Yıldıray OĞUR
Zincirler kırıldı ve Ayasofya açıldı. Görüldü ki kırılması gereken bir zincir bile yokmuş. Muhalefet ilk namazda saf tutmaya hazırdı, dışarından gelen tepkiler de “Aman Ali Rıza Bey ağzımızın tadı bozulmasın”ı geçmedi.
‘İçimizdeki Bizans’ın çocukları’ diyerek kılıcını çekmiş Malkoçoğulları için büyük bir hayal kırıklığı olmalı bu.
Özellikle de bu kavgaya Necip Fazıl okuyarak, dinleyerek bilenmiş olanlar için.
Danıştay’ın Ayasofya kararı beklenirken bakanların, gazetecilerin paylaştıkları “Gençler! Bugün mü, yarın mı, bilemem; fakat Ayasofya açılacak!” sözlerinin geçtiği 1 Ocak 1966 günü Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) salonunda verdiği konferans bunun en iyi örneğiydi.
Konuşmada Necip Fazıl’ın izleyenleri esas cuşu huruşa getiren ifadeleri bakanların alıntıladığı cümleler değildi, şimdi politik olarak doğru bulunmayıp, sansürlenen çok daha ağır ifadeleri vardı:
“126 yıl boyunca, dışardan Batı emperyalizmasının, içerden de onların sâdık ajanları sıfatıyla kozmopolitlerin, Yahudilerin, dönmelerin, masonların ve nihayet hepsinin birden ana sermayesi ve gönüllü fedaisi halinde; adı Türk, küfür tip ve zümrelerinin idare ettiği bu cereyan, Ayasofya’yı müzeye çevirmekle, sağlık müzelerindeki balmumundan frengili suratlar şeklinde, Türkün öz ruhunu müzeye kaldırmış oldu. Frenk kelimesinden gelen “frengi” ismine dikkat ediniz! Veya frengî ismine dikkat ediniz. Türkün mukaddesatına frengili bir surat gibi bakan bu insanlardır ki, “frengi”nin ta kendisidirler ve ciğerlerine kadar frengilidirler!”
Siyasi, tarihsel, kültürel meselelere şairlerin epikliği, coşkusu ve abartılı üslubuyla yaklaşmanın zararları üzerine de ibretlik bir metin olan konuşmada, Necip Fazıl’a göre “bütün manalar Ayasofya’ya bağlıydı”, o bir kere açıldı mı bütün kilitler de açılacaktı:
“Bütün mânalar Ayasofya’ya bağlı. Ayasofya’nın kapılarıyla beraber ruhumuzu kilitlediler. Ruhumuzu kilitlemek için Ayasofya’yı kilitlediler. Nasıl bütün yollar Roma’ya çıkarsa, Türk manevi kurtuluş davasının bütün meseleleri de Ayasofya’ya ve onu müzeleştiren ellere çıkar. Ayasofya açılacak. Hem de öylesine açılacak ki, kaybedilen bütün mânalar, zincire vurulmuş masumlar gibi onun içinden fırlayacak!… Öylesine açılacak ki, bu millete iyilik ve kötülük etmişlerin dosyaları da onun mahzenlerinde ele geçecek. Ayasofya açılacak!… Bütün değer ölçülerini, tarih hükümlerini, dünyalar arası mahsup sırlarını, her iş ve her şey hakkındaki gerçek miyarları çerçeveleyici bir kitap gibi açılacak..”
Konferansın tam metnini her zamanki megalomanisiyle o hafta Büyük Doğu’nun kapağından “Büyük Hitabe” diye verirken, kapağın altına da bir gözünde Ayasofya, diğerinde Anadolu Hisarı olan bir baykuş resmi yerleştirmiş ve altına da şöyle yazmıştı:
“O Yunanlı, baykuş gözlerini üzerimize dikmiş, birinde Ayasofya, öbüründe Anadolu Hisarının hayali, İstiklal savaşındaki küstahlığından beter bir nefs emniyeti içinde şahlanıp duruyor da, bizde onun iki gözünü birden çıkaracak enerjiden eser görünmüyor.”
O gün konferansta Necip Fazıl’ın bu Ayasofya hamasetiyle heyecanlanıp, neredeyse her cümlesini alkışlarla kesen gençlerden biri de İstanbul Hukuk öğrencisi İsmail Kahraman’dı.
Bir yıl sonra MTTB’ye başkan olduğunda yaptığı ilk işlerden biri, fethin yıldönümünde “Ayasofya açılsın” talebiyle Ayasofya önüne bir protesto yürüyüşü düzenlemek oldu.
İki bin kişiyi aşan kalabalık, Cağaloğlu’ndan geçerken bir gazetenin önünde durup “Masonlar” diye bağırarak gazeteye bayrak asılması için ısrarcı olmuştu. Sonra geldikleri Ayasofya kapısında kendilerini karşılayan polis barikatının önünde oturmuş, Kahraman burada Ayasofya’yı kapatanları “gafil”likle suçlamıştı.
