Yusuf Ziya DÖGER
Yazının birinci bölümünde yasak meyve üzerinden irade ve sorumluluk tartışıldı. Bu bölümde ise konuyu hakikate ulaşma boyutu üzerinden tartışacağız.
Âdemin yaratılış kısasının Kuran’da geçen tüm aşamaları dikkatli analize tabi tutulduğunda görülecek durum şudur; Biyolojik bir varlık olarak yaratılan Âdemin ilk aşamada niteliksel olarak insani boyuta sahip olmadığı belirlenir. Ancak ikinci aşama olan yasak meyveye yaklaşmasıyla birlikte niteliksel anlamda insani boyuta ulaştığı belirlenir. İlk aşamada edilgen olan Âdem yasak meyveye eylemiyle birlikte etken duruma yükselmiştir.
Yasak meyve; insan ve hayvan türü varlıklar için geçerli olan nefsani boyutu ifade eden fiziki var oluşun temsilidir. Ancak bu durum bilgi bağlamında ele alınırsa sorgulama ve düşünme eyleminin inşa edilmesini temsil etmektedir. Böylece insan fiziki varoluşu aşarak düşünsel varoluşa yönelmeye başlar. Âdemin gerçekleştirdiği eylemin sorumluluğuna yönelmesi (tövbe – af dileme)fiziki anlamda var olan özgürlüğü kaybettiğinin göstergesidir. Âdem kazandığı farkındalıkla fiziki görünürlüğe sahip olan özgürlükten varoluşsal özgürlüğe geçmiştir. Bu da onun beşerden insana dönüşmesidir.
Âdemin beşerilikten insaniliğe geçiş, somut nesne halinden insani düşünce ve değer üreterek kendi üstüne yeniden düşünüp varlık nedenini ve amacını sorgulamaya dayanmaktadır. Yani edilgen nitelikli biyolojik varlık yapısından etken nitelikli insani varlık yapısına yükselerek kendisini gerçekleştirme eylemenin başlamasıdır. İlk aşamada kendisine yüklenilen hazır bilgiye rağmen düşünme ve sorgulamaya yönelik herhangi bir belirti ortaya koymamış ve bilgiyi kullanma becerisi gösterememiştir.
Ancak ikinci aşamayla ortaya çıkan dönüşüm deneyimsel fiile bağlı olarak gerçekleştiğinden bilinç ve düşüncenin de tek başına yeterli olmayacağını açığa çıkarmaktadır. Ki dinin, insanı yapıp etmelerinden sorumlu tutarak düşünmeye davet edip tefekküre yöneltmesi insanın kendi varoluşu üzerin oluşturabileceği etkiyi göstermektedir.
Deneyimsel fiilin gerçekleşmesiyle birlikte insanda düşünme ve sorgulama niteliklerinin gelişmeye başlandığı görülüyor. Çünkü eylemin sonuçları üzerinden düşünmeye başlayınca farkındalık oluşturup kendisini sorgulayacak duruma gelmiştir. Bu durum ise, beşere hazır olarak verilmiş bilginin nesne aracılığıyla (yasak meyve) onda tekâmül oluşturan seyri ortaya çıkararak insani düşünce temellerinin atılmasıdır. Deneyimsel fiil gerçekleşmeden bunun başlamadığını görmekteyiz. Yasak meyve deneyimiyle karşılaşan beşer için o ana kadar geçerli olan (alın yazısı) kader, bundan sonra onun için mutlak önceliğe sahip olmayacağını açığa çıkarıyor. Bu nedenle düşünme ve sorgulamanın deneyimle harmanlanarak varoluşun gerçekleşmesini öncelenmesi gereği ortaya çıkıyor.
Yasak meyve eyleminin gerçekleştiği yer üzerinden konu ele alındığında zaman ve mekânın göreceli olduğu gözlenmektedir. Mekânın kati olarak belirgin olmaması insan tarafından üretilen düşünme ve anlama da göreceliliğin oluşturmasına katkı sunmuştur. Ancak zaman ve mekâna ait bilginin sınırlı oluşu üretilen düşüncenin de zamanla sınırlı bakış içine hapsedilmesine yol açmıştır. Bu nedenle insan, zaman ve mekâna bağlı sınırlı hakikatle yetinmeyi kabul etme yerine, bunlar üzerinden farklı düşünme ve anlamaya biçimine yönelik çabalar geliştirirse hakikatin özüne ulaşması kolaylaşacaktır. Aksi takdirde iblisin tekçi mutlaklık taşıyan anlayışı ve ikrar ettiği saptırma eylemi daha kolay vuku bulacaktır.
