Yalçın AKDOĞAN
Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda seçilmek gibi tarihi bir başarıya imza atmasının ardından siyaset alanı çalkalanmaya devam ediyor. İhsanoğlu’nu öneren ve bir önceki seçimdeki toplam oylarının çok gerisinde kalarak büyük bir hezimet yaşayan 14 partide muhalif sesler yükselmeye başladı. Kaybedenler kulübünün üyesi olan tüm bileşenler şimdi mazeret üretme yarışına girdiler.
Muhalefetin yaşadığı çalkantıyı perdelemek için AK Parti içinde istedikleri çekişme görüntüsü ise üretilemedi. Birkaç milletvekili arasında yaşanan önemsiz polemiklerin büyütülmesi, ne muhalefetin başarısızlığını örtmeye yetti, ne Erdoğan’ın zaferini unutturdu. AK Parti bugüne kadar olduğu gibi ‘parti bütünlüğünü’ önceleyen bir hassasiyetle münferit hadiseleri bertaraf etti.
Cumhurbaşkanı Gül üzerinden üretmeye çalıştıkları türbülans da akim kaldı. Gül’ün çevresinden verilen mesajlarla tüm spekülasyonlar ve tezviratlar boşa çıkarıldı.
Gül’ün ‘bir bölen olmayacağı, istifa etmeyeceği, başka parti kurmayacağı, umumi çağrı olursa sürece katılacağı’ gibi bir dizi mesaj, puslu havadan medet uman istismarcıların hevesini kursağında bıraktı.
Katılım oranına yönelik tartışmalar ise muhalefetin aradığı mazereti oluşturmaya yetmedi. Öncelikle yurtiçi katılımın yüzde 77 olması hiç de azımsanmayacak bir orandır. Belki de Erdoğan’ın yarışmadığı bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu oran bile bulunamayabilirdi. Erdoğan sevgisi ve karşıtlığı üzerinden üretilen siyasi motivasyon böyle bir tablo ortaya çıkardı. Anket etkisi denebilecek rehavet ve sonucun baştan kabullenilmesi sandığa gitme oranını aşağıya çekti.
CHP ve MHP yakınlaşmasının ürettiği yapısal sorunlar, ideolojik travma ve temsil krizi iki parti yönetiminin de başını ağrıtmaya devam edecektir. Ancak meseleye ilkesel yaklaşıp zamanlıca tepki göstermeyen ve parti için sorgulamada yetersiz kalan muhaliflerin seçim sonucu üzerinden bir tepki üretmesi ve kısa vadede netice alması çok mümkün görünmemektedir.
Erdoğan girdiği dokuzuncu seçimden de zaferle çıkarak en güçlü noktada Cumhurbaşkanlığı makamına gelmektedir. Cumhurbaşkanının Yeni Türkiye’nin inşasında oynayacağı etkin rol, Türk siyasetinin sıklet merkezini de Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kaydıracaktır.
Seçimde HDP’nin oylarının çok üzerine çıkan Selahattin Demirtaş görece bir başarı elde etti. Kürt milliyetçisi bir hareketi marjinal sola açarak açılım yapmayı deneyen ve başarılı olamayan HDP, Demirtaş’ın adaylığıyla bu başarısızlığı bir nebze de olsa telafi etti. Bu görece başarıda Demirtaş’ın sergilediği profil kadar diğer muhalefet adayının yetersizliği ve zayıflığı da etkili oldu. İhsanoğlu’na oy vermeyi içine sindiremeyen bazı solcu ve liberallerin oyu Demirtaş’a kaydı.
Sola açılmak ile muhafazakar Kürtlere açılmak arasında tercih yapan ve stratejisini hükümet karşıtı cephenin sol bloğuna seslenmek üzerine kuran Demirtaş HDP’nin hiç oy alamadığı bazı çevrelerden destek üretebilmeyi başardı.
Demirtaş’ın bu durumu yanlış yorumlaması ve ulusalcı-statükocu bloğun rüzgarıyla büyüdüğü yanılgısına kapılması çözüm sürecine çok da sempatiyle bakmayan bu çevrelerin körüklediği farklı eğilimlere prim vermesine sebep olabilir.
Çözüm sürecini destekleyen iki adayın aldığı yüzde 62 oy oranı bir yönüyle sürece verilen destek olarak da okunabilir.
PKK sempatizanı olan kitle kampanya sürecince Demirtaş’ın fazlaca Kürtlük vurgusu yapmamasını veya örgütsel hedeflere değinmemesini görmezden gelmeyi, bir nevi dondurmayı tercih etti. Bundan sonra Demirtaş’ın aynı profili sürdürüp sürdürmeyeceği de PKK ve HDP kitlesinin bu yeni görünüme ne kadar tahammül gösterip göstermeyeceği de merak konusudur.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019