Yalçın AKDOĞAN
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın liderliğinde toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İstanbul bildirgesi ABD’ye one minute anlamını taşıyordu. İslam ülkelerinin liderleri toplandılar ve ABD’yi eleştiren, kınayan ve hatta uyaran bir manifesto ortaya koydular. Birçok konuda sesi yeterince çıkmayan ve ABD ile ilişkileri çok farklı düzlemde devam eden bu ülkelerin hep bir arada ve bu tonda bir ses vermeleri başlı başına tarihi bir olaydır.
Bu ülkelerin tamamının Kudüs konusunda gönülden haykırarak konuşacağını biliyoruz. Yine tamamına yakınının Filistin ve Gazze’ye destek konusunda net tavır takınacağından da şüphemiz yok. Hatta büyük çoğunluğunun İsrail’e karşı sesini yükseltmesi de mümkündür. Ama iş ABD’ye gelince durum nedir?
ABD’ye tepki gösterme konusunda tek başlarına kalmaları halinde sesleri cılız çıkacak birçok İslam ülkesi hep bir arada olunca kuvvetli bir ses verdiler.
İşte tarihi olan durum,İslam dünyasının böyle önemli bir zamanda mukaddesatı için bir araya gelmesi ve hakikati haykırmaktan çekinmemesidir. Bu ruh, çok değerlidir; bu tavır çok kıymetlidir.
ABD ve İsrail’in herkesi susturduğunu, sindirdiğini, bastırdığını düşündüğü bir anda böyle bir tablonun ortaya çıkması onlar açısından büyük hayal kırıklığıdır.
Özellikle son dönemde yaşananlar, ABD’nin Kudüs kararı için adeta bir nevi arazi temizliği anlamına geliyordu. Katar, Lübnan, Suudi Arabistan hamleleri ve hatta Mısır darbesi, İsrail’in amaçlarına hizmet eden bir Ortadoğu tasarlıyordu. Herkes susturulacak, bastırılacak, tehdit edilecek ve ABD rahatlıkla istediği keyfi kararı verebilecek... Hatta ABD’deki Sarraf davasının bir yönünün de Türkiye’nin sesini kesmeye yönelik bir baskı oluşturmak olduğu düşünülebilir.
ABD’nin şantajına ve baskılarına boyun eğip uydu ülke haline gelenler böyle kritik anlarda dut yemiş bülbüle dönerler. ABD’nin kuklası olan rejimlerin bu tavırları onları ABD’ye yaklaştırsa da kendi halklarından ve İslam dünyasından uzaklaştırır. Efendilerinin yaktıkları esaret ateşinde yanan, yakıtını da kendisi karşılayan bu rejimlerin durumu çok hazindir.
İşte İstanbul bildirisi bu işbirlikçi rejimlerin eteğini tutuşturmuştur. Türkiye nasıl olur da onların kölelik ettikleri efendilerine ses çıkarır, onun buyruklarına karşı gelir! İsrail’le one minute olayı yaşandığında Türkiye’deki İsrail muhipleri korkuyla paniğe kapılmışlar, İsrail’in özrü gelince derin bir nefes almışlardı. Zirve sonrası ABD’ye tepki gösterilince Türkiye’deki Amerikan muhiplerinin de benzer bir korkuya kapıldığı düşünülebilir.
İstanbul zirvesi turnusol kağıdı gibi bir fonksiyon gördü. Zirveye gönülsüz katılanlar veya sonuç bildirgesini gönülsüz onaylayanlar var mıdır bilmiyoruz. Ancak varsa da böyle olan ülkeler bile önemli bir tavır, cesur bir duruş ortaya koymuştur ve bu şahsiyetli tavır cesaretlerini ve özgüvenlerini daha da artırmıştır.
ABD uzun zamandır uluslararası hukuku, müttefiklik ilişkilerini ve dünya halklarının iradesini hiçe sayan bir keyfilik ve tek taraflılıkla hareket ediyor. ABD’nin tek süper güç olduğu kanaatinden kaynaklanan bu tek taraflılık anlayışı, dünya halklarının sabrını taşırmaya başlıyor.
Soğuk Savaş Döneminde Komünizmi çevrelemeyi amaçlayan ABD yeni dönemde yeni tehdit algıları üretmenin yanında kendi kafasına göre yöntemlerle hasımlarını tasfiye etmeye çalışıyor.
ABD’nin karşısında Rusya, Çin, Hindistan gibi büyük ülkeler var; Çin ve Rusya hala ideolojik olarak karşıt pozisyonunu sürdürüyor ama ABD’nin seçtiği düşman İslam muhtevalı olan her şey. Görünürde terörist örgütler hedefe konulmuş görünse de İslam’la ilişkili olan ülkeler, örgütler, kurumlar, şahıslar bu konumlandırmadan kendilerini kurtaramıyorlar.
ABD’nin potansiyel rakipleri olan Rusya Çeçenler’le, Çin Uygur Türkleriyle, Hindistan Keşmir’le uğraştığından (yani kendi İslamcılarıyla bir mücadeleleri olduğundan) İslamcı terörizm şeklindeki bir kodlama hepsinin bir şekilde işine geliyor veya onların ses çıkarmasını perdeliyor.
İslam dünyasındaki işbirlikçi rejimler ise kendi saltanatları karşılığında bu düşmanlığı görmek istemiyorlar.
Türkiye gibi ABD ile derin müttefiklik ilişkileri olan bir ülke ise ilkesel olarak gerçekleri haykırmaktan geri durmuyor. Çünkü ABD’nin uluslararası hukuk, müttefiklik ilişkileri, karşılıklı çıkar gibi olguları görmezden gelmesi; son derece keyfi ve tek taraflı hareket etmesi, üzerinde yükseldiği demokratik/insani değerleri yok sayarcasına haksızlıklara imza atması, İslam’ı ve İslam dünyasını hedefe koyarak fütursuz girişimlerde bulunması kabul edilemez. Muhatapları bunu zillet göstererek kabul etse de, hayatın gerçekleri ABD’nin duvara toslamasına, kendi bindiği dalı kesmesine sebep olacaktır.
Bu yüzden İstanbul’dan yükselen onurlu ses, sadece Kudüs’le ilgili olsa da aslında ABD’nin son dönemki İslam’ı/Müslümanları hedefe koyan şımarıklığına ve pervasızlığına karşı şahsiyetli bir tavırdır.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019