Erol KATIRCIOĞLU
CHP’nin “Adalet” yürüyüşü ilginçti. Bir itirazın ifadesi olarak “yürümek” tarihte rastlanmadık bir eylem biçimi değildi ama CHP’nin tarihinde bir ilkti. CHP nasıl böyle bir adım atabildi diye düşünürken, bu ilhamın, CHP’nin içinden çok dışından gelmiş olma olasılığının daha yüksek olduğunu düşündüm. Düşündüm çünkü CHP dışından CHP’ye öyle eleştiriler olmaktaydı ki CHP (ya da Kemal Kılıçdaroğlu) artık böyle bir adım atmak zorunda hissetti kendini. O nedenle de yürüyüşün sonunda Kılıçdaroğlu, bu yürüyüşün verdiği özgüvenle artık CHP’nin “eski CHP” olmayacağını müjdeledi.
Tabii bu cümleler CHP konusunda ikna olması zor olan kesimlerde nasıl bir etki yarattı bilinmez ama cılız bir özeleştiri olduğu da ortada. İnsan biraz daha cesur siyasetçiler bekliyor seküler kesim adına konuşanlar da. “Evet, geçmişte şöyle şöyle şeyler yaptık ama bütün onlar doğru değildi” diyebilecek birilerini. Yine de başından sonuna kadar on binlerce insanın katılımıyla yapılan bu yürüyüşte CHP sembollerinin kullanılmamış olmasında ben, “adalete” duyarlı olan sol ve demokrat kesimler kadar bazı dindar kesimlerin eleştirilerinin de önemli bir payı olduğunu düşünüyorum. Bir başka biçimde söyleyecek olursak, CHP, CHP siyasetinin dışında, ona “kimlik” olarak yakın ve fakat “fikri” olarak eleştirel olan “sol ve demokrat” kesimler kadar dindar çevrelerin de etkisiyle böyle bir adım atmış gibi görünüyor.
Bir toplantıda bir arkadaş “CHP, parti olarak kendini görünmez kıldıkça etkisi artıyor” mealinden bir cümle kurmuştu. CHP’nin kendini görünmez kılması, kendi sembollerini kullanmamak kadar kendi bildik siyasi söylemlerinden de bir ölçüde vazgeçmekle mümkün ki bu da ancak kendi dışında söylenen eleştirilere kulak vermesi anlamına geliyor. Nitekim bu yürüyüş de sözünü ettiğim, özellikle parti dışı kesimlerde büyüyen eleştiriler kadar büyüyen “adalet” talebinin yarattığı baskıyla oluşmuş sıradışı bir yürüyüş oldu.
Ama diyebilirim ki Kılıçdaroğlu ve CHP bu yürüyüşle çıtayı çok yükseğe koydu. Öyle yükseğe ki iktidar partisinden, yürüyüşün hemen arkasından gelen meydan okuyucu sözlere cevap vermek zorlaştı. Üstelik bu durum önümüzdeki günlerde daha da zorlaşacağa benzer. Örneğin dün, Sayın Cumhurbaşkanı bir konuşmasında: "Sokaksa, sokak diyerek kendi aklınca milleti ve devleti tehdit eden bu kişi böyle bir yanlışlığa sapması halinde, asıl kendisinin sokağa çıkamaz hale geleceğini iyi bilmelidir" demiş.Doğrusu bir Cumhurbaşkanı’nın böyle bir cümleyi nasıl kurabilmiş olduğunu benim anlamam mümkün değil ama bir meydan okuma olduğu çok açık olan bu cümlelere CHP nasıl cevap verecek? Denebilir ki Gandi gibi yapıp daha barışçıl bir dil ve tavra devam etmek ve bu tür çıkışlara da cevap vermemek.
Peki bu mümkün olabilir mi? Bilmiyorum…
Türkiye, freni patlamış bir kamyon gibi yokuş aşağıya doğru hızla ilerliyor. Siyaset eliti anlaşılması zor ve karmaşık sebeplerle uzlaşma yerine kavga üretmeye devam ediyor. Öyle ki her gün dozu daha fazla artıyor. Belki bu doz artışını tam olarak hissedemiyor olabiliriz ama dikkatli gözler bu gerçeği görüyor.
Umalım ki sağduyu hakim olsun.
Ya da umalım ki yokuş uygun bir eğimdedir ve kamyonun kendiliğinden yavaşlaması, oraya buraya vurmadan durması mümkün olsun.
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025