Mehmet ALTAN
Cumartesi Anneleri, 27 Mayıs 1995'ten bu yana her cumartesi günü Galatasaray Meydanı'nda oturma eylemleri düzenleyerek, gözaltında kaybolan ya da faili meçhul siyasi cinayetlere kurban giden yakınlarını ve onların faillerini arıyorlar.
Tam 1000 Hafta oldu.
Tam 29 yıldır cinayetlerin faillerini bulmayan bir devletten söz ediyoruz.
xxxxxxx
Geçenlerde bu cinayetleri aydınlatacak çok önemli bir belgeye ulaşıldı.
Özellikle 1990'larda paralel başbakanlık gibi olan MGK Genel Sekreterliği tarafından 22 Ocak 1993'te Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a sunulmak üzere Özal'ın başyaverine teslim edilen ve tam 31 yıl sonra İstanbul'da bir kağıt hurdacısında bulunan 'Gizli' damgalı rapordan…
O raporda jandarmaya verilen talimatlardan söz ediyorum.
Milli Güvenlik Kurulu (MGK) belgesinde faili meçhul cinayetlerle ilişkilendirilen sürecin izi var.
Jandarma'ya verilen ve olup olmadığı yıllarca tartışılan “Kürt işadamları” emri ilk kez resmi bir belgede yer alıyor.
O talimatlardan biri, “Örgüte destek sağladığı bilinen işadamlarına karşı özel tedbirler uygulamak” olarak yer alıyor.
Rapor, "Susurluk çetesinin kuruluşunu sağlayan gizli devlet belgesi" olarak da tanımlandı.
xxxxxxx
Ancak, Cumartesi Anneleri’nin 1000. Hafta anmaları gündemde kendine geniş yer bulmasına rağmen bu çok önemli belgeden hiç söz edilmedi.
Hiç konuşulmadı, hiç tartışılamadı.
Faili meçhuller gibi bu belge de meçhul bir sansürün kurbanı oldu.
Türkiye sağıyla, soluyla, iktidarıyla, muhalefetiyle bazı konularda tam bir sessizliğe bürünüyor.
xxxxxxxx
29 yıldır cinayetlerin faillerini ortaya çıkartmayan Türkiye bugün Susurluk döneminden daha da vahim bir konumda.
Daha önce de anımsattım:
“Birleşmiş Milletler Raporu ne diyor?
‘Türkiye’de devlet suç örgütleriyle arasına yeterince mesafe koymadı’ diyor…
Ne diyor?
‘Türkiye’de mafyatik yapılar her zamankinden daha fazla devlet içerisinde yer alıyor’ diyor.
Tespit çok çarpıcı…
Devlet içinde mafyatik yapılar vardı…
Ama şimdi her zamankinden çok daha fazla…
xxxxxxxx
Eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan devlet içindeki “mafyatik yapıların” geçmişini şöyle anlatıyor:
“Bu kirlilik Osmanlı ‘dan beri geliyor ama 12 Eylül öncesiyle 12 Eylül sonrası kirlilik farklı.
12 Eylül öncesinde yeraltı dünyası yabancı istihbarat örgütleriyle birlikte çalışıp parasal güce ulaştı.
O parasal güçle de kullanabilecekleri siyasileri besledi.
Siyasetçi, bürokrat, iş adamı üçlüsü de birlikte hareket etti.
Yeraltı dünyası gümrükte, sınırda kullanacağı bürokratları siyasiler vasıtasıyla temin etti.
Bu sistem kısmen polisiye yakalamalarla devam etti.
12 Eylül öncesinde bu ülkede gümrük kaçakçılığı yoluyla sıfırdan fabrikalar kuruldu.”
xxxxxxx
Ardından en büyük soruna değiniyor:
“Eroine gelince, 12 Eylül öncesindeki uyuşturucu trafiğiyle bugünkü arasında büyük rakamsal uçurum var.
Uyuşturucu işi aile düzeyindeyken şimdi siyasilerle de bağlantılı uluslararası bir düzeye geldi.”
xxxxxxx
Sonra şöyle devam ediyor :
“12 Eylül öncesi o kadar yaygın değildi, yaygınlaştı.
Çünkü ülkeler arasındaki ve kendi sınırları içindeki savaşlar büyük para gereksinimi yarattı.
Eroin trafiğinde Türkiye kullanılan bir ülke oldu.
Bundan pay sağlamaya çalışan bazı siyasetçiler ve bürokratlar yüzünden de Türkiye Cumhuriyeti, dünyada uyuşturucuya destek veren bir konuma getirildi.
Bakın bu olaylar, Türkiye içerisindeki birkaç insanın menfaate ulaşması olayı değil sadece.
Devletin ele geçirilmesi kavgası bu.
Baktılar ki siyasiler kullanılabilen bir meta, ‘Biz siyasilerden emir alacağımıza, oraya geçip emir verelim’ konumuna geldiler.”
Sadettin Tantan bunları 25 yıl önce söylüyor.
Tüm bu tespitler, hatta daha fazlası TBMM Susurluk Komisyon Raporu ile Faili Meçhul Cinayetler Komisyon Raporunda da var.
xxxxxxx
Bulunduğumuz durum ise o günden çok daha korkunç bir noktada.
Türkiye, gözümüzün önündeki cinayetleri ve uyuşturucu trafiğini artık gün be gün izliyor.… Sosyal medya günümüzde işlenen suçların ayrıntılarıyla dolu.
Ama tüm bunlar gelip yargıda tıkanıyor.
Bir türlü dört başı mamur iddianameler yazılmıyor, ayrıntılı yargılamalar yapılmıyor… Gerçek suçlular ortaya çıkarılmıyor.
xxxxxxx
Burada çok eskilerden gelen tümörlü bir yapı var… Ama bu yapı artık toplumun taşıyamayacağı boyutlara ulaştı.
Yaşadığımız bu kanlı suç kaosunun bütün ülkeyi sardığını… Ve büyük sefaletin önemli nedenlerinden birinin de bu suçlar olduğunu insanlar görmeye başladı.
xxxxxxx
Peki ne olacak?
Ya derin bir temizliğe girişilecek…
Ya da sefalet arttıkça artacak.
Hangisinin olacağını toplumun tepkisi ve kararlılığı belirleyecek.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERDenizli teleferiğindeki kayıt dışı 25 milyon nerede? 9.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞErdoğan’ın büyük siyasi gafı: “CHP Ankara merkezli siyaset yapmalı” 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025