Ümit KARDAŞ
Bir ulus-devletin sınırları içerisinde demokrasinin karşılaşabileceği tehditlerin ne olabileceğini tartışıp, düşünceler üretmemize rağmen, ulus-devletin demokratik düşüncenin merkezinde yer alıp, alamayacağını henüz tartışmış değiliz.
Devletler ve toplumlar arasındaki karmaşık ilişkilerin küreselleşme ile birlikte büyümesinin ortaya çıkardığı sorunların yanı sıra ulusal ve uluslar arası güçlerin karşılaşmaları ve ulus üstü oluşumların bu sorunlar çerçevesindeki yetersizlikleri de tartışılmayı bekliyor.
Küresel demokrasiye yalnızca yerel demokrasilerin gerçekleşmesinden sonra varılabileceği bir tez olarak öne sürüldü. İtalyan hukuk Profesörü Nonberto Bobbio tüm devletlerin demokratikleşmesi durumunda uluslar arası rejimin zorunlu olarak demokratik ilkeler üzerine kurulacağını savundu. Bu görüşe göre demokratik rejimler kendi iç politikalarını şekillendiren demokratik ilkeleri aynı zamanda dış politika alanında da uygulama eğiliminde olacaklardır.
Oysa bugün geldiğimiz noktada bunun hiç de böyle olmadığı görülmekte. Aksine demokratik devletler çoğunlukla otokratik ,güce dayalı bir uluslar arası ortamda işlev görmekteler. Prof. David Held’in deyişiyle sorulması gereken "Demokratikleşmemiş bir dünyada bir devlet tamamen demokratik olabilir mi?’’ sorusudur.
Yapılan araştırmalar tarihsel olarak demokrasilerin hiçbir zaman otokrasilerden daha barışçı olmadığını göstermekte. Demokrasiler dış politikalarını otokrasilerden daha barışçı yürütmemekte. ABD’nin gelişmiş bir demokrasi olarak küresel düzeyde tahakkümcü bir güç olarak hiçbir demokratik ilkeye ve hukuka uymaması ve imparatorluk hukukunu bir güç olarak kabul ettirmeye çalışması bunun örneği.
Demokrasinin ve parlamentarizmin beşiği olan İngiltere’nin ABD ile uyum içindeki politikası da bunu doğrulamakta. Demokratik kriterler oluşturan AB’nin ise otokratik uluslar arası alandaki yetersizliği ve zaman zaman tahakkümcü güce eklemlenmesi de bunu göstermekte.
Gerçekten demokratikleşmemiş bir dünyada bir devletin tamamen demokratik olması olanaklı mı? Nitekim gerek ABD’de gerekse İngiltere’de demokrasi ve insan haklarının, demokratik olduğu var sayılan devlet tarafından tehdit altına alındığı dönemler yaşanmakta.
Bu nedenle küresel düzeyde demokrasiye ulaşılması bir iç politika sorunu olmayıp, devletler arası ilişkiler alanında da ulaşılmaya çalışılması gereken bir hedef. Dünya düzeni daha demokratik olmazsa,ülkelerdeki demokrasi daima kısıtlı olacak.
Ulus-devletlerde hükümetler kararlar alırken sadece kendi yurttaşları için karar almış olmazlar. Bir akarsu üzerine baraj inşa etme kararı komşu ülkenin su sıkıntısı çekmesine neden olabilir. Yağmur ormanlarının tarıma açılmasına ilişkin bir karar çok uzaktaki ülkelerde ekolojik zararlar doğurabilir.
Bir ülkede ekonomik dengeler gereği faiz oranlarının yükseltilmesi kararı diğer ülke ekonomilerini etkileyebilir.Ulus-devletler bu kararları alırken bundan etkilenecek ülkelere danışmazlar. Silahlanma, yatırım, AIDS gibi konularda oluşturulan politikalara ilişkin alınan kararların ulus-devletin meşru yetki alanına girdiği kabul edilir.
Oysa küreselleşme insanları ve toplumları çok yanlı işlem ve koordinasyon sistemleriyle ve modern iletişimin karmaşık yollarıyla birbirlerine bağlamakta, ulusal sınırları yok ederek yeni siyasal belirsizlikler yaratmakta.
Bu durumda ulus-devletlerin aldığı kararlara kimin katılımı veya kimin itirazı meşru kabul edilebilir? Bu kararlarda katılımı veya itirazı sağlayacak en uygun oluşum bölgesel mi yoksa küresel mi olmalıdır? Karar alıcılar kime karşı meşru olacaklardır?
