Halil BERKTAY
Basit bir şey diyecekken lâfı uzattım, tarihe dalıp gittim. Araya Torosyan girdi. Derken Newroz oldu. Aşağıdaki hemen her şeyi, Cumhuriyet’in ilânı kadar önemli gördüğüm bu gelişmeden önce yazmıştım. Bu parentezi kapatayım ki, sosyalizmin geçmişi ve bugün (hattâ sırf “sol” desek dahi) bir umut olup olamıyacağıyla devam edeyim.
Hareket pratik-demokratik, nihaî amaç köktenci-ütopik olursa
Buraya, İmralı tutanaklarına ve Öcalan ile Kandil arasındaki olası farklılık noktalarına ilişkin bazı gözlemlerden geldim (6 Mart). Şimdiki barış sürecinde, PKK için “hareket” mi, “nihaî amaç” mı sorusunun kritik olduğunu düşünüyordum. Bu da bana, tarihin kısmetsiz, hakkı yenmiş isimlerinden Eduard Bernstein’ı hatırlatmıştı. Acaba, demiştim, ünlü “hareket her şey, nihaî amaç hiçbir şeydir” sözü bir siyaset gerçekliği olarak “nihaî amaç” ile onun için mücadele eden “hareket”i birbirinden ayırması bu soruna ışık tutabilir mi?
Tutmasına tutar da, dolaylı bir şekilde tutar ve ince bir düşünce çabası gerektirir kanısındayım. Bence “hareket”e mi “nihaî amac”a mı öncelik tanınması gerektiği konusunda, her durum için geçerli bir kural getirilemez; bu, nasıl bir “hareket” ve nasıl bir “nihaî amaç”tan söz ettiğimize bağlıdır. 1890’lardaki Bernstein ve demokratik sosyalizm tartışmaları örneğinde, iki boyut söz konusuydu. Birincisi, “nihaî amaç” sırasıyla şiddete dayalı devrim (ihtilâl), sosyalizm ve komünizm hele Batı Avrupa ve Almanya gibi hızla gelişen kapitalist ülkeler örneğinde, aşırı-köktenciydi ve dolayısıyla (küçümsenen “ütopik sosyalist”lerinki kadar) ütopikti, hayalîydi, erişilmez derecede uzaktı. Bu, Ekim Devrimi ve Sovyetler Birliği’nin yarattığı 70 yıllık ama son tahlilde geçici “pekâlâ olabilirmiş” hissine rağmen, bugün tekrar ve çok daha açık.
İkincisi, orada söz konusu olan “hareket” barışçı ve demokratikti. Baskı ve yasaklara karşın, herhangi bir provokasyona gelmeksizin yasallığı adım adım kazanan, sadece tek tek “bağımsız aday”larla dahi oyunu 400,000’den 800,000’lere ve yüzde 20’lere taşıyabilen bir SPD mevcuttu.
Kazanımlara sosyalizm demek de şart değil; yeter ki muhalefet dönüştürücü olsun
Bu çerçevede, elbette Bernstein haklıydı ve iki anlamda “hareket” çok büyük önem taşıyordu. “Hareket”in birinci anlamı, sosyal demokrat parti ve etrafında yarattığı bütün siyasal, kültürel etki kuşaklarıydı. İkinci anlamı, bu “hareket”in ileriye doğru “hareket”iydi; demokrasi ve işçi hakları açısından adım adım elde ettiği kazanımlardı. SPD ikincisini yaptıkça birinci anlamda güçleniyor; hem varlığı hem eylemiyle, iktidarda olmasa ve belki hiç iktidara gelemiyecek de olsa bizatihî muhalif konumu ve pratiğiyle, toplumun dokusunu içten içe değiştirebilirdi ve değiştiriyordu.
Bernstein’a göre bu, kapitalizmin içinde gelişen sosyalizmdi. Bana göre değil; bu, mevcut (Sanayi Devriminden çıkmış haliyle) kapitalizmi ve demokrasiyi (ikisi aynı şey değil) şu veya bu ölçüde yumuşatan, denetleyen, biraz daha genişleten ve kısmen daha âdil kılan bir gelişme çizgisiydi. Ve benim gözümde meşruluk kazanması için, illâ olduğunun ötesinde (sosyalizm gibi) sıfatlarla taltif edilmesi de gerekmiyor. Ayrıca, kapitalizme “taban tabana zıt” bir sosyalizmin, ister devrim ister evrim yoluyla kurulup yaşayabileceği (veya bugünden programlaştırılabileceği, projelendirilebileceği) de benim için çok kuşkulu.
Ya hareket köktenci-silâhlı, nihaî amaç demokratik olursa
Dolayısıyla Bernstein’la en az şu noktada buluşuyoruz: Demokrasiyi kendi bağrında yaşatan bir hareket olarak büyüyüp gelişmek, demokrasiyi genişleterek toplumu daha muhalefetteyken değiştirmek ve ne pahasına olursa olsun, evet, bu “hareket”in üzerine titreyip varlığını korumak, ezdirmeyip yaşatmak, “devrim yapamadıkça neye yarar” dememek ve dedirtmemek; bu anlamda, silâhlı maceralara sürükleyip belirsiz bir “nihaî amac”a feda etmemek, çok büyük önem taşıyor.
Buna karşılık, PKK örneğinde başka türlü bir “hareket” söz konusu(ydu). Silâhla başlayıp gelişmiş ve hep öncelikle askerî olmuş(tu). Yani meselâ komünist partileri örneğinde olduğu gibi parti silâha değil, silâh partiye hükmediyor(du). Bu askerî mücadele bütün varlığı haline gelmiş(ti) ve nüfuzu da büyük ölçüde buna bağlı(ydı). Kendi hukuku ve vergi toplaması, bölgesinde hangi gazetelerin satılıp satılmayacağına, belediyelerin hangi projeleri kabul edip etmeyeceğine karışma kapasitesi, hep son tahlilde silâhların gölgesinde faaliyet gösteren “22 yaşındaki siyasî komiserler”e gelip dayanıyor(du).
Sonunda ağır basan “nihaî amaç,” yerini barışçı bir “hareket”e bırakacak
Ne ki bu patika bağımlılığının karşısında, bir de sosyalizm ve komünizme göre çok daha kısa-orta vâdeli, dolayısıyla çok daha gerçekçi bir “nihai amaç” var(dı): Kürtlerin hakları, eşitliği, özgürlüğü; mağduriyetlerinin son bulması. Kanımca burada demokratik olan hareket değil nihai amaç(tı) ve bugünkü şekliyle “hareket”in değil “nihaî amac”ın yaşaması lâzım(dı).
Öyle görünüyor ki artık Öcalan, PKK ve BDP de bunu tercih ediyor. Adaptasyon ne kadar zor olursa olsun, artık Bernstein tipi bir “hareket” görebiliriz. Bizatihî varlığıyla toplumu değiştirmeye ve Kürt sorununu bu anlamda “çözmeye” aday.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları

























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024