Yusuf Ziya DÖGER
İnsanı biyolojik varlıktan insani varlığa ulaştıran en önemli öge toplumsal yaşam sürecinde oluşturulan değerlerle olan ilişkisidir.Toplumsal değerlerin kendisinden neşet ettiği her toplumun zorunlu olarak bu değerler üzerinden tanımlanması ve varlığının korunması elzemdir. Ki Milletler bu değerleriyle Dünya sahnesinde var olabilmekte ve kendilerine özgü toplumsal gerçekliğe ait bir doğa oluşturmaktadırlar. Bu doğadan kopartılmak istenen her değer de toplumsal yaşamda işlevsiz kalır. Dolayısıyla bir topluma mensup olan bireymutlak olarak toplumsal yaşamdan neşet eden değerlerlesorgulanabilir ve anlamlandırılabilir.
"Uyarmaya aşiretinden ve akrabalarından başla"ayeti bireyin mensup olduğu topluma karşı olan sorumluluğunun başlangıç noktasını ifade etmektedir. Ki burada, bireyin uyarıyı hangi değer üzerinden yapacağı öne çıkarılma zorunluluğu vardır. Elbette İlahi bir emir olan bu görev yine İlahi bir bildirge olan din değeri üzerinden öncelikle olmalıdır. Ancak bunu yaparken İmam-ı Şafinin bakışını dikkate almak toplumsal barışın sağlanması açısından zorunluluk kabul edilmelidir. “Toplumun örf ve ananeleri şeriattan bir baptır”. Ki bu durum toplumsal yaşamın huzuru için vücuda getirilen her toplumsal değerin aynı zamanda İlahi emirle çelişmeyeceğini açıkça hüküm altına almaktadır.
Öyleyse bireyin uyarma görevi iki sacayağı üzerine oturtulmuştur. Önceliğin İlahi emirde olması kaydıyla birey, toplumun ürettiği değerleri dikkate alan bir anlayışla en yakınından en uzağa doğru seyir izleyen uyarma göreviyle karşı karşıyadır.Bu suya atılan taşın oluşturduğu halkalar misali en yakından en uzağa doğru açılan bir sorumluluk silsilesidir.
İlahi kudret bu ayetle, eğer kendi çevrenizi ve milletinizi es geçerseniz tuttuğunuz yol ve yöntem yanlıştır uyarısı yapmaktadır. Oysa Türk devlet terbiyesi almış ve almaya devam eden İslamcılık bize önce en uzağı göstererek kendi milletimizin sorunlarına ve değerlerine bigâne kalmamıza neden oldu. Kendi İslami anlayışını enjekte etmek için de bunu gizleyerek bir başka ayette geçen “Milleti İbrahim” ifadesini öne çıkartmaktadır.
Türk Devlet terbiyesinden geçen İslamcılık rahle-i tedrisatından nasiplenenlerin öncelikle şunu bilmeleri gerekir. "Milleti İbrahim" ifadesi inançsal birlikteliğe dayanan birüst çatıdır. Ancak bu çatının oluşabilmesi için de ihtiyaç duyulan her malzemenin kendi varlığıyla orada yer almasını zorunlu kılmaktadır. Elbette İmam-ı Şafii bu çatının farkındaydı ve onun sağlıklı veriler üzerine kurulması için toplumsal değerlerin dikkate alınmasını öngörmekteydi.
Bu nedenle İslam dünyasında varlığı Arap, Türk ve Fars egemenlerince elinden alınıp yok edilerek bu üst çatının oluşumunda Kürdler kendi varlıkları olmadan kullanmak istenilmektedirler.Kürdlere kendi egemenlik ve varlık haklarını devredip bu insani ve İslami hakları kabul etmedikçe bunların“Milleti İbrahim” felsefesiyle hiçbir alakalarının olmadığını avazımız çıktığı kadar bağıracağız.
Türk İktidarının devşirme İslamcıları“Milleti İbrahim” anlayışını birinci öncelik olarak Kürd toplumuna dayatarak Şafiî fıkhının bu önemli ilkesini ve “uyarmaya akrabalarından ve aşiretinden başla” ayetini gizlemek ihtiyacını sergilemektedirler. Devşirme İslamcıların Kürdler üzerinde oluşturmaya çalıştıkları bu manipülasyon ile asimile görevine soyunduruldukları açıkça ortadadır. Ki devşirmeciliğin hayati ilkesi egemenlerinin oluşturduğu zihinsel formatla dünya algısı oluşturup buna uygun hareket etmektir. İnsan devşirme olmaya görsün, kendi milletine bile kılıç çekmeyi aslî vazifesi sayar.
