Fehmi KORU
Medya, basın, gazeteler, TV’ler.. Bizde, başka ülkelerde.. Bugün medya düzeni üstüne düşündüm…
Son bir-iki gündür Yüksek Seçim Kurulu vesilesiyle hukukçular için yaptığım gibi, her meslek erbabına günü geldiğinde sorumluluklarını hatırlatıyorum da, kendimizi, yazar-çizer-gazeteci takımını ihmal ettiğim sanılmasın.
En büyük sorumluluk aslında kalem erbabında.
Geçmişten günümüze nice yazarlar değişik konularda yazılarıyla toplumun karşısına çıktı, çıkıyor. Kimimiz havadan sudan söz etsek bile her yazıda okuyanın zihninde iyi-kötü bir tortu bırakıyoruz. Geçmişte, okurlar almak ihtiyacı duyduğu gazete ile yazar tercihinde de bulunmuş oluyordu; bugün pek çok insan yazılara internet üzerinden ulaştığı için kimi okuyacağı konusunda herkes çok daha özgür…
Gazetelerde yazarken “Ben de sizin gibi görüşlerimi toplumla paylaşmak istiyorum, bu imkanı nasıl elde ederim?” diye başvuranlar olduğunda ne yapacağımı şaşırırdım. Yeni bir ismin devreye girmesinin ne kadar zor olduğunu bildiğim için… Son yıllarda benzer başvurulara gönül rahatlığı ile, “Görüşlerinize yakın bulduğunuz bir internet sitesini hedef seçin, yazdıklarınızdan örnekler gönderin, size de imkan sağlayan mutlaka çıkacaktır”diyebiliyorum.
Bu yolla kazanılan çok sayıda yeni imza var.
Yeni imza var, ancak onlar bizler kadar şanslı değiller…
Okurluktan yazarlığa geçme aşamasında önümde özenebileceğim isimler vardı. Bazısı her yönüyle örnek alınabilecek olanlar yanında, fikirlerine büyük çapta katılmasam bile yazarlık onuruna sahip olduğunu bildiğim isimleri de göz ucuyla izlerdim. Fikirleri ve yazarlık onuru konusunda örnek teşkil edemeyecek olanlardan üslup sahiplerini bile okumaya çalışırdım.
Günümüzün yazar heveslilerinin bizim neslimiz kadar şanslı olmadığını düşünmem her üç yönden de örnek alınabilecek pek az yazar bulunduğu gerçeğidir.
Herkes kendisini biliyor, ben de zaten elinde her kalem tutanı, köşe sahibi olanı aynı durumda görmüyorum.
Gazeteler var, bir de ‘pembe gazete’…
‘Pembe gazete’ deyimini işitmiş miydiniz?
ABD’nin en zengini sayılan petrol kralı John Rockefeller‘in (1839-1937), ileri yaşlarında, gazetelerde çıkan haberler ve yazılardan rahatsızlık duyduğunu gören yakınları, çareyi, yalnızca onun hoşuna gidecek haberler ile seveceği yazılardan oluşan kişiye özel -ama kendisinin öyle olduğunu bilmediği- bir gazete hazırlamakta bulmuşlardı.
Her sabah Rockefeller‘in önüne gerçekmiş gibi o sahte gazete gidiyordu.
İşte o gazeteden beri sahibine özel türüne mesleğimizin, ‘pembe gazetecilik’ deniliyor.
Donald Trump‘ın da öyle bir gazeteye ihtiyacı olduğu açık; fakat sabah gözünü açar açmaz New York Times‘a, Washington Post‘a baktığı, ardından bir dizi Twitter mesajıyla okuduklarına gösterdiği tepkilerden belli ABD başkanının…
Yapılacak fazla bir şey yok onun için…
Dün bir yazıda karşıma çıktı, mizah için de yazılmış olabilir: Trump‘ın Beyaz Saray’daki oval masalı çalışma odasında üç adet televizyon cihazı yan yana duruyormuş ve her üçünde de Fox-Tv açık oluyormuş…
Fox-TV ABD’de Trump‘ın hoşuna gidecek türden yayınlar yapıyor, ekranına ABD başkanını rahatsız edecek konuk da çıkarmıyor.
Gazeteler? İşte onlar için bir çare ABD’de henüz bulunamadı. Trump sanırım kendisini rahatsız eden gazetelere bir ‘iyilik’ yapabilmek için iki yıl sonra yapılacak seçim sonrasını bekliyor. Yeniden kazanacak olursa NYT ve WP için birer iyilik düşüneceğine eminim.
Siyasiler basından hiç hoşlanmıyorlar. Gazetecilerin de siyasilerden fazla hoşlanmadıklarını biliyorum. [Siyasete atılma cesareti gösteren ve böylece kendilerini eleştiriye açan kişilere hep saygı duymuşumdur, yazarlık hayatım boyunca kendimi yakın hissettiğim, dostluk kurduğum pek çok siyasi olmuştur; bu sebeple kendimi bir istisna olarak görürüm.]
Karşılıklı olumsuz duygular ortamı da etkiliyor doğal olarak.
Zaferlerde iyi de ya yenilgiye yol açıyorsa…
Ancak çarenin hoşlanılacak bir medya yapısı olmadığını da bilirim. Siyasilerin hoşuna gidecek haberler ve yazılarla çıkan gazeteler ile yalnızca tek tarafın görüşlerini ekranlarına yansıtan televizyon kanalları siyasilere en olmayacak zamanda hayal kırıklıkları yaşatır çünkü.
Onlar sayesinde zaferden zafere koşacaklarını düşünen siyasiler, onlar yüzünden yenilgiler de yaşabilir…
Haberleri ve yorumlarıyla kendilerini yenilgiye hazırlamadıkları için yaşanır hayal kırıklıkları…
Tek taraflı propagandaların etkisi bir yere kadardır.
Siyasilerin görüşlerini kısa süre içerisinde değiştirebildikleri, dün ‘ak’ dediklerine bugün ‘kara’ diyebildikleri bilinen ve kabul edilen bir durum; “Dün dündür, bugün de bugün” hesabı… Ancak, düne kadar aleyhte yazılarla okur, sert eleştirilerle izleyici karşısına çıkan fikir sahiplerinin birdenbire farklı telden çalmaya başlamaları toplum açısından siyasiler kadar kabul edilebilir bir durum değildir.
Yalnızca kendilerini zora düşürmez böyleleri, hoşuna gitsin diye büründükleri bu yeni biçim yüzünden siyasileri de zora düşürürler…
Rockefeller için hayatının son demlerinde çıkartılan ‘kişiye özel gazete’ onun birkaç gün, hafta veya ay sinirlerinin yatışmasını sağlamıştır muhakkak; ancak her gün her gün pembe gazeteler-ekranlar çekilmez.
Çekilir sananlar bir gün gelir yanıldıklarını anlarlar.
Yazarlar
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025