Yusuf Ziya DÖGER
(Şex Said Kıyamına Etkisi )
Birinci Dünya savaşıyla Osmanlı’nın ağır yenilgiye uğraması veİTC’nin yönetimsel mantığın nedeniyle oluşan krizler yeni devlet düşüncesininayak seslerini oluşturan son gelişmeler niteliğindeydi.Osmanlı bakiyesi yeni devletin 1921 Anayasası toplumsal mutabakatı esas alan formata sahip olarakfaklı etnik kökenlilerde hem beklentiye hem de bir nevi kredi tanınmasına yol açtı. Ancak Cumhuriyetin ilanı ve Lozan’ın kabulüyle ayakları yere basan devlet toplumsal mutabakatı öteleyen 1924 Anayasası devreye soktu.
YeniAnayasa da özellikle Kürdlerin temel hak ve hürriyetlerine yönelik veri olmaması, Etnik temelede Türklüğü esas alarak tekçi dil anlayışının benimsenmesi sıkıntıların ortaya çıkışını hızlandırdı.
1924 Anayasasının Türklük temeliüzerine oturtulması, ŞêxSeîd, XalitBegeCibran, Yusuf Ziya Beg ve Hacı Musa’yeMotkanve Kürdlerin ileri gelenlerinin katıldığı bir toplantı yapılarak fikir teatisinde bulunulur. Toplantıda yeni kurulan devletin ve meclisin Kürdlere uygun olmadığı kararına varılır. Bu nedenle Kürd halkının bilinçlendirilmesi için saha da çalışmaların yapılması kararlaştırılır. Bunun içinde lazım gelen ekonomik desteğinŞêxSeîdailesi tarafındanüstlenildiği sonraki gelişmelerden açıkça anlaşılmaktadır.
ŞeyxSeîd dini otoritesinin yanında bölgenin ekonomik anlamda da zenginlerinden biriydi. Yıllık 24 bin küçükbaş hayvan alım ve satımını gerçekleştiren ticari faaliyetlerde bulunmaktaydı. Ticaretini yaptığı bu hayvanlardan iki yaşını dolduranları dönemin önemli ticaret merkezlerinden Halep, Beyrut ve İstanbul üzerinden satımını gerçekleştiriyordu. Yarı göçebe Kürd aşiretlerinden ve yerleşik Kürdlerdentopladığıyaklaşık 12bin kuzuyu bir yıl besleyerek bu ticaret merkezlerinde satıyordu. Dolayısıyla yıllık 24bin küçükbaş hayvanın alım satımını gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır.
ŞêxSeid, Kürdlerin bilinçlendirilmesi için gerçekleştirilecek çalışmanınekonomik yükünü çözmeye yönelik hazırlığını 1924 yılında başlatır.Sonbaharda Şêx Ali Rıza’nın o yıl ki sürüyü Halep’e götürerek satması ve önceki yıllardan kalan bakiyeleri toplamasıyla bu sorunun aşılması amaçlanır.
Şêx Said ailesi ticaretinin önemli kısmını Halep’te olan Mahok ailesiyle gerçekleştirmekteydi. 1924 yılına ait ticaretin ve önceki yıllardankalan tahsilatı gerçekleştirir. Buradan kendisine eşlik eden ailenin kâhyasıPiran’lı Hacı Affan’la birlikte 10. ayda Beyrut üzerinden İstanbul’a geçer. Buradaki ticari işlerini toparladıktan sonraŞêx Ubeydullah Nehru’nun oğlu Seyid Abdulkadir ile bir görüşme gerçekleştirir.
Seyid Abdulkadir o dönemde Kürd Teali Cemiyetinin başkanlığını yürütmektedir.Görüşmenin içeriğinebakıldığında Seyid Abdulkadir’in hücre yapılanmasına dayanan Azadi Örgütünün içinde yer aldığı görülmektedir. Doğrusu örgütün önemli bilinmezleri hala sırını korumaktadır. Her bölge kendi başına örgütlenme gerçekleştirmekteydi. Örgütün başında kimin olduğu tam olarak anlaşılmamakla birlikte, görüşme de varılan mutabakata dayanırsak Seyid Abdulkadir’in başkan olduğuna yönelik ihtimallerkuvvetlidir.
Şêx Ali Rıza’ninSeyid Abdulkadir ile yaptığı görüşmede Kürd ve Kürdistan’ın durumunu ele alınır. Bölge hakkında bilgiler Seyid Abdulkadir’e sunulur. Kendisinin bölgeye gelmesi istenilir, ama kendisi yaşlılığını ileri sürerek Şêx Said’in kendisinin vekili olarak çalışmaları yürütmesini talep eder. Şêx Said’in bölgede hem dinsel hem de ekonomik olarak tanınan biri olduğunu ve onun etrafında toplanılmasını isteyerek ŞêxAli Rıza’yı vekil tayin eder.
Bu arada bölgede yeni gelişmeler yaşanır.1924’te gerçekleşen Beytüşşebap Ayaklanmasıyla ilişkilendirilen Bitlis Milletvekili Yusuf Ziya Beg Ekim 1924 yılında tutuklanarak Bitlis cezaevine gönderilir. Hemen peşinden 20 Aralık 1924‘te CıbranlıXalitBeg Erzurum’da tutuklanarak oda Bitlis cezaevine gönderilir. Bundan önce Şêx Said XalitBeg’eyapılanlara bakılırsa bize başkaldırı yolu gözüküyor. Bunun için Erzurum’u bırakarak halkının içine dönmesini ister. Ancak XalitBeg Mustafa Kemal ileKürdlerin hakları konusunda anlaştığını ve beklenilmesi gerektiğini ileri sürer. Bu nedenle Erzurum’dan ayrılma isteğini kabul etmez.
