Yıldız Ramazanoğlu
2011’de Suriye’nin kıyameti koptu. Bugün de devam eden can yakıcı bir savaşla sarsılmaya devam ediyoruz. Bu şiddetin başlamasında da sonlanmasında da çocukların bir dahli yok. Ne orada doğup büyükleriyle yolarla düşüp bize sığınanların ne de burada doğup vatan nedir bilmeyenlerin kabahati bu yaşananlar. Onlar bizim kim haklıydı, şöyle ya da böyle olsaydı tartışmalarımızdan da bihaber. Avrupa neden almadı, birileri bize oyun oynadı, bütçeden şu kadar para çıktı söylemlerinin muhatabı Vail el Suud değildi mesela. Savaşın sonuçlarıyla karşı karşıyayız ve bu masum günahsız, bereketiyle, temiz kalpleriyle gelmiş olan çocuklar geçici ya da kalıcı, bu ülkenin evlatları. Öğretmenlerin, öğrencilerin, toplumun, esnafın, komşuların bilmesi gereken şey, onlar “Suriyeli” değil, vatandaş olsun ya da olmasın her türlü insani hakları mahfuz eşit yurttaşlar.
Nasıl oldu da Vail canından bezdi. Babasının helal haramı iyi bilir, ağabeylerine bile öncülük eder, namazını ihmal etmez, dersleri çok iyi dediği çocuk ince örüntülerle başka diye işaretlendi, itham edilip mahkum edilmiş hissetti kendini, geleceğe ve insan yerine konulmaya dair umudunu yitirdi. Kocaeli Kartepe’de arkasına hiç bakmadan azimle ve kararlılıkla kendini astığı mezarlığın kapısına doğru elinde kemeriyle yürüdüğü an, bütün değerlerimizin yerle bir olduğu andır. Suriye’den gelmiş ya da burada doğmuş okul çağında bir milyon çocuk var. Neden okula gidemeyen beşyüzbin çocuğu kazanmak için çabalayan kurumlara destek vermek yerine, binbir emekle okula devam etmeleri sağlanan diğer yarıyı da kaybedelim. Savaşın sürekli taraf değiştirerek sürdüğü bölgemizde faşist yaklaşımların, ırkçılığın, ayrımcılığın bütün halklara büyük kayıplar olarak dönüşünü izliyoruz yıllardır, bunun ilkel bir kafa konforu olduğunu idrak etmemiz için daha ne olması lazım? Keşke insan türüne ait olmak o dayanılmaz ve sağır edici gürültüyü de beraberinde getirmeseydi diyor Georges Perec, Uyuyan Adam’da. Yeryüzünün 4.5 milyar yıllık hikayesi tek bir güne uyarlansaydı, insanlığın bütün tarihi geceyarısından önceki saniyenin son kesrinde gerçekleşirdi diyor jeoloji kitapları. Uzun ömrünün sırrı sorulan Nuh Aleyhisselam, ne uzunu, Arap atıyla bir kavak ağacının önünden hızla geçmiş gibi diyor. Bu gerçeklik içinde ırkçılık gerçekten kuru gürültüden başka bir şey değil. Önünü arkasını düşünmeden bodoslama çocukların annelerin arasına dalıp Ürdünlü çocuğa vuran izbandut, gücüyle hayranlık uyandırmak istedi belli ki, kimsesiz gördüğü çocuğu bir vuruşta yere sermek ne demek. Paskal başımızı dik tutabilmemiz için gerekli destek noktasının düşünce olduğunu söyler, buna göre iyi düşünebilmek de ahlakın temel ilkesidir. Akıl baliğ olmayanın ahlakı da olmuyor.
Çocuklara biraz eğilince, küme şeklinde algılamanın ötesine geçip her bir çocuğa biricikliği içinde yaklaşınca nice Vail’ler çıkıyor su yüzüne. Yeryüzü Çocukları Derneği’nin çektiği videolarda yedi yaşlarında bir çocuk üzüntü içinde “öğretmenim Suriye’ye gidin, bir daha da gelmeyin” deyince tuvalete gidip ağladığını söylüyor. Başka biri sınıfındaki arkadaşlarına sesleniyor acıyla; “önce bir tanıyın sonra sever ya da sevmezsiniz, size kalmış. Vail hiç konuşabildi mi acaba bilmiyoruz. Fiziksel şiddet bile şampiyon değil, insanın canını yok sayılmaktan daha fena yakan bir şey yoktur bu dünyada.
Bombalardan kaçırdıkları çocuklarını ırkçılıktan koruyamadıklarını söylüyor bazı anneler. İlkokul çocuğu patlamada dayım öldü, amcamın ayağına roket girdi, öteki amcamı hapse attılar diye anlatıyor hemen dönün dediğimiz ülkesindeki anılarını. Bir başkası kardeşlerinin, komşularının ölümüne şahit olmuş. Burada ise fahiş fiyatlarla küf kokulu karanlık bodrum katlarına yerleşti bu insanlar.
Okulda gülemiyor, herkesten korkuyorlardı diyor öğretmenleri, aylar sonra içlerindeki gülen oyun oynayan çocukları çıkarabilmişler. Mültecilik onların değil bizim yolculuğumuz diyor güzel bir öğretmenimiz, kırmızı kalemle tahtaya yazı yazınca bile irrite olan öğrencilerden bahsediyor. Kabul gördükçe inkişaf ediyor, önceleri zadece hayatta kalmaya çalışırken şimdi doktor astronot olmak istiyorlar.
Avrupa’da on bin çocuk kayboldu, kimse akibetlerini araştırmadı bile. Bu konuda hak ve adalet duygusu gelişmiş azimli sebatkar gazeteciler, araştırmacılar kurumlar çıkıp çalışacaktır birgün, buna inanıyorum. Çeşitli kurumlar küçük yaşta çalıştırılan binlerce çocuğu, hatta mezar kazdırılan yedi sekiz yaşındaki çocukları bildiriyorlar. Okul ve eğitim hayati önemde. Bu krizi en güzel şekilde yönetmek meslek içi eğitimi de zaruri kılıyor. Akran şiddetinin her zamankinden daha titizlikle eğitimin gündeminde olması lazım. Ağır travmalar yaşayan Kayıp bir Kuşak oluşması insanlığımıza ülkenin bekasına en büyük tehdit. Akran şiddetinin en kanayanı sözle, mimikle, küçümsemeyle, dışlamayla oyuna almamayla yok saymayla gelişmekte. Vail bizi kahretti, yara yarayı doğurmadan toplumsal bir seferberlik için ağır bir uyarıydı. Severek sevilerek yaşama hakkı varolma hakkıyla iç içe. Başka türlü yaşanmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2020
23.12.2020
16.12.2020
9.02.2020
25.11.2020
11.11.2020
4.01.2020
28.10.2020
14.10.2020
30.09.2020