Mehmet ALTAN
3 Nisan 2007 tarihinde Fransa’da hızlı tren 574.8 km hızla dünya rekoru kırdı.
Bu olayla ilgili 25 Haziran tarihli Hürriyet’te koca bir habere rastladım:
“3 Nisan 2007 tarihinde 574.8 km/h hızla dünya rekoru kıran Fransız Devlet Demir Yolları'na (SNCF) ait TGV treni, önde ve arkada iki işletici makineyle çalışıyor.
Önümüzdeki hafta başı Fransa, Almanya, İsviçre ve Lüksemburg’da yeni seferlerine başlamadan önce TGV için hazırlanan görkemli törene 5 bin özel davetli, 500'den fazla basın mensubu ve çok sayıda Fransız siyasetçilerle, komşu ülkelerden davetliler katıldı. TGV treninin tanıtımıyla ilgili olarak hazırlanan iki günlük etkinlikte Fransız sanatçıların müzik konserleri ve gecenin geç saatlerine kadar süren değişik eğlence programları töreni festivale çevirdi.
TGV treniyle ilgili tören, mimarlığını Prof. Ercan Ağırbaş'ın (41) yaptığı "Paserelle des deux Rives" parkında yapıldı.
İki günlük etkinlik nedeniyle Almanya ile Fransa'yı bağlayan sınır kapısı Avrupa Köprüsü'nde 7.5 t ağır vasıtaların saat 8.00-16.00 arasında trafiğe çıkmaları yasaklanırken, iki parkı birleştiren yaya, bisiklet köprüsü (Mimram Brücke) saat 7.00-1600 arasında ziyaretçilere kapalı tutuldu.
İlk seferini pazartesi günü Strasbourg-Paris arasında yapacak olan TGV treni, Fransa ve Avrupa seferlerinde azami 320km/h hızla seyahat edecek.”
xxxxxxx
Haber beni aldı daha da eskilere götürdü.
1980’lerde hızlı tren (TGV) 20 yıllık bir çalışma sonrasında emekleme dönemini geride bırakmıştı. Hatta öyle ki tanıtım için bizleri bindirip Dijon’a götürmüşlerdi.
Sürat peşindeki bu trenden o zaman haberdar olmuştuk.
Rahmetli Yavuzer Çetinkaya da vardı.
Zaman içinde de hız rekoru kırar hale geldi.
2007 yılındaki basın tarihi içinde yer alan önemli teknolojik bir değişim haberi de buydu.
xxxxxxx
Bizde de hızlı tren yolculukları başladı ama büyük acılara neden olan katliam benzeri kazalar “hızlı tren” çalışmalarının çok önünde…
22 Temmuz 2004’de Pamukova tren kazasında 41 kişi ölmüştü.
14 yıl sonra, 8 Temmuz 2018’de Çorlu'daki tren kazasında 25 kişi öldü… Yargılama süreci de bu felaket kadar düşündürücü… Ve yürek yaralayıcı…
Kısacası hala her açıdan 2007 yılı Fransa’sının çok gerisindeyiz.
xxxxxxx
İktisat fakültelerinde ülkelerin modernleşmesi için evrensel düzeyde üretmesi ve kendi içinde gelişmiş bir ulusal pazara sahip olması gerektiği anlatılır.
Ulusal pazar olmanın en temel koşullarından biri de gelişmiş ulaşım yollarıdır.
İngiltere Türkiye’nin üçte biri kadardır… Fransa ise üçte ikisi kadar.
Ama asfaltlar, tren yolları, iç suyolları Türkiye’den daha gelişmiştir.
Örneğin Fransa’da iç suyolları 15 bin kilometredir, Türkiye’de ise 1250 km.
Bunlar bize üretimin de, ulusal pazarın da, ticaretin de yeterince gelişmekten çok uzak olduğunu gösteriyor.
xxxxxxx
Demiryollarındaki son duruma da bir kez daha baktım.
Toprakları Türkiye’nin üçte ikisi kadar olan Fransa’da 30 bin kilometreye yakın tren yolu var.
Bizde ise 11 bin kilometreye ancak yaklaşmakta.
Hâlbuki daha Cumhuriyet’in 10. Yılında övünmeye başladık:
“Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan,
Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan.”
Cumhuriyet’in 100. Yılında da uzay dolmuşuna binmiş olmayı büyük bir siyasal övünme haline getirmiyor muyuz?
xxxxxxx
Fransa da biz de hızlı tren dönemine geçiyoruz ama bizde insanlar ölüyor ve bunun düzgün biçimde araştırmasını ve yargılamasını yapamıyoruz.
Kelimeleri eğip bükmek, gerçekleri kelimelerin arkasına saklamak belki mümkün ama rakamlar bu tür oyunlara pek izin vermiyor.
Fransa’da niye 30 bin kilometre, bizde ise niye sadece 11 bin kilometre demiryolu var sorusunun cevabı ekonomik gelişim açısından bize görmekten hoşlanmadığımız gerçekleri gösteriyor.
xxxxxxx
Sadece demiryollarının durumunu incelemek Türkiye’nin bugünkü düzeyi konusunda epeyce ipucu veriyor.
2007 yılındaki tren yollarındaki bir hız rekoru haberi bile bir toplumsal ameliyat masasına dönüşüveriyor.
Temelsiz siyasal palavra, övünme, böbürlenme bir yana, gerçekler diğer yana.
Övünmekten pek hoşlanıyoruz da çalışmayı galiba pek sevmiyoruz.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERDenizli teleferiğindeki kayıt dışı 25 milyon nerede? 9.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞErdoğan’ın büyük siyasi gafı: “CHP Ankara merkezli siyaset yapmalı” 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025