Mehmet ALTAN
12 Mart 1971 günü saat 13:00’te radyodan muhtıranın okunmasıyla başlayıp, 14 Ekim 1973’te yapılan genel seçimlere kadar süren darbe döneminde askerlerin istekleri doğrultusunda dört hükümet kuruldu, reform sözü verildi, silahlı eylemlerin önü alınmaya çalışıldı.
Sözü edilen reformlar yapılmadığı gibi silahlı terör eylemlerinin önü de alınamadı. Her zaman olduğu gibi cennet vaat eden hükümet programları bir yanda kaldı, azgın faşizm diğer yanda.
Yapılan tek şey 1960 Anayasası’ndaki hakların kısıtlanması, özgürlüklerin yok edilmesi, basının hallaç pamuğu gibi atılması, yazara, çizere, düşünce insanlarına alabildiğine eziyet etmek oldu.
***
İlk darbe hükümeti (26 Mart - 11 Aralık 1971) Nihat Erim’in başkanlığında kuruldu. İkinci Erim Hükümeti’nde (11 Aralık 1971 - 22 Mayıs 1972), askerlerin daha çok reform yasalarının çıkarılmasını istemesi, parti genel başkanlarının hükümete yönelik eleştirileri ve Meclis gruplarının baskıları Erim’in istifa etmesine neden oldu.
Erim yerini Ferit Melen’e bıraktı.
Melen Hükümeti’nden (22 Mayıs 1972 - 15 Nisan 1973) sonra 12 Mart’ın son hükümeti olan Naim Talu Hükümeti (15 Nisan 1973 - 26 Ocak 1974) kuruldu.
***
1972 yılında CHP’nin başına Bülent Ecevit’in gelmesi, muhtıra sonrası kapatılan Milli Nizam Partisi yerine Necmettin Erbakan tarafından Milli Selamet Partisi’nin kurulması, 6 Nisan 1973’de Fahri Korutürk’ün Türkiye’nin altıncı cumhurbaşkanı olarak seçilmesi ve 1973 seçimleri sonucunda hiçbir parti tek başına iktidar olamayınca, CHP-MSP koalisyonunun kurulması, bu ara dönemin önemli siyasi olayları oldu.
Rahmetli Fahri Korutürk’ün cumhurbaşkanı seçilmesinin ise, babam ve bizler için çok daha özel bir önem taşıyacağından seçildiği sırada haberdar değildik.
Cumhurbaşkanı Korutürk’ün, babam Çetin Altan’ı, cezasının bitimine dört gün kala, milletvekili iken uğradığı linç girişimi sonucunda bir gözünde meydana gelen “makula dejeneresansı”nedeniyle affedeceğini o zaman henüz bilmiyorduk.
Cezasının bitimine dört gün kala gelen bu jestin tabii ki simgesel bir anlamı vardı.
***
Başbakan Nihat Erim'in, “Anayasa Türkiye için bir lüks sayılır” dediği 9 Mayıs 1971 tarihinde, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 78 kişiyi tutukladı, 91 kişiyi gözaltına aldı ve 222 kişinin de arandığını bildirdi.
Sıkıyönetim'in gözaltına aldığı gazeteciler listesi şöyleydi:
Altan Öymen, Oktay Kurtböke, Hilmi Karabel, Uluç Gürkan, İlhami Soysal, Ali Sirmen, Turhan Selçuk, Yaşar Kemal, Erol Türegün, Özer Esmer, Doğan Avcıoğlu, Uğur Mumcu, İlhan Selçuk, Çetin Altan.
Diğer 19 ilde de 427 kişi gözaltına alındı.
Üniversitelerin çok saygın hocalarından Prof. Dr. Uğur Alacakaptan, Prof. Tarık Zafer Tunaya, Prof. Mümtaz Soysal, Prof. Muammer Aksoy ve Prof. İsmet Sungurbey de gözaltına alınanlar arasındaydı.
