Fehmi KORU
Gün geçmiyor ki, bir yerlerden ‘FETÖ ile mücadele’ kapsamında gerçekleştirilen uygulamalar konusunda mağduriyet iddiası iletilmesin…
Bana gelenler, bildiğim ailelerin, bazısını bizzat tanıdığım mensuplarıyla ilgili…
AK Parti’nin değer verdiği bazı yazarlar da kendi tanıdıklarından hareketle iddiaları gündeme taşıyorlar.
Onların ve benim tanıdıklarım yanlış tasarrufları bizlere iletiyorlar da, aynı çevrenin siyasileri, AK Parti’nin ilçe ve il başkanlarıyla milletvekilleri ve bakanları bu durumdan habersizler mi?
Elbette haberliler.
Şikâyetlerin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a kadar ulaştığı anlaşılıyor.
Dün, AK Parti’nin Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada konuya ilişkin sözleri o iddialara cevap teşkil ediyordu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın…
“FETÖ’nün bankalarına para yatırmayın, okullarında çocuk okutmayın diye boşuna haykırmadık. O zaman bankalarından paraları çekmeyenler şimdi yanımıza gelip ‘bunları bilerek yapmadık’ (diyorlar). Bilerek yaptınız. Arabanızı, dairenizi satıp oraya yatırdınız. Şimdi, ‘taksiratımız yok’ diye ağlıyorsunuz. Kusura bakmayın atı alan Üsküdar’ı geçti. Akıllı olanlar Türkiye’yi terk etti gitti, aklı yetmeyenler burada tuzağa düştü.”
BankAsya kampanyası tuzaktı gerçekten
BankAsya’ya para yatırdığı, ülkenin ve dünyanın dört bir tarafında açılmış okullardan mezun olduğu gerekçesiyle haklarında cezai takibat yapılan insanlar var…
Devletteki görevlerinden atılan, hatta tutuklanıp cezaevlerine tıkılan insanlar…
Cumhurbaşkanı “Bankalarına para yatırmayın” ve “Okullarında çocuklarınızı okutmayın” dediği halde kendisinin dinlenmediğini söylüyor.
Olayın böyle bir yönü var gerçekten.
Ancak şöyle bir yönü de var: O uyarılar 2014 yılında yapılmaya başlandı. 17-25 Aralık 2013’ten sonra. Yapılanma o sıralarda henüz ‘FETÖ’ adını almamıştı.
İnsanların çoğu FETÖ gerçeğiyle 15 Temmuz 2015 gecesi girişilen ‘darbe girişimi’ ile tanıştı.
Miladı 17-25 Aralık 2013 kabul etsek bile.. o tarihten önce okullarda okumaya başlamış çocukların ilişkilerinin kesilmesi o kadar kolay mı? Üstelik “Cemaat okullarında okuduğu”gerekçesi o tarihlerden çok önce mezun olmuş kişiler için de kullanılıyorsa?
BankAsya konusunda haklı Cumhurbaşkanı Erdoğan; gerçekten de uyarılara kulak tıkayarak “Bankamızı kurtaralım” kampanyasına katılan, bu uğurda evini, arabasını satıp elinde avucunda ne varsa bankaya yatıranlar oldu.
Gazetelerde “BankAsya için satılık” reklâmları yayınlanıyordu.
“Tuzak” sözcüğünü kullanmamıştım, ama kampanyaya katılanların bütün varlıklarını kaybedebilecekleri bir süreci kendi elleriyle ateşlediklerini hatırlattığım yazımı arasam bulabilirim.
Cumhurbaşkanı’nın konuşmasında kullandığı ‘tuzak’ sözcüğünü başka yönlere çekenler de çıkabilir, ama ben “Akıllı olanlar Türkiye’yi terk etti, aklı yetmeyenler burada tuzağa düştü”cümlesini “FETÖ’nün kendi mensuplarına kurduğu tuzak” olarak okuyorum.
Bankaların bütün muameleleri en hassas biçimde kayıtlara geçer. O günlerde kimlerin BankAsya’ya para yatırdığı bugün o sayede kolayca bilinebiliyor.
FETÖ kendi mensuplarını para yatırma kampanyasına sevk ederek bugünlere zemin hazırlamış olamaz mı?
Yani “Sevenlerine tuzak kurmuş” olamaz mı?
Ya ByLock da tuzaksa?
Sanıyorum, benzer bir akıl yürütme, ByLock konusunda da yapılabilir.
ByLock bir özel haberleşme programı. ‘WhatsApp’ neyse ‘ByLock’ da o.
İkisinin birbirinden tek farkı, ‘ByLock’ı aynı eğilimden insanların kullanmış olması.
Evlerinde kalan çocukların cep telefonlarına bile indirtmişler programı.
Tuhaf gelmiyor mu bu size?
Son günlerdeki uzman açıklamalarından öğrendiğimiz yeni bir gerçek daha var: Programı yazanlar.. aynı dönemde yazdıkları müzik veya namaz vakitleri gibi başka alandan programlar aracılığıyla da.. insanları indirmedikleri ve hiç bir zaman kullanmadıkları ‘ByLock’ programıyla irtibatlama kurnazlığına sapmışlar…
Bu sebeple elde yüz binlerce isimli ‘ByLock kullananlar listesi’, cezaevlerinde de bazısı üstelik kullanmadıkları halde ‘ByLock’ yüzünden hapse düşmüş insanlar var…
Neden acaba?
Aynı soruyu şöyle sorayım: Kullanıcıları yapılanmanın lider kademesiyle sınırlı kalsa anlaşılabilecek haberleşme programının çoluk-çocuğa kadar yaygınlaştırılması, buna hiç kullanmamışların bile eklenmesinin arzu edilmesi de bir ‘tuzak’ olamaz mı?
Ülkeyi terk eden ve şimdilerde “Türkiye’de yüzbinler hapislerde” karşı-propaganda faaliyeti yürüten –Cumhurbaşkanı deyimiyle ‘akıllı olanlar’— tarafından.. ‘aklı onların hinliklerine ermeyen’ geniş kitlelere mağduriyet yaşatmak için kurulmuş bir tuzak?
Üzerinde düşünülmesini isterim.
Bir dosttan gelen mesaj
Yazıyı bitirdiğimde WhatsApp’tan telefonuma bir mesaj düştü.
28 Şubat sürecinde mağduriyetler yaşamış, AK Parti çevrelerinin yakından tanıdığı, önemli bir görevin sahibi bir akademisyen dostumdan geliyor mesaj.
Okuyalım:
“Fetoculukla hiçbir ilgisi olmayan ve özellikle milli görüş geleneğinden gelip fetoyla tarihi boyunca hiçbir ilgisi olmamış kimselerden bugün binlerce arkadaşımız tutuklu durumuna düşmüştür bunların telefonlarına bylock nasıl olmuşsa bulaşmış kendilerinin bile bundan haberi yok polisler evlerini basıp onları tutuklayıp götürdüklerinde karakollarda telefonlarına Bylock bulaştığından dolayı tutuklandıklarını veya gözaltına alındıklarını öğreniyorlar hayatını Erbakan’ın peşinden gitmekle geçirmiş bir hacıbaba hayatında akıllı telefon görmemiş eski basmalı telefon kullanan bir çöpçü arkadaş ve benzeri bir çok kimseler bylock olayından dolayı maalesef şu anda hapishanelerde yatmaktadır bunları dile getirmek gerekir bu konuda sizin bir çalışmanız veya bir yerlere iletme imkanınız var mı?”
Yazarlar
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025