Erol KATIRCIOĞLU
Umarım gerçek Müslümanlar ve umarım kendilerine liberal diyen aydınlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son cümlelerini duymuşlardır. Türkiye’nin bir anonim şirket gibi yönetilmesi gerektiğini ve aslında Kürt sorunu gibi bir sorunun da olmadığını söyleyen cümlelerini duymuşlar ve umarım kendilerine ( içlerinden de olsa) “Biz ne yapıyoruz” diye sormuşlardır. Çünkü seçimin yaklaşıyor oluşu ya da Başbakan’dan rol çalma duygusu Erdoğan’ın gerçek düşüncelerini de açığa vurma sürecini hızlandırıyor. Bir ülkenin bir anonim şirket gibi yönetilmesi gerekir cümlesinin neresini ele almalı dersiniz? Böyle bir yönetim tarzında alınan bütün kararların “merkezi” ve “yukarıdan” alınan kararlar olması kurulan anolojinin gerçekten de “otoriter” bir yönetim hayaline denk düştüğünü yeterince açık bir biçimde ortaya koymuyor mu? O zaman “Erdoğan’ın otoriterleştiği” iddiası karşısında “AKP’den nefret ediyorlar, o nedenle bu lafı söylüyorlar” demenin de bir kıymeti harbiyesi kalmıyor. Çünkü gerçekten de Erdoğan’ın hayalindeki “Türk tipi” başkanlık özleminin “otoriter” bir yönetim anlamına geldiğini başka hangi cümle daha açık bir biçimde anlatabilirdi ki?
Gelelim “Kürt sorunu yoktur” cümlesine. Öyle anlaşılıyor ki Erdoğan bu cümleyi, Newroz’da, Öcalan’ın okuyacağı mektupla birlikte oluşacak barış havasının tüm toplumda yaratacağı sevinci ve bu sevincin Kürt siyasetine olası katkısını kontrol altına almaya çalışmak amacıyla söyledi. Tabii bir de aynı sevincin Davutoğlu’na gidecek bölümünü önleme amacı taşıdığını da söylemek mümkün. Öyle ya da böyle, bu Newroz da barış umudu ve sevinci yeniden yükselecek ve Kürt siyasi hareketi de yalnızca Kürdistan’da değil tüm toplumda da daha güvenilir bir siyaset olarak kabul görecektir. Erdoğan’ın sıkıntısı da budur.
Kürt siyasi hareketi “Türkiyelileşmek” kavramı etrafında müthiş bir adım attı. Böylelikle de bu ülkede “etnik” bakımdan bir azınlık olsa da “fikir” olarak Türk siyasi eliti karşısında fersah fersah ilerde olduğunu kanıtladı. Diğer kesimlerin kendi kimliklerine sarıldığı günlerde, siyaseti “kimliklerden” ayıklayarak bütün diğer kimlikleri de özgürlükçü ve demokrat bir ülke yaratmak amacında birleştirdi, birleştiriyor. Geriye ne kaldı derseniz HDP’de somutlaşan ve ben ülkeyi “katılımcı bir demokrasi” ve “katılımcı bir ekonomi” vizyonuyla yönetmek istiyorum diyen bir siyaset karşısında, “Ben Türkiye’yi anonim şirket gibi yönetmek istiyorum” diyen bir siyasetçi sakilliği kaldı. Umarım bu farkı tüm gerçek Müslümanlar ve gerçek liberaller görürler ve “Biz burada ne yapıyoruz” derler.
Emin olun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugünlerde söyledikleri ya da önümüzdeki günlerde söyleyecekleri HDP’nin barajı geçme olasılığı karşısında duyduğu paniğin ifadesidir. Ettiği “bağımsızlık yemini”ne rağmen AKP’ye 400 milletvekili istemesi de bu yüzden. Çünkü Erdoğan, “fıtraten” “sağcı” bir siyasetçidir ve bu nedenle de özgürlükten ve demokrasiden pek hoşlanmaz. Son cümleleri de bunun en açık kanıtıdır.
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025