Mehmet TIRAŞ
Başbakan Erdoğan Gezi direnişinin baş gösterdiği günlerdeki öfke ve kin kusan dilinden uzaklaşmış,uzlaşıcı bir dil kullandığını gözlemliyorum; bilmem yanılıyor muyum acaba?
Erdoğan ‘da ki bu görece değişikliği, Gezi direnişinin kitlesel olmasa da hala sürmesi,Mısırda Muhammet Mursi’ye karşı askeri bir darbe yapılarak görevden uzaklaştırılması,ABD ve AB ‘in bu darbeye dolaylı da olsa destek çıkması,Başbakanın Suriye de Esad’ın uzaklaştırılması için;Sünni