Fehmi KORU
Yüksek Seçim Kurulu’nun tarihini açıklamasıyla referandum için gün sayımı başladı. 60 gün sonra sandık başına gidecek ve sistem değişikliğini amaçlayan anayasa paketi hakkındaki kanaatimizi oy olarak ifade edeceğiz.
Aslında kanaatler genel hatlarıyla belli. Taraflar hâlâ kararsız görünen yüzde 15-20’lik bir kitleyi kendi istedikleri yöne doğru ikna faaliyetini kampanyalarla sürdürecekler.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ile MHP lideri Devlet Bahçeli mitingler düzenlemeye başladı bile.
Yakında CHP’nin başını çekeceği ‘Hayır’ cephesi de hareketlenecektir.
Medya düzeni kimin işine yarar
Mitinglerle Türkiye şenleniyor; ancak acaba bugünün dünyasında geleneksel iletişim kanallarıyla istenen sonuç alınabiliyor mu?
Yoksa, taraflar, daha etkili sonuç alabilecekleri yeni yöntemleri ihmal mi ediyorlar?
Geleneksel iletişim kanalları ‘miting+medya’ bizde. Meydanlara toplanan insanlara hitaplar tarafların tabanlarını diri tutmaya yarıyor; mitinglerin yakın görüşlü kanallar tarafından ekranlara taşınması ise mesajların evlere-işyerlerine girmesini sağlıyor…
Bunun için milyarlar harcanıyor.
Harcamaya da değiyor. Hiç değilse bundan önceki seçimler ve referandumlarda değiyordu; bu yüzden partiler başka ülkelerde artık pek az kullanılan geleneksel kanalları bizde kullanmaya devam ediyor.
Türkiye ve medya düzeni hızla değiştiği için, bu referandumda durumun farklı olduğunu düşünüyorum.
En büyük değişiklik ülkemizin medya düzeninde.
Bir önceki seçime kadar bile Türkiye’de dengeli sayılabilecek bir medya düzeni vardı. İktidar partisi mesajlarını ne kadar kitlelere iletebiliyorsa, muhalefet partileri de seslerini duyurmada fazla zorluk çekmiyordu.
Artık öyle bir medya düzeni yok. İktidar partisi medyaya hakim. Muhalefetin sesi bu referandum öncesinde medyadan pek duyulmayacaktır.
Yakın zamana kadar ortada kalmaya ve muhalefeti bütünüyle boşlamamaya çalışan gazeteler ve TV kanalları vardı; onlar da tavır değiştirmiş bulunuyor.
Daha kampanyalar başlamadan bir TV program sunucusunun kendi takipçileriyle paylaştığı “Benim oyum hayır” mesajı, ortada durduğu bilinen medya grubundan kovulmasına yol açtı.
Medya mağduru ilgi çeker
Olayı burada anmamın iki sebebi var.
İlki, kovulma olayı kovulan kişi kadar aynı grupta yazmaya ve konuşmaya devam edenleri de etkiler. Hatta kovulandan sonra geride kalanların ve olaya seslerini çıkarmayanların imajı daha da fazla etkilenir. Okurları ve izleyenleri nezdinde algıları değişir.
Bir diğer sebep de şu: Görüşü yüzünden birinin kovulması, “Hayır” demenin maliyetini yükseltirken “Evet” demeyi de ucuzlatır. Böyle ortamlarda bizim milletin nasıl tepki vereceği önceden belli olmaz.
Aklımda 2002 seçimi var.
Yeni kurulmuş AK Parti, seçime, mesajlarını yaymada yalnızca bir-iki gazete (en önemlisi Yeni Şafak) ve TV kanalı (Kanal-7) desteğinde girmiş, diğer gazeteler ve TV kanalları karşısında yer almıştı.
Sonucu biliyoruz.
Halkımız ‘medya mağduru’ olarak gördüğü partiyi iktidara taşıyıverdi.
Bugün tersine döndüğü belli olan yeni medya düzeni, ilk bu referandum önünde denge iyice bozulduğu için, medyada olağanüstü ağırlıklı temsil edilen cephenin aleyhine çalışabilir.
Göreceğiz.
Haberlerinizi nereden alırsınız…
İnsanlar, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de, artık haberlere erişim için yeni mecraları tercih ediyorlar. Hiç yerinden kalkmadan, bayiye gitmesi veya birine aldırtması gerekmeden, hatta herhangi bir gazeteye bağlı da kalmaksızın, her çeşit görüşe internet üzerinden ulaşabiliyorlar.
Cep telefonu bunun için yeterli oluyor.
Aynı durum görüntülü haberler için de söz konusu. Yine cep telefonu kullanılarak ülkenin ve dünyanın her tarafından izlenebilen yayınlar yapmak mümkün bugün; bu imkanı profesyonelce kullanıp düzenli ana haber bülteni yapan, haber programları, mülakatlar ile izleyici karşısına çıkan girişimler var.
Öyle sanıyorum ki, önümüzdeki 60 gün içerisinde, insanlarımızın önemli bir bölümü, geleneksel kanallar yerine, sesleri kısıldığı için alternatif medya mecralarını kullananların neler dediğini de öğrenmeye çalışacaktır.
Merakın şimdiden başladığını hissedebiliyorum.
Türkiye’de bugün köylere kadar neredeyse her evde internet bağlantısı ve bilgisayar var. Sosyal medya kullanımında dünyada lider ülkelerden biriyiz; birileri trolleşip o mecraları kötüye kullansa bile, geri kalanımız eldeki imkânı doğru haberleşme için kullanmayı biliyoruz.
Bir yazı veya bir haber bir çırpıda yüz binlere ulaşabiliyor.
ABD’de yeni mecralar seçim kazandırdı
Son ABD seçiminde.. en fazla para harcayan, halkın önüne en çok çıkan, geleneksel medyanın kendisine en fazla zaman ayırdığı kişi değil.. sosyal medyayı en tepe tepe kullanan ve ‘ana-akım medya’ ile ters düştüğü için internet mecrası üzerinden mesajlarını duyurabilen kişi kazandı.
Donald Trump başarısını geleneksel olmayan yeni mecralara borçlu.
Partiler ve referandumda taraf olanlar bu gerçeğin farkındadırlar umarım.
İki tarafın kesin inançlıları çoktan kararlarını verdiler, onlar sandığın bir an önce önlerine getirilmesini ve şimdiden belirledikleri istikamette oylarını kullanmayı iple çekiyor…
Onlar kadar kesin inançlı olmayan.. hâlâ kararsız görünen.. sandık başına gidene kadar ikna edilmeye açık olanlar.. sizce hangi mecralardan bu ihtiyaçlarını gidereceklerdir?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025