Ama esas protesto bir kaç ay sonra yaşandı.
25 Temmuz 1967 günü, Ortodoks Kilisesi ile buzları eritmek amacıyla Rum Patriği Athenagoras’ın davetiyle Türkiye’ye gelen Papa 6. Paolo, Ayasofya’yı da ziyaret etti.
Ayasofya’nın kilise dönemindeki apsisinde (kiliselerin mihrabı) bulunan, Hz. Meryem’in kucağında Hz. İsa’yı tuttuğu dokuzuncu yüzyıldan kalma mozaiğin altında durdu, kendisine refakat eden Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’e döndü, “Kısa bir süre dua edebilir miyim?” diye sordu, tecrübeli bakan sessiz kalınca da bütün dünya medyasının önünde dizlerinin üzerine çöküp Meryem Ana duasını okumaya başladı.
Bir kaç dakika süren dua sırasında, arkasında ayakta duran sivil asker devlet erkanı şaşkınlıkla onu izliyordu.
Dua büyük tepki çekti. En çok da MTTB’li gençlerin.
Ertesi gün MTTB’li 20 genç, biletlerini alıp Ayasofya’ya girdiler ve cemaatle namaz kıldılar. O gençlerden biri yine MTTB’nin başkanı İsmail Kahraman’dı.
İsmail Kahraman’ın o eylemi Meclis’te, Senato’da, gazetelerde irticai bir eylem olarak eleştirildi. Ama başına bir iş gelmedi, okulundan atılmadı, tutuklanmadı.
Muhtemelen “Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın” sloganı da MTTB’nin mutat hale getirdiği bu Ayasofya eylemlerinden birinde üretildi. 1977 yılında 400 kişiyle Ayasofya’ya girip, cemaatle namaz kıldıkları protestoda dışarıdaki kalabalık artık böyle bağırıyordu.
Bugün Türkiye’yi Necip Fazıl’ın o konferanslarında heyecanlanmış, MTTB’nin Ayasofya eylemlerine katılmış, duvarına Sultanahmet bahçesindeki demir parmaklıklı pencerelerden çekilmiş, “mahzun” Ayasofya fotoğrafları asmış bir nesil yönetiyor.
O nesli heyecanlandıran, öfkelendiren, dertlendiren meselelerin büyük bir çoğunluğu ise bugün artık mesele olmaktan çıktı.
Onların mesele listesindeki maddeler tek tek çözüldü.
Komünizm tehlikesi bitti. Masonlar her yerde değil. Devlet-millet kaynaşması gerçekleşti. Ülkenin bütün kadrolarında dindar siyasetçiler, bürokratlar var. Genelkurmay Başkanları, kuvvet komutanları cemaatle namaz kılıyor. Başörtüsü sorunu uzun mücadeleler sonucunda nihayet halloldu, Türkiye’nin çok şükür ki başörtülü askerleri, başsavcıları var. Bir zamanlar yasakçılığın merkezi İstanbul Üniversitesinin rektörü, söylendiği gibi bırakın başörtülüleri, iktidarın bütün icraatlarını kapıda durup selamlıyor. Abdülhamit’e kızıl sultan diyen kanallar kapatılıyor, Ulu Hakan’ın TRT’de kaç sezondur dizisi oynuyor, o dizide güncel sorunlarımız çözülmeye devam ediliyor. İstanbul’un fethi, Cumhuriyet Bayramı kadar coşkuyla kutlanıyor, 29 Mayıs diye üniversite bile var. İmam hatip okullarının sayısı her yıl artıyor, artık devlet kadrolarında bir yere gelmek için imam hatip okullarından mezun olmak neredeyse tercih sebebi.
Listede karşısına tık atılmamış çok az madde kaldı.
Onlardan Hilafet’i geri getirmek, İslam dünyası bu kadar parçalanmış, Türkiye bu kadar ülkeyle kavgalıyken 2020 yılında zaten gerçekçi bir talep değil. Tekrar Arapça alfabeye dönersek de bir gecede hepimiz cahil kalırız. Hala Osmanlı ailesine saltanatı geri vermeyi düşünen varsa, herhalde bir kısmı fazla Fransız, diğer kısmı fazla tüccar olan aileye bakıp vazgeçer. Mescid-i Aksa’yı özgürleştirmek, İsrail Danıştay’ına dava açmakla yapılabilecek bir iş değil. Ayasofya’nın açılışının denk getirildiği Lozan’ın ‘gizli maddeleri’nin yürürlükten kalkmasına, bütün dertlerin bitmesine de sadece üç sene var.
