Yüksel TAŞKIN

Yüksel TAŞKIN
Yüksel TAŞKIN
Tüm Yazıları
IŞİD ve Batı
18.10.2014
1720

 Suriye ve Irak’ta ortaya çıkan boşlukta köktenci İslamcıların bu kadar kolay alan bulmaları üzerinde soğukkanlı biçimde düşünmemiz gerekiyor. IŞİD’in yöntemleri öyle bir korku salıyor ki, örgütün ummadığı kadar ciddi bir “PR” başarısı ortaya çıkıyor.

Bölgede “barbar İslamcı teröristlerin öncülüğünde yeni bir Moğol istilası” yaşandığı algısını kuvvetlendiren görüntü ve analizler, güvenliği her şeyin önüne koyan İslamofobik söylemi kuvvetlendiriyor. Hiç ummadığınız aktörler, bu negatif söylem etrafında yan yana geliyorlar.

Bir zamanlar neredeyse bütün etkili devletler, Humeyni’nin kokutucu imajı karşısında yan yana gelmişler, Saddam’ı İran’ın üzerine salarak, “yeni küresel tehdidi” bertaraf etmeye girişmişlerdi. Sonuç ortada: Saddam tarihe karıştı ama İran hâlâ ayakta.

Bana oldukça tehlikeli gelen durum ise liberal ve sol çevrelerin hem Batı’da hem Ortadoğu’da bu söylemi rahatlıkla sahiplenip, yeniden üretmeleri. Mesele IŞİD’i eleştirmek değil. Elbette eleştireceğiz. Asıl dikkat etmemiz gereken bunu hangi söylem ve araçlarla yaptığımız ve kimlerle yan yana düştüğümüz.

Bölgedeki savaşın sadece silahlarla kazanılamayacağı açık. ABD Başkanı Obama bile buna sıklıkla dikkat çekiyor. Oysa IŞİD karşıtı medyada öyle bir ruh hâli var ki, IŞİD’in ekmeğine bol bol yağ sürüyor.

Nasıl siyasetçiler korkunun ve abartılı güvenlik söyleminin oy getirdiğini kavradılarsa, medya baronları da korkuyu kaşımanın rating ve para getirdiğini “kapmış” durumdalar. Asıl mesele de burada başlıyor: Kendi dar ve özel çıkarınızdan feragat edip, kamu yararını öne çıkaramadığınız sürece mücadeleye yenik başlıyorsunuz.

Batı metropollerinin çeperinde kalan göçmen mahallelerine hak ettikleri hizmet ve saygıyı götürmeyen neo-liberal güvenlikçi hükümetler, bugün Irak ve Suriye’de savaşmaya gider gitmez pasaportlarını yakanların yarattığı meseleyle yüzleşmek durumundadırlar.

Eğer vicdan denen “bölünemez bir bütün” adına eleştiri yapıyorsak, Batılı gazetecilerin kafaları kesilmeden önce kafaları kesilen Lübnanlı ve Suriyelilere gösterdiğimiz ilgisizlikle yüzleşmek durumundayız. İnsanların eşdeğer olmadıklarını, Batılıların canının daha kıymetli olduğunu bu kadar rahatlıkla telaffuz ederseniz, bunu tersinden size de göstermeye çalışanlar çıkacaktır.

Özellikle ABD’lilerin halen yüzleşmeleri gereken o kadar mesele var ki nereden başlasak bilemiyorum. “Kafa kesenlere” karşı kurduğunuz koalisyona, resmî olarak kafa kesen ülkeleri de kattığınızda, ortaya çıkan çelişkinin farkında mısınız? Ortadoğu’da ortaya çıkma potansiyeli olan her demokratik çabaya mesafe alıp, Körfez Monarşilerini desteklemeye devam ettikçe, akıl ve vicdan alanında verilen savaşı kaybedeceksiniz.

Mısır’da Sisi’ye verilen ABD ve AB desteğinin, IŞİD gibi yapıların meşruiyetini artırdığını ne zaman göreceksiniz? Terörle savaşta harcanan milyarlarca dolar, bölgede kadınları özne olarak gören refah harcamalarına yapılsaydı, çok daha ileri bir noktada olunurdu.

Tüm bu yanlışlar, ABD ve peşine taktığı Koalisyon Güçlerini, “sömürgeci devlet ve uyduları” olarak gösteriyor ve IŞİD benzeri yapıların, Müslümanların tarihsel öfkeleriyle bağ kurmalarını kolaylaştırıyor. ABD bir kez daha, insani müdahale doktrinini sulandırıyor. Bırakını BM’den karar çıkarmayı; NATO’yu dahi devreye sokmuyor. ABD’nin Uluslararası Hukuka verdiği zararlar, hepimize kan ve gözyaşı olarak geri dönüyor.

Tüm bu hatalar, bölgedeki Sünni yapıların azımsanamaz bir çoğunluğunun IŞİD’i “Batılıların yarattığı bir ajan” olarak görme eğilimleriyle daha da katmerleniyor. Bölgedeki aktörlerin sürekli olarak topu başkasına atarak kendi sorumluluklarını ötelemeleri, özeleştiriden kaçmaları, işte bizlerin yüzleşmesi gereken temel mesele de bu.

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar