Fehmi KORU
Kemal Kılıçdaroğlu’nun son 1 kilometresini yalnız başına gerçekleştirdiği Ankara-İstanbul arasını kapsayan ‘uzun yürüyüş’ dün İstanbul/Maltepe’de büyük kalabalıkların toplandığı bir mitingle sona erdi.
Olaysız yürüyüş ve olaysız miting…
Daha ne ister bir ülke?
Mitingde yaptığı konuşmada, Kılıçdaroğlu, bir yıldır uygulanmakta olan OHAL’in kaldırılmasını, milletvekillerinin tutuksuz yargılanmasını ve gazetecilerin serbest bırakılmasını da içeren 10 maddelik bir ‘talepler listesi’ sundu.
Hepsi ‘adalet’ sözcüğü içerisinde yer alan talepler…
Aslına bakılırsa, yürüyüşe başından itibaren ters bakan, hoşlanmadığını belli eden AK Parti ve hükümet çevrelerinin, muhalefette olsalar kendilerinin de benzer bir ortamda pek çoğunu yüksünmeden seslendireceği muhakkak bir liste bu.
Yerine getirildiğinde hükümeti de içeride ve dışarıda rahatlatacak talepler…
Mutlak iktidar ne yapar?
Sorunun temelinde şu gerçek yatıyor: Türkiye’de şikâyet konusu edilen sıkıntılar bugüne ve iktidardaki partiye münhasır değil; gelmiş geçmiş iktidarların çoğu, bir süre sonra, bugünküne benzeyen ortamları kendi elleriyle hazırlamış ve bu da şimdilerde işitilenleri andıran şikâyetlere sebep olmuştur.
İktidarlar var olanla yetinmiyor, bir süre sonra ‘mutlak iktidar’ istiyor bizde; bu da rahatsızlıklara sebep oluyor.
‘Mutlak iktidar’ kuvvetler ayrılığı ilkesinin işlemediği siyaset ortamının adıdır.
Kılıçdaroğlu’nun mitingde tek tek saydığı taleplerin hepsi ‘yargı’ ile ilgili; yani demokrasilerde bir devleti oluşturan kuvvetlerin üçüncüsüyle…
Üçüncü kuvvet olan yargının, birinci (yasama) ve ikinci (yürütme) kuvvetlerle — yasama ile yürütmenin de birbirleriyle ve yargı ile– aralarında duvar olması gerekiyor.
Bağımsızlık ve tarafsızlık duvarı…
Oysa ne görüyoruz, ‘adalet’ pankartıyla başlayıp biten yürüyüşe.. üçüncü kuvvet olan ‘yargı’sesini çıkarmaz ve şikâyetleri üzerine alınmazken.. yasama saflarından ve özellikle de yürütmeden şiddetli eleştiriler duyuldu.
Şikâyetler doğrudan doğruya yargı ile ilgiliyken diğer iki kuvvet bundan ne için rahatsızlık duyar?
‘Kuvvetler ayrılığı’ ilkesinin gözettiği o duvar yıkıldığı için olmasın?
En az 200 yıldır dünyada devletlerin yönetiminde izlenmesi yerinde olacak hususlar tartışılıyor. Demokrasiye bir günde ulaşılmadı. Gerçek anlamda bir demokraside işlerin sağlıklı yürüyebilmesi için devleti oluşturan organların birbirleriyle uyum içerisinde çalışmasının şartı olarak, onların birbirinden bağımsız çalışması sonucuna varıldı.
Birbirinden bağımsız çalışan devlet organları en fazla siyaset adamlarını rahatlatıyor.
Zaten yeterince sorumluluk ve yükümlülük taşıyan siyaset, bir de yargının sorumluluğunu üstlenirse, o alanda meydana gelebilecek yanlışlıkların altında ezilir çünkü.
Adaletin şikâyetlere yol açmayacak biçimde yerine getirilebilmesi hassaslık ister, siyaset ise o kadar hassaslığı kaldıramaz.
İlk başlarda hoşa gider görünse bile.. gereğinden fazla sorumluluk.. sonunda siyasetin aleyhine çalışır.
İktidar ile muhalefet demokrasilerde ebedi değildir
Tecrübeler demokrasilerde iktidarların ömrünün sınırsız olmadığına işaret ediyor; dün devletin eline teslim edildiği kadrolar bugün aynı yerde değiller… Bugünün iktidarları da, demokratik ülkelerde, bir zaman gelecek, yerlerini başkalarına devredeceklerini biliyorlar.
Bildikleri için de, muhalefete düştüklerinde kendi aleyhlerine çalışabilecek yanlışlıklardan kaçınıyorlar.
Hiçbir iktidar hiçbir ülkede bin yıl sürmüyor.
Sürseydi 28 Şubat’ta ülke üzerine geçirilmek istenen ‘deli gömleği’ hâlâ üzerimizde olurdu.
Seçimde rakibinden 1 oy fazla alanın devleti yönetme görevini üstleneceği anayasa değişiklikleri yapıldı yakın zamanda ülkemizde; sandık her an bir değişikliği bizde de getirebilir.
O durumda ne olacak?
Bu soruyu AK Partililer kendilerine sormalılar.
Kılıçdaroğlu aslında ne mesajı verdi?
Miting konuşmasından.. Kemal Kılıçdaroğlu’nun.. genel başkanlıktan liderliğe terfi ettiği.. CHP’deki gücünü sağlamlaştırdığı.. kendisini cumhurbaşkanlığı adaylığına hazırladığı.. gibi sonuçlar çıkarıldı. Bunlara erişmek için herhalde bu kadar zahmete girmesi gerekmezdi.
Ben ise konuşmasındaki vurgulardan farklı bir sonuç çıkardım: 2019’a doğru yol alınırken.. muhalefet.. 16 Nisan 2017’de yapılan anayasa değişikliğini.. ve ‘cumhur-başkanlık sistemi’ni ters yüz etmek, değişiklikleri geçersiz kılmak üzerine bir politik çizgi izleyecek.
Tabanı bunun genişleteceğini düşünüyor muhalefet.
Anayasa değişikliği ile gelen yeni ‘yüzde 50 + 1’ sistemi muhalefetin umutlarını artırmış görünüyor.
Ne dedi konuşmasının en başında Kılıçdaroğlu? “9 Temmuz sadece bir başlangıç” demedi mi?
Arkası gelecektir.
Yazarlar
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025