İnsanı düşünme, anlama ve bilme sayısız versiyona sahiptir. Dolayısıyla nesnenin (yasak meyve) arkasına gizlenmiş hakikatin tekliğinden söz edilemez. Nesne aracılığıyla tefekküre davet edilen insanın buradan ürettiği sayısız düşüncenin varlığı kadar sayısız hakikatin de var olacağı sonucu çıkarılabilir. Ki iblisin secde etmeyi ret etmesi eylem ve düşüncede tekçi doğru anlayışını referans alması o ve insan için ortaya çıkan/çıkabilecek hüsranın da göstergesidir. Bu durumun oluşturduğu eksik ayak ise düşünme ve anlamada olasılık ve olabilirliğin önemini ortaya çıkarmaktadır. İblis bildiği ve hakikat kabul ettiği doğruya esir olduğu için yaratıcı Rabbin muradının ne olduğunu veya neye vurgu yapıldığı olasılığını göremeyerek körlük haline düşmüştür. Kendi bildiğinin üstünlüğüne tapma saplantısına düşüp sonsuz hakikati göremez hale gelmiştir.
Ancak şunu belirtmeden geçemeyiz. Yaratıcı Rabbin gayb sınırını kapsayan bilgi düzlemiyle insana ait deneyimsel ve düşünsel bilgi düzleminin aynı olduğu iddia edilemez. Deneyim zaman ve mekânla sınırlı olduğundan hakikati kavrama için eksik veri üretir. Zihin ise yaratıcı Rabbin öngörülerini ancak zaman ve mekân boyutu içinde temellendirebildiğinden hakikat arayışında eksik kalarak hikmeti tam olarak kavrayamaz. Bu durum insanın anlayamayacağı ve düşünemeyeceği anlamında değerlendirilmemelidir. İnsan içerik ve sınırı bilmemesine rağmen sonsuzluk üzerinden düşünebildiği için gizlenmiş anlamı kavramaya açıktır. Atom altı parçacıkları bilgisine ulaşan insan zihni bu kavrayışın açık göstergesidir. O halde insana ait bilgi pratik ve düşüncede yaratıcı Rabbin muradını kavrayabileceğinden sanki ayrımı yapma tam karşılık bulamıyor gibi görünebilir.
Ki henüz beşer iken insana yüklenilen bilgiyle tek tek her şeyi keşfetmeye yöneltildiği açığa çıkıyor. Kendi istek ve arzularına yönelebilirsin ama bu yönelimde bile benim hikmetim ve öngörülerimle karşılaşacaksın mesajı veriliyor. İşte Âdemin eylem sonrasında yaşadığı utanma ve pişmanlık duygusu bu mesajın nasıl karşılık bulduğunu açığa çıkarmaktadır.
Sonuç:
Deneyim ve düşünme keşfetme sürecidir. İnsan bu süreçte sadece deneyimleriyle kazandığı bilginin içine gömülürse gerçekleştireceği ibadet ritüelleri bile gerçek amaca yönelemez. İnsanın eşrefi mahlûkat niteliği de bu durumda tam karşılığını bulamaz.
Oysa insanın yaptığı her deneyimsel eylem üzerinde düşünmesi gerektiği belirtilmektedir. Düşünememesi ve anlamaya yönelmemesi durumunda pişmanlıkla karşılaşacağı yasak meyve üzerinden bariz bir şekilde açıklanmıştır. Bu durum ise nefse tapınmaya yol açarak hakikatin ıslanmasına vesile olur.
Evet, yaratıcı Rab insana bilgiyi yüklemiştir ama yüklenilen bilgi insanının duygu, düşünce ve sosyal yaşamında yeniden üretilmediği zaman hükümsüz olma durumuyla karşı karşıya kalır.
Dolayısıyla insanın gerçekleştireceği eylemin sonucunu düşünmemesi ve yüklenmemesi yoksunlukla karışılacağı anlamına gelmektedir. Yaratıcı Rabbin yasak meyve ile murad ettiği şey de insanın arzulanandan yoksun ve mahrum bırakılarak yaşam içerisinde düşünsel ve duygusal olgunlaşmayı yakalamasıydı.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları






































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2018
21.02.2018
13.10.2017
24.09.2017
27.03.2017
27.02.2017
16.02.2017
31.01.2017
28.01.2017
22.01.2017