ŞêxAli Rıza yüklü miktardaki altın parayla İstanbul’dan Trabzon üzeri Erzurum’a geçer. Meydana gelen tutuklamalardan dolayı 4 Ocak 1925 yıllında Kolhisar’a bağlı Şuşar bölgesi Kırık köyündebir toplantı yapılması kararlaştırılmıştır. Şêx Ali Rıza da Erzurum’dan Şuşar’a geçerek toplantıya katılır ve Seyid Abdulkadir ile varılan mutabakatı aktarır. Bu toplantı da bölgenin ileri gelenleri yer alırlar. Şêx Said’in kardeşiHınıs Müftüsü Şêx Bahaddin, Zirkan aşiretinden Kereme Kolağası, AbdalBeg, Karbaşanlardan Said Ağa, Mala Mursel, Cibranın bir kolu olan Mala Feto, Kanireş bölgesinden ve diğer yerlerden yaklaşık 200 kişi bu toplantıya katılır.
Toplantıda yaşanan gelişmeler ele alınır, Mustafa Kemal ve ekibine güvenilemeyeceğine karar verilir. Kur’an referansa alınarak bir milletin dili, inancı, kimliği ve özgürlüğü için yapılanlar/yapılacaklar cihat olarak tanımlanır. Bu çerçevede çalışmayı yürüten herkes mücahid olarak tanımlanır. Çalışmaların lideri olarak da Şêx Said seçilir. Ancak tüm bunlara rağmen savaşa karşı şerh konularak birinci hedef olarak benimsenmez. Toplantıda varılan karar gereği amaçlanan Kürdlerin bilinçlendirilmesi ve bu çalışmalar sonunda haklarının elde edilmesi için Milletler Cemiyetine başvurularak referandum yapılamasıdır.
Bu toplantıdan önce Şêx Said; Nakşibendi Muhammed Said-i PaleviEl Amedi imzasını kullandığı bilinir. Toplantı sonrasında alınan karar gereğiŞêx Said,ReisulMucahidinSaid-i Palevi El Amedi imzasını kullanmaya başlar. Toplantıda ŞêxAli Rıza ise bu anlamda yürütülecek mücadelenin komutanı olarak atanır. Yardımcılığına ise Kereme Kolağası seçilir.
Sonuç:
Türkiye Devletinin gidişatıKürdler tarafından dört yıl süreyle sıkı takip edildiği anlaşılmaktadır. Yeni uygulamalara bakılarak sonuçlar çıkarıldığı ve buna göre bir yol haritası çizildiği görülmektedir. Bu yol haritasında temel önceliğin bir Milletin yok oluşa sürüklendiğine verildiği ve bu gerekçe ile savaşa bulaşmadan belli bir bilinç düzeyinin yakalanması için çalışılması gerektiği açıkça görülmektedir.
Seyid Abdulkadir’in XalitBeg’in yakalandığından haberdar olduğu ve bu gerekçe ile Şêx Said etrafında toplanılması gerektiğini vurguladığı görülmektedir. Şuşar toplantısında savaş ihtimalini düşünen ama birinci önceliğe alınmayan bir formülün arandığına bakılırsa hem askeri hem de siyasi kanadın eksik olduğu bilinci var ve bundan dolayı da yükümlülüğün zorunlu olarak Şêx Said tarafından omuzlandığı görülmektedir.
Komutan seçilen Şêx Ali Rıza’nın görevlendirildiği bölgelere bakılırsa (Ağrı, Muş ve Erzurum çevresi) askeri disiplinin nispeten daha kolay sağlanabileceği Hamidiye ve Aşiret Alaylarının bakiyelerinden yararlanılmak isteği görülmektedir. Ancak İrşad ve bilinçlendirme çalışmaları sırasında kıyam zorunlu olarak Piran’da yani en zayıf halkada başlamıştır. Bu durum Devlet aklının hem bilinçli hareket ettiğini hem de boş durmadığını göstermektedir.
Milletler Cemiyetine başvurma düşüncesinin olması Kürdistan sorununa Dünyayı müdahil kılmanın amaçlandığı görülmektedir. Ancak TC Piran’da yaptığı manevralarla bunu devre dışı bırakmayı başardığı da görülmektedir. Milliyetler Cemiyetine başvurma düşüncesin de Musul da 20 Eylül 1924′te Milletler Cemiyeti tarafından nüfus sayımının yapılmasıve istatistiklerin sunulmasının etkili olduğu kabul edilebilir. Ancak buna dair herhangi bir veri elimizde bulunmamaktadır.
(Bu yazı Şêx Said’in torunlarından Kasım Fırat Bey ile yapılan Röportaj bilgilerinden oluşmaktadır. Sonuç kısmı ise değerlendirmedir)
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2018
21.02.2018
13.10.2017
24.09.2017
27.03.2017
27.02.2017
16.02.2017
31.01.2017
28.01.2017
22.01.2017