Fehmi KORU
Birbirine benzeyen gazeteler ve hep aynı şeyler yazan yazarlar.. ‘İlişki ve yalakalık ağları’ eleştirisi…
Geçmiş zaman, medyadan önemli bir isimle sohbet ederken, bizler gibi dışarıdan bakanların fazla fark etmediği bir baskıyı üzerlerinde hissettiklerini ondan dinledim. O kişi, benim o günlerde yazdığım gazetenin adını anarak, “Bizim gazetenin de ona benzemesi isteniyor” dedi.
Hatırlar mı bilmem, ama ona şu kısa cevabı verdiğimi dün gibi hatırlıyorum: “Herkesin benim yazdıklarımı yazdığı bir ülkede yaşamayı en başta ben istemem…”
Her alanda farklılıklar herkes için hayırlıdır. Tek tip yaklaşım ve hep aynı görüşün hakim olduğu ortam kısırlık yapar.
Basılan gazete, okunan gazete
Gazeteleri bayiden alıp sayfalarını çevirerek okumayalı neredeyse beş yıl olacak; her gazeteye internet üzerinden erişiyor ve yazarları da yine dijital ortamdan okuyorum. Bu sebeple de içine düşülen vahametin tam farkında olduğum söylenemez. Sonuçta basılı gazetelerde yazarlar olduğu gibi, yalnızca internet üzerinden ulaşılabilen farklı görüş sahibi yazarlar da var.
İnternet ise farklılığı, çeşitliliği, renkliliği sağlıyor.
Anlaşılan gerçek internette olduğundan daha farklı.
Bunu da, kendisini başkalarından farklı bir zemine oturtmaya çalışan bir köşe yazarının bugün yazdıklarından öğrendim.
En iyisi birlikte okuyalım:
“Bizim tarafın sorunu da doğru pozisyonu alıp doğru yalakalık ilişkileri kurduktan sonra 1 kişinin bile okumayacağı yazılar yazsanız da çok okunan bir yazarla aynı kefeye konmanızdır. Sıfıra yakın reyting de alsanız programınızın aynen devam etmesidir. Yani yeteneksizliğin ve korkaklığın ödüllendirilmesidir. Okunmak ve izlenmek değil, ilişki ve yalakalık ağları kriter olmuşsa orada iş biter. Hatta çok okunan ve çok izlenen, yani toplumun merak ettiği biriyseniz başınıza bela gelme olasılığı daha fazla. Nitekim medya tarihinde böyle olaylar da yaşadık. O yüzden bizim kanatta da köşe yazarları ‘Yaşayan ölü’ olmayı tercih ediyor. Birey olarak yok hükmündeler.”
Aslında bu satırlar bir yıl öncesine aitmiş, ancak köşe yazarı bir yıl önceki bu satırlarını “Nasıl, dediğim doğru çıkmadı mı?” demek için bugün de tekrarlama ihtiyacı duymuş.
“Hürriyet elimizde tamamen bitti” de diyor yazar.
Allah, Allah…
Üzücü bir durum bu. Bir zamanlar ‘Babıali’nin amiral gemisi’ diye anılan bir gazetenin bugün okurlarını büyük çapta kaybetmiş bir iç haberleşme ceridesi durumuna düşmesine sevinenler vardır belki, ama ben onlardan değilim.
El değiştireli çok olmadı; kendisini ‘bizim taraf’ dediği iktidar yanlısı bir cepheye atfeden yazarın dediği doğruysa, satış için ayrılan kaynağa yazık edilmiş oluyor. Gazeteler itibarlarıyla ayakta durur çünkü. Onu kaybettiğinde sadece görüntüsü ucuzlamaz, maddi değeri de düşer.
Bazıları “Bu dönemin amiral gemisi Sabah gazetesi, bu sebeple yeni satın alınanların gözden düşmesi fazla önemsenmiyor” iddiasını ileri sürse bile, sonuçta sahibi açısından değeri düşen bir gazeteye sahip olmak ekonomik açıdan da tahammül edilebilecek bir durum değildir.
Gazetelerin kimlikleriyle fazla oynanmamalı.
Oynanırsa iyi olmaz.
Eleştirilerden haberdar olsunlar diye
Makinadan çıkan bir gazeteyi bütün tazeliğiyle ele alıp mürekkep kokusunu içine çeke çeke sayfaları çevirmenin keyfini yaşayan bilir. Acaba gazeteleri çıkaran kadrolar bugünlerde de aynı keyfi yaşıyorlar mı? Yoksa, sayfalar makinaya verildikten sonra baskıdan çıkan nüshayı beklemek içlerinden gelmiyor mu?
Bu son soru beni günümüzün gerçekliği olan ve medyada farklılığı sağlayan basılmayan gazetelere yönlendiriyor; yalnızca internet üzerinden yayın yapılan sitelere…
Vaktiyle bildik gazetelerde yazan pek çok meslektaş bugün yine yazmayı sürdürüyor, ama bu imkanı onlara internet üzerinden yayın yapan haber siteleri sağlıyor. Ayrıca, daha önce varlıklarının farkına varılmamış pek çok yeni isim de yine aynı siteler sayesinde görüşlerini geniş kitlelerle paylaşma imkanına kavuştu.
Bir yanda hemen her gün aynı konulara birbirine benzer üslupla yaklaşan yazılarla dolu basılı gazeteler, diğer yanda her biri diğerlerinden farklı görüşleri en taze yorumlarla anında okur önüne sunan haber siteleri…
Pek çok yeni ismin şikayete konu olan gazetelerde yazanlardan daha fazla okunduğunu düşünmem için o kadar çok sebep var ki…
Dikkate alınıyor ve tartışılıyorlar çünkü.
OcakMedya sitemizin yazarlarının gördüğü ilgiden de biliyorum bu gerçeği.
Türün en iyilerinden t24 haber sitesi geçtiğimiz günlerde 10. yılını doldurdu. Kendilerini tebrik ediyorum.
İleride bu günleri yazacaklar için en sağlıklı malzeme haber sitelerinde bulunuyor.
Yukarıda alıntıladığım eleştirel satırlar bir yıl önce yazıldığına göre, orada yer alan eleştirilerin bu bir yıl boyunca hiç dikkate alınmamasını ilginç buldum.
Birbirlerini de okumuyorlar galiba.
Zaten bu yazıyı o eleştirilerden hiç değilse benim sayemde haberdar olabilsinler diye yazdım.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025