılbaşına göre 5 ayda yüzde 250’lik bir artış demek. Yani yıkıcı bir devalüasyon.
Kur artışı mayıs ve haziranın ilk haftası çok hızlandığı gibi, temel gıda ürünlerinin fiyatlarının da aynı ivmeyi gösterdiği anlaşılıyor. Suriye’deki bir yardım kuruluşu olan ACU’nun web sitesinde yayımladığı fiyatlara göre; un fiyatı yılbaşından nisan sonuna kadar yüzde 50 artarken, mayıs sonunda toplam artış yüzde 94’ü buldu. Benzer tablo ekmek ve şeker için de geçerli. Ekmek ve şeker fiyatı nisana kadar yüzde 39 artmışken, mayıs sonunda artış sırasıyla yüzde 80 ve yüzde 102’ye ulaştı. Ette de bitkisel yağda da benzer bir tablo var.
Bu temel gıda fiyat hareketlerine bakıldığına, son bir yılda fiyatların yaklaşık 3’e katlandığı görülüyor. Örneğin 1 kilogram ete Mayıs 2019’da 3.908 SYP ödenirken, Mayıs 2020 sonunda 11.180 SYP ödenmiş. Haziranın ilk haftasında da fiyatların arttığı hesaba katılırsa zor koşullarda yaşam sürdüren Suriyelileri son 6 ayda bir de ilave enflasyon fırtınası hırpalamış.
Paranın hızla değer ve güven kaybettiği bir yerde sonuç şudur; o paradan kaçış hızlanır. Ekonomik birimler yerini daha güven duyulan görece istikrarlı başka bir paraya rağbet eder. Suriye’de cihatçıların kontrol ettiği bölgede de Suriye rejimiyle olan ticari kanalların son gelişmelerle daha da daraldığı hesaba katılırsa eldeki Suriye Liralarının elden çıkarılma telaşının hızlanmasının çok doğal olduğu söylenebilir.
Suriye lirasından kaçışta teknik kısıtların da etkili olması muhtemel. Örneğin mayıs sonunda, bir birim ürüne ödenen bedel iki katına çıkmışken, bunu karşılayacak SYP banknot miktarı da muhtemelen artmamış durumdaydı. Sadece bu yüzden bile küçük kupürleri olan bir başka paranın kullanıma girmesinin işlevselliği söz konusu olabilir.
Soru şu; cihatçılar yaklaşık 10 yıldır savaş yürüttükleri ülke yönetiminin parasını, Suriye Lirasını neden şimdiye dek kullandılar? Bunun yanına, aynı cihatçıların maaşlarının Suriye Lirası ile ödendiği, 2020 başından itibaren dolara geçtikleri bilgisini de hatırlatalım.
Peki yıllarca neden dolar ya da Euro, başka bir para kullanmadılar da Suriye Lirası kullandılar?
İki nedeni var.
Birinci neden “Gresham Yasası”. İkincisi de teknik zorluklarının olması.
Birincisi ‘Gresham Yasası’ çünkü; kötü para iyi parayı kovar. Harcarken kötü parayı kullanırsınız, servet biriktirirken iyi parayı tutarsınız.
İkincisi teknik zorluk. Başka bir paranın ekonominin tüm “kılcal damarlarına” yayılabilmesi için küçük kupürlü banknotlarının da yaygın olması gerekir. Dolar, euro ya da bir başka para için bunun mümkün olmadığı çok açık.
Şuna hiç şüphe yok ki o bölgede ya da Suriye’nin tamamında bireyler harcamalarını Suriye Lirası ile yaparken kendi ekonomik varlıklarını korumak için dolar ya da euro tutuyor olabilirler. Bunun da görece dolar ya da Euro yüksek kupürlarla olduğuna hiç şüphe yok.
İdlib ve çevresinde dar bir alana sıkışmış ve ticari-parasal akımların çok kısıtlandığı bölge halkının yüksek devalüasyon ve hızlanan enflasyon karşısında TL’ye geçme arzusunun nedeni bu.
Bölgede muhtemelen Suriye Lirası günlük işlemlerde kullanılmaya devam ederken, kısa vadede hem işlem hem de değer tutma açısından TL tercih görecektir. Mal akışının sağlandığı bir ülkenin yani Türkiye’nin parasının, küçük kupür aktarımı sonrasında kullanımı artacaktır.