Tekrarlayalım, “İbrahim Milleti”ifadesi bir inanç, anlayış ve felsefeyi ifade ediyor. Bu felsefe tüm İslam âlimleri tarafından da üst çatı olarak kabul edilmiştir.Kürdler İslam dinine intisap ettikleri günden bugüne kadar da mensup oldukları Şafiî mezhebinin“ananenler şeriattan bir baptır”ilkesine titizlikle uydular. Bunun aksini serd edecek hiçbir davranış sergilemediler.Yüzyıllarca İbrahim Süresinin dördüncü ayetini de kendi kavmi içinde ulemasıyla hep uygulaya geldiler."Biz, her peygamberi kendi milletinin diliyle gönderdik ki; onlara, apaçık anlatsın. Bundan sonra Allah; dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Ve O; Aziz'dir, Hâkim’dir."İbn-i Kesir tercümesi.
Sonuç:
Allah’ın bu ayeti orta yerde dururken üzerinde Bilim adına etiket taşıyan ve Müslümanlık ünsiyetini gizlemeyen Yasin Aktay’ın Siirt’teki konuşmasını nereye koymak gerektiği konusunda ilim ve irfandan nasiplenen her birey iyice düşünmek zorundadır. Ki Aktay Siirt'te “buranın halkına Kürd, Arap demek ayıptır” İfadesini kullanırken ortaya koyduğu sakat mantığıfark ederek bunu gizlemek için de üst çatı olan "Milleti İbrahim"felsefesi ve anlayışını öne çıkararak sakat İslami anlayışını örtmeye çalışmıştır. En yakınındaki akrabaların,aşiretin ve milletinin kendi varlığıyla orada var olmadıkça Milleti İbrahim’e ulaşmanın imkansızlığı İslam dünyasının tarihsel verileriyle ortadadır.
Şimdi soralım, Sosyoloji Profuolan bu adamın toplumun huzuru için tarihsel kökenlerle oluşan toplumsal değerlerden bi haber olması imkân dâhilinde midir?
Elbette buna aklı başında herkes hayır diyecektir.
Öyleyse bu adam hangi dine ve bilime hizmet etmektedir sorusuna cevap aramanın zorunluluğu var. Aktay bu beyanı ile Allah’ın açık açık seçik olan birçok ayetini gizlemekte veret etmeye yönelmiştir. Ki İslami literatüre vakıf olan herkes bilir bir ayeti gizlemenin ve ret etmenin hükmünü. Allah’ınherhangi bir kavme (millete) doğuştan insanı hak olarak bahşettiği bir niteliği ayıp görmek doğrudan doğruya Allah'ı bilgisizlikle ve had aşmakla suçlayarak töhmet altında bırakmıştır. Gerisini okuyucu düşünebilir.
Bir son söz olarak, “Uyarmaya aşiretinden ve akrabalarından başla” ayeti aynı zamanda Kürd siyasi önderlerine de bir mesajdır.
İster siyasal yelpazenin sağ veya solunda olsunlar hiç fark etmez. Kürd siyasetinin sol siyasal yelpazesi ailelerini, aşiretlerini ve 5000 yıllık geleneklerini hiçe sayarak Che Guevara’laşan bir gençlik inşa ederek Kürd ve Kürdistan’ın geleceğine ipotek koymaktadırlar.
Aynı şekilde Kürd siyasetinin sağ veya İslami cenahında yer alanlarda İslamcılık hastalığını hakkı ile bilmediği Milleti İbrahim ifadesine sığınarak Eritreyi, Moroyu, Filistinive daha birçok yeri kurtarma derdiyle uğraşıp, kendi toplumlarına karşı sorumluluklarını yerine getirmekten imtina etmektedirler. Daha ilerisine giderek insanın ahirette kavminden sorgulanmayacağı fikrini inşa ederek İmamı Şafiyi bilgisizlikle suçlamaktadırlar. El hak bu doğru olsa da sorgulamanın İmami Şafinin ön gördüğü değerler üzerinden olacağı kesindir.
Dolayısıyla sorgulanan bireydir ama sorgulandığı şey toplumsal yaşamdan neşet eden değerlerdir.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları








































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2018
21.02.2018
13.10.2017
24.09.2017
27.03.2017
27.02.2017
16.02.2017
31.01.2017
28.01.2017
22.01.2017