Tahakkümcü emperyal gelenekten etkilenmiş bulunan modern ulus-devlet hayal kırıklığı yaratmakta. Ulus-devletin kendi sınırları içinde güvenlik ararken dışarıda çıkar ve siyasi güç peşinde koşması yine kendi yurttaşları saydıkları için demokrasiyi ve insan haklarını öngörürken, dışarıdan gelen göçmen yurttaşları için tüm bunları inkar etmesi küresel düzeyde bir demokrasi düşüncesini önemli kılmakta.
Otuz yıl savaşlarından sonra yapılan 1648 tarihli Westfelyan barışı uluslar arası düzene modellik etti. Sorunlarını çözmede ve farklılığını kabul ettirmede çoğunlukla güç kullanan egemen devletlerden oluşan bir dünya topluluğunu öngören bu modelde, devletler aralarında diplomatik ilişki kurmalarına rağmen en alt düzeyde iş birliği gösterdiler, kendi ulusal çıkarlarını diğerlerinin üzerine çıkardılar.
Bu modelde dünya güç kullanarak kendi çıkarlarının peşinde koşan,sonuç olarak zora dayalı örgütlenmelerle desteklenen siyasi güçlerden oluşmakta. BM sistemine kadar devam eden bu sürecin,BM Şartı’ndan sonrasını da etkilemekte devam ettiği, Westfelyan mantığının değişmediği görülmekte.
Dünyanın önemli çıkarlar nedeniyle güçlü ulus-devletlere bölünmesi BM Şartı’nı şekillendirmişti. Soğuk savaş boyunca BM hareketsiz bırakıldı.Bugüne kadar gelen süreçte de Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesine tanınan özel veto yetkisi bu yapının bir vesayet organına dönüşmesine yol açtı. Bu nedenle BM savaşların,katliamların,insan hakları ihlallerinin yaşanmasına engel olamadı. Sonuç olarak BM, Westfelyan anlayışını tamamen değiştirecek,siyasal uzlaşma ve işbirliğini sağlayacak demokratik mekanizmalar yaratamadı.
Soğuk savaş döneminde ABD ve SSCB uluslar arası olayları belirlerken, çoğu devlet gözlemci durumuna itildi. Bu dönem bittikten sonra oluşan yeni durumda ABD tahakkümcü güç olarak BM’yi istediği doğrultuda kullandı, hatta Irak’ın işgalinde devre dışı bıraktı.
Bugün Ortadoğu coğrafyasında ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa gibi aktörler arasında güç çatışmaları yaşanmakta, bölge halkı acı çekmekte, BM ise işlevini yitirerek çıkar çatışmalarının aracı durumuna gelmiş durumda.
İtalyan Ulusal Araştırma Kliniğinde araştırmacı olarak görev yapan Daniel Archibugi kozmopolit demokrasinin esas amacının dünya toplumunda yurttaşların, kurumsal planda devletlere paralel bir ses çıkarmalarını sağlamak olduğunu söylemekte.
Kozmopolit terimi yurttaşların,nerede yaşarlarsa yaşasınlar hem kendi hükümetleriyle paralel olarak,hem de onlardan bağımsız biçimde seslerini içeren,uluslar arası olaylara müdahil oldukları ve siyasal olarak temsil edildikleri bir siyasal örgütlenme modelini işaret etmekte. Bu tanıma göre demokrasi rehber kuralların yanı sıra siyasal süreçlere halk katılımını yaygınlaştırmayı içeren demokratik değerlerin izlenmesi.
Kozmopolit demokraside ulusal egemenlik demokratik kamuoyunun doğrudan müdahalesine açık olacak. Princeton Üniversitesi profesörlerinden Richard Falk’ın deyişiyle bu kamuoyu "olgunlaşmakta olan küresel sivil toplum"dur.
Ulusal sivil toplumlar arasında kamusal bağların gelişmesinin hem uluslar arası toplumda hem de ülkelerde demokratik işleyişi güçlendireceği öne sürülmekte..Bunun için de dünyada yaşayanlara, yaşadıkları sınırların ötesinde ve ulusal hükümetlerden bağımsız siyasi temsil hakkı verilmesinin ve “dünya yurttaşlık hakları” kavramının geliştirilmesinin gerekliliği üzerinde durulmakta.
Bu durumda birey hem tarihsel ve kültürel değerlerini paylaştığı bir devletin,hem de dünyanın tümünde yerleşik olanların haklarının savunulduğu ve bu hakların kullanıldığı bir rejimin yurttaşı olacak.Bunu sağlayabilmek için BM rejiminin küresel kozmopolit demokrasiye yol açacak şekilde yeniden tasarlanması gerekmekte.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025
12.02.2025