Doların günlük alışverişte kullanımı, hem “iyi para” tutma tercihi hem de teknik nedenle pek olanaklı değil. Ticari faaliyetlerde kullanılabilecek, ‘işlem saikli’ yeterince küçük kupürlü dolar (1, 5, 10) banknot miktarının yaygın olmaması, gündelik kullanıma yerleşememesinin önemli bir nedeni.
Bir başka unsur da Türkiye’nin bölgedeki askeri varlığı ve bunu için yaptığı lojistik, iaşe ve desteklenen gruplara yapılan personel ödemelerinin de Türk Lirası ile yapılabilmesinin gerektirdiği pratik kolaylık. Türk yetkililer, ödemelerini 100’lük 200’lük TL banknotla yaparken, bunun kullanımda yayılabilmesi, ticari alanda kabul görebilmesi için 1 TL’lik bozukluk ile 5, 10 ve 20’lik banknot da bulundurma yoluna gitmiş olabilirler.
Bu durumda, bölgeye mal akışı da Türkiye’den oluyorsa TL kullanımının tercih edilmesi şaşırtıcı değil. Harcama ve ödemeler TL ile olacaksa bu geliri elde eden kişilerin geçinmek için yapacakları harcamaları da TL ile yapmaları gerekecekti. O bölgede sunulan bir hizmet ya da malın karşılığında TL kabul etmesi beklenen tarafın temel argümanı da örneğin 50 TL ödenerek yapılan bir harcamada “para üstü” sorunu ile karşılaşması olacaktı. Bu da “bol miktarda bozukluk” gönderilerek halledilmiş görünüyor.
Paranın işlevleri açısından bakılırsa TL’nin kısa vadede işlem aracı olarak kullanılması tercih edilse de “servet tutma” aracı olarak tercih edilip edilmeyeceğini bilmiyoruz. İçeride yakın geçmişte TL onca rezerv eritilerek savunulsa da çok kısa sürede değer kaybı yaşandığı da malum. Zaman içinde hem TL’nin değer kaybı hem de enflasyon mal fiyatları kanalı ile zaman içinde İdlib’e ulaştığında “iyi para” olasılığı uzaklaşacaktır.
Ama kısa vadede cepte duran Suriye Lirası değer kaybederken, görece daha istikrarlı olanın, TL’nin talep görmesi çok normal.
Bir de “servet tutma” avantajı var.
Tek bir 100’lük ABD doları banknotla taşınan mali değer, yaklaşık 300 bin Suriye Lirası ederken; bu 150 adet 2.000’lik Suriye Lirası banknotla tutulabiliyor. Bu durum TL için 4 adet banknotla yapılabiliyor.
TL’nin kendi egemenliğini kurabilmesi için o bölgedeki ekonomik birimlerin TL kullanmasından çok TL tutması önemlidir. TL kullanılıp TL tutulmuyorsa sonuçta sadece “kötü para” yer değiştirmiş olur.
İşte bu yüzden, hep ‘Gresham Yasası’ akılda tutulmalı; kötü para iyi parayı kovar. Aranan para iyi paradır. Harcarken kötü parayı kullanıp elden çıkarırsınız, servet biriktirirken iyi parayı tutarsınız.
Şimdi kötü para Suriye Lirası yerini korurken görece iyi para TL de doların yanında oyuna girmiştir. Asıl sonuç, orta vadede bu tercihi yapanların eğiliminin ne olacağında saklıdır. Kötü para bir başka kötü para ile mi yer değiştirmiş olacak? Yoksa TL Kuzey Suriye’nin iyi parası mı olacak?
Benim yanıtım belli; değer kaybeden ve kendi yurttaşlarının ‘iyi parası’ olamayan bir para başka ülkenin de iyi parası olamaz. Muhtemeldir ki “TL’ye geçtik” açıklaması yapanlar, ödemelerini TL ile yaparken, “üç beş kuruş” da olsa servet birikimlerini dolarla tutacaklardır. Daha fazlası, sonunda TL de dolara endeksli olarak işlem görecektir.
Uğur Gürses
Yazarlar
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.12.2022
18.07.2022
18.02.2022
13.02.2022
29.01.2022
24.01.2022
17.01.2022
10.01.2022
4.01.2022
2.01.2022