Takip eden günlerde TÖS, İLK-SEN, Dev-Genç ve TİP üyesi 357 kişinin gözaltına alındığı açıklandı. Ardından bu listeye yeniden 10 öğretim üyesi ve birçok yazar, gazeteci, sendika ve dernek yöneticisinin adlan eklendi.
TİP Genel Başkanı Behice Boran da ertesi hafta gözaltına alındı.
Tutuklananlara kötü muamele ediliyordu.
Örneğin Prof. Dr. Uğur Alacakaptan’a hapishanede buz kırdırılmış, bu nedenle de beli kaymıştı.
***
Hükümetin mevzuatla ilgili ilk icraatı ise basın özgürlüğüyle ilgili Anayasa'nın 22. ve 27. maddelerini değiştirmek oldu.
Bu değişikliklerle savcılar da "devletin, ülkesi ve milletiyle bütünlüğünün bozulması”, “milli güvenlik", "kamu düzeni” ve “genel ahlak” gibi tanımsız suçlamalarla gazete toplatabilecekti.
Parlamento da bu değişiklikleri 22 Eylül 197l'de onayladı.
Ve başlangıcını “Balyoz Dönemi” başlıklı yazımda daha önce anlattığım askerî rejimin balyozu, basının üzerine inip kalkmaya devam etti.
O yazıda kısaca andığım yaygın ev baskınları da söz konusuydu. İsrail Başkonsolosu’nun kaçırılıp öldürülmesinden sonra sokağa çıkma yasağı eşliğinde yapılan aramalar daha da yaygınlaştı.
Özel kütüphanelerin didik didik edildiği, yasaklanmış veya yasaklanmamış kitapların toplatıldığı ve sahiplerinin tutuklandığı, bu yüzden birçok aydının kitaplarının bir kısmını imha etmek zorunda kaldığı “Alaturka Fahrenheit 45” yaşandı.
Kitap düşmanlığı ve kitapları yakmak buranın hep eski kahredici barbar bir geleneği oldu.
18 yaşındaydım ve annemin ricasıyla ben de Brezilyalı Carlos Margihella’nın Ant Yayınları’ndan çıkmış Şehir Gerillasının El Kitabı’nı, onuruma tokat atılmış hissi ile çok zorlanarak yok ettim.
Silivri’de yatarken Carlos Margihella’nın çok ilginç ve zorlu yaşam hikâyesine tesadüfen rastlayınca ister istemez 12 Mart 1970’e döndüm. O dönem de babam hapishanedeydi.
45 yıl sonra sıra, Ahmet ile bana gelmişti.
***
Daha önce on gün süreyle kapatılan Cumhuriyet ve Akşam gazetelerine, süresiz kapatılan Bugün, Yeni Sabah ve Ant dergisi de ilave oldu.
Türkiye Gazeteciler Sendikası kayıtlarına göre bu dönemde, hapislere konulan kimi yazar ve gazeteciler için istenen cezalar şöyleydi:
- Çetin Altan ( 7.5 yıl hapis, 2.5 yıl sürgün)
- Doğan Koloğlu (7.5 yıl hapis, 2.5 yıl sürgün),
- Osman Arolat (25 yıl hapis, 9 yıl sürgün),
- Can Yücel (15.5 yıl hapis, 9 yıl sürgün),
- Mehmet Emin Bozarslan (13.5 yıl hapis, 4.5 yıl sürgün),
- Ahmet Hamdi Dinler (8.5 yıl hapis, 2.5 yıl sürgün),
- Yaşar Uçar (7.5 yıl hapis, 2.5 yıl sürgün),
- Mete Dural (7.5 yıl hapis, 2.5 yıl sürgün),
- Abdullah Nefes (7.5 yıl hapis, 2.5 yıl sürgün),
- Erdoğan Berktay (7.5 yıl hapis, 2.5 yıl sürgün),
- Tektaş Ağaoğlu (7.5 yıl hapis, 2.5 yıl sürgün),
- Mümtaz Soysal (6 yıl hapis, 2 yıl 2 ay sürgün),
- Süleyman Ege (30 yıl hapis, 16 yıl sürgün),
- Vahap Erdoğdu (34 yıl hapis),
- Muzaffer Erdost (30 yıl hapis, 12 yıl sürgün),
- Turhan Dilligil (5.5 yıl hapis),
- Zeki Kılıç (1.5 yıl hapis),
- İsmail Beşikçi (13 yıl hapis),
- Abdülkadir Billurcu (4 yıl, 1 ay hapis).
***
Aslında zülüm listesi daha da uzundu :
Turhan Dilligil, Doğan Koloğlu, Alpay Kabacalı, Sabri Yıldız daha önce açılan davalar nedeniyle hapishanedeydi.
Prof. Mümtaz Soysal da Anayasaya Giriş kitabında, komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklandı, yargılandı. 6 yıl 8 ay hapse mahkûm oldu ama karar Askeri Yargıtay'da bozulduğu için aklandı.
Atilla Tokatlı, Rasih Nuri İleri, Ahmet Angın, Özkan Mert, Nezihe Meriç gibi davalarda hüküm giymiş ama henüz tutuklanmamış olan bir çok yazı insanı da sıradaydı.
Sabahattin Eyüboğlu, Vedat Günyol ve Azra Erhat’ın, iki asır önce yaşamış olan François-Noël Babeuf’un (1760-1797) eserlerinden yaptıkları Babeuf Çevirisi başlıklı derleme nedeniyle tutuklandılar.
Altan Öymen, Emil Galip Sandalcı ve Erdal Öz'ün uçak kaçırma olayıyla ilişkileri bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınmaları gibi iç ve dış kamuoyunun gülünç bulduğu hukuk skandalları da oldu.
***
Türkiye’de basına ve aydınlara yönelik baskılara tepki göstermek üzere Uluslararası Gazeteciler Federasyonu'nun 11. Kongresi de sıkıyönetim dönemi içinde 11 Eylül 1972'de İstanbul'da toplandı.
Federasyon temsilcileri, bu kongre nedeniyle gazetecilere moral vermek üzere Sağmalcılar Cezaevi'nde yatan Çetin Altan, Doğan Koloğlu, Alpay Kabacalı ve Sabri Yılmaz'la görüşerek kendilerine çiçek verdiler.
Babamın da dahil olduğu o dört gazetecinin ellerinde çiçek buketleri, FİJ Temsilcileriyle çektirdikleri resim hafızamda hep taze kaldı.
Keman virtüozu Yehudi Menuhin’in de babamın serbest bırakılmasını istediğini anımsıyorum.
Ahmet ve benim için de 51 Nobel sahibi, serbest bırakılmamızı talep etmişti. Kolay rastlanır bir olaymış gibi üzerini örtmek isteyenleri de Silivri'den tiksinti ile karışık bir buruklukla izledim.
12 Mart döneminden bir de Galatasaray Lisesi’nin geleneksel pilav gününde babamla dayanışmak için eve pilav getiren temsili o dost heyeti hiç unutamam. Eski bir gazeteci, iyi ve verimli bir yazar olan baba dostu güler yüzlü Orhan Karaveli de o grubun içindeydi.
***
Geçenlerde 12 Mart, o dönemin dış basınında nasıl verilmiş diye araştırma yaparken, 8 Haziran 1971 tarihli Le Figaro gazetesinde, “Etkililik ve Özgürlük Arasında Türkiye” başlıklı bir yazıya rastladım. Yazıda, “Reformları beklerken Türkiye’nin gündeminde normale dönme yer almaktadır” deniyordu…
49 yıl önce de “normale dönme” bekleniyormuş…
“Normale dönme” bir ülke için bu kadar mı “tüm zamanların” değişmeyen anormal gündemi olur. Hiçbir zaman dönmesek de “normale dönme”nin hastasıyız…
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERDenizli teleferiğindeki kayıt dışı 25 milyon nerede? 9.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞErdoğan’ın büyük siyasi gafı: “CHP Ankara merkezli siyaset yapmalı” 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025