Ama bunlar dışında 1960’larda, 70’lerde MTTB’li bir üniversite öğrencisinin, 80’ler, 90’larda İslamcı bir gencin öfkeli sloganlarına konu olan, Necip Fazıl’ın, Serdengeçti’nin, Kadir Mısıroğlu’nun, İsmail Kahraman’ın hayallerini kurduğu her şey tek tek gerçekleşti.
Nihayet, zincirler kırıldı ve Ayasofya da açıldı.
Peki, o sloganların, hayallerin tek tek gerçeğe döndüğü bu Türkiye, mutlu, güçlü, zengin, özgür bir Türkiye oldu mu?
İçinde yaşamak istenen ütopya bu muydu?
Bırakın muhalifleri, zamanında bütün bu sloganları atmış, mahzun Ayasofya fotoğraflarıyla hüzünlenmiş insanların bile tek bir tweet atarken kırk kere düşündüğü, adaletsizliklerin, kayırmacılıkların çıplak gözlerle görünür hale geldiği bir ülkede yeni nesilleri zincirlerin kırıldığına ikna etmek mümkün mü?
Bugün, 40’larda, 50’lerde, 60’larda Ayasofya için Necip Fazıl’ın yaptığı o ateşli konuşmaları, ucu Atatürk’e de uzanan sert eleştirileri muhalif bir şair, Cumhurbaşkanı, bakanlar için yapsa, başına 40’larda, 50’lerde, 60’larda Necip Fazıl’ın başına gelenlerden farklı ne gelirdi?
Ayasofya’nın içine dalıp camiye çevrilmesini protesto edecek üç genç soluğu nerede alırdı? Ayasofya’yı cami yapanlara “gafil” diye tweet atacak bir gençlik örgütü liderinin evinin kapısına kaç saat sonra polis dayanırdı?
Daha bir ay önce Necip Fazıl’ın konferanslarında yetişmiş, “Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın” sloganları atmış muhafazakar aydınların kurduğu bir vakfın üniversitesinin kapısına kilit vurulurken, 550 yıl önceki vakıf senedine dayanarak, ülkenin kurucusunun altına imzası olan Bakanlar Kurulu kararnamesinin iptal edilmesiyle üzerimizdeki lanetin kalktığına kim inanır?
Necip Fazıl okuyarak büyümüş bir neslin işadamlarının kurduğu derneğin üyeleri, yedi işçinin öldüğü havai fişek fabrikasında aynı dernekten olan patronla dayanışma yemeğine oturmuşken, her şerrin sorumlusu olarak Batı emperyalizmasının sâdık ajanlarını, kozmopolitleri, Yahudileri, dönmeleri, masonları, frengili suratları gösteren o eski hikaye artık alıcı bulabilir mi?
Mağduriyetlerin, haksızlıkların giderilmesi önemliydi ama bunlar olunca ülkedeki diğer meselelerin, mağduriyetlerin, haksızlıkların kilidi Necip Fazıl’ın vaat ettiği gibi açılmadı, açılamayacak.
Ayasofya açıldı, ama kaybedilen bütün mânalar, zincire vurulmuş masumlar gibi onun içinden fırlamadı, fırlamayacak.
Bu millete iyilik ve kötülük etmişlerin dosyaları da onun mahzenlerinde ele geçmedi, geçmeyecek.
Demek ki bütün manalar Ayasofya’ya bağlı değilmiş. Ayasofya’nın kapılarıyla beraber ruhumuzun kilitleri de açılmadı, açılmayacak.
60’ların, 70’lerin, 80’lerin muhafazakar gençlerinin hayallerindeki ütopya, Türkiye’nin ütopyası olamadı.
Bazı zincirler kırılırken, yerlerine yeni zincirler asıldı.
Semboller ile değerler arasındaki makas açıldı. Semboller tek tek ihya edilirken, değerlerin top yekün aşındığı fark edilemedi.
Bir neslin büyük heyecanlarının gerçeğe döndüğü bir Türkiye, yeni nesilleri heyecanlandırmayan, onlara gelecek, iş, refah vaat etmeyen bir Türkiye oldu.
O yüzden, her siyasi fikrin eski nesillerinin sloganları, dertleri, kavgaları artık yeni nesiller için o kadar da heyecan verici değil. Türkiye, ne Ayasofya’nın ibadete açılmasıyla ne de Köy Enstitülerinin eğitime açılmasıyla düzelmeyecek, daha iyi bir yer olmayacak.
Ayasofya’nın zincirleri de konuşmanın, itiraz etmenin zor olduğu bir Türkiye’de kırıldı ama bugün Türkiye’yi sıkıştıran, nefes aldırmayan daha güncel, taze, sıkı zincirler var ve onlara sürekli yenileri ekleniyor.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları


























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025