Halil BERKTAY
30 Eylül 2015] Sırf içimden geldiği gibi yazacağım bu satırları. Öfkeyle. Politik inceliklere aldırmadan. A bout de souffle. Breathless. Nefes nefese. Çok önceden söylediğim gibi, Türkiye adım adım HDP’nin seçim boykotuna gidiyor. Kör kör parmağım gözüne, yapacaklar bunu. Yapacaklar, çünkü ahlâklı ve karakterli değiller. Şimdi eminim bu da bazı hassasiyetlere takılır. Geçen gün “PKK’nın namussuzluğu”ndan söz ettim. Bazı arkadaşlarım fazla sert buldu. Gereksiz; sonra böyle şeylere saplanıp kalıyorlar, tepki uyandırıyor dendi. İki gün düşündüm. Uyandırsın. Yetti artık. Benim canıma tak dedi. Çoktan bırakmalıydık, bu adamları da konuşulabilir bir solculuk sathı mailinde görmekten kaynaklanan bir nezaketi. Namussuz demeyeceğim de ne diyeceğim, her fırsatta barışı sabote edip olmadık bahanelerle savaş çıkartan, sürekli tek ayağı üzerinde yalan söyleyen, başta insan öldürmek her türlü kötülüğü yapan, sonra da diledikleri bütün “özür”lerin üzerinden sahtelik akan, kendi sivil siyasî kanadının siyaset yapmasının önünü tıkayıp kabahati başkasına atan, silâhlı iktidar sarhoşu bir liderliğe? Kürtleri şoke mi eder, varsın etsin o zaman; bilhassa, daha önce böyle şeyler demeyen bizler biraz diyelim ki, anlasınlar dışarıdan nasıl görüldüklerini. Hissetsinler, hiçbir itibarları, güvenilirlikleri, inandırıcılıkları kalmadığını. Belki jeton düşer zamanla, hemen düşmese de. Ne yapacağım, dost veya ara güç filân mı sayacağım, onlar demokrasiye düşmanlık -- Türkiye demokrasisine bu kadar düşmanlık güderken? Her yönden gelen silâh bırakma çağrılarına zerrece kulak asmadıkları, tersine Demirtaş’ı gayet hoyratça ve nobranca horlayıp hırpaladıkları gibi, adım adım kırdılar, kırıyorlar HDP liderliğinin seçime girme refleksini. Duran Kalkan, Muzaffer Ayata, Murat Karayılan... Kandil’in bütün ağır topları hemen her gün Özgür Gündem’de yazıp boykot, boykot, boykot dedi ve diyor. (Basında yazılıp çizilen başka herşey bir yana, düşünün ki bu kadro Türkiye’yle savaş halinde ve bu savaşın dahi propagandasını serbestçe yapıyor, günlük emirlerini rahatça veriyorlar; bu ne vahşi, ne amansız bir faşist diktatörlük böyle.) Geçtim; HDP’liler ise her zamanki gibi, yakın geçmişte söylediklerini yok saymak pahasına, boyun kırıp patronlarının bütün ânî dönüşlerine uyum göstermekle meşgul. Üç hafta önce Demirtaş, seçim yapmayı AKP’nin imkânsızlaştırdığını ve “sarayın sandıklara el koyacağını” iddia etti. Ardından iki bakan istifa etti, ettirildi, herhalde kabineye katılmayı kabul ettiklerinde akıllarına gelmeyen “savaş hükümeti” demeçleriyle. Yani HDP hükümetle ve normal siyasetle bu küçük bağlantıyı da kesti. Dün (28 Eylül) boykot olasılığı HDP sözcüsü Ayhan Bilgen tarafından telâffuz edildi, işin boykotla da kalmayacağı ve “ülkenin iç savaşı bile tartışabileceği” (aynen böyle: iç savaşı “tartışmak”!) “uyarı”sıyla birlikte. Evet, gidişat bu yönde; bunu da yapacaklar, çünkü kendi kendini soktuğu çıkmazdan dönemeyen PKK, çareyi krizde ve sadece krizde, Türkiye’yi toptan krize itmekte ve/ya kriz görüntüsünü derinleştirmekte, dünyaya bu imajı vermekte ve ister içeriden, ister dışarıdan bir müdahale ortamı yaratmakta arıyor (ve bakın, bir durum tesbitinden çok bir özlemin dile getirildiği “çöken devlet” [failed state] köşe yazıları başladı bile; yarın öbür gün Taraf’tan itinayla Le Monde’a da “aktar”ılırsa sakın şaşırmayın). Dolayısıyla yapacak ve üstelik, akıl - mantık - iz’an - insaf - idrak hilâfına bir kere daha Erdoğan’a yıkacak; iki aydır sürdürdükleri “Erdoğan daha fazla oy alabilmek için bu savaşı çıkardı”nın üzerine, şimdi de “Erdoğan iç savaş çıkarmak için seçimleri yaptırmadı”yı ekleyecekler.
PKK’nın yaptıklarına namussuzluk dedim; buna hiç olmazsa ahlâksızlık ve karaktersizlik demeyeyim mi? Seçim olmayacağını, ya da seçim olsa bile bunun seçim olmayacağını uzun süredir yazan marjinal bir Türk solu da tabii destek verecek bu söyleme, “seçimle gitmeyen” Erdoğan’ın daha şık ve güzel yöntemlerle götürülmesi umuduyla. Destekleyecekler çünkü onlar da kuş beyinli (bakın, namussuzluk + ahlâksızlık/karaktersizlik + kuş beyinlilik demiş oldum şimdi de). Çünkü ufukları “benden sonra tufan”la sınırlı. Çünkü sınırsız bir yıkıcılık ve çatışmacılığın olası bedeli hakkında en küçük bir nosyonları yok. Aynen 1 Mayıs 1977 akşamındaki süklüm püklüm halleri gibi, bir an gelecek, içlerinden biz ne halt ettik diyecekler belki. Ama ne gam, sonunda bu felâket kışkırtıcılığına da kendileri dışında bir günah keçisi bulacaklar. Vicdan çağrıları vicdansızlığı gizlediği için. Böyle bir dönem bekliyor bizi. Hepinizin allah belânızı versin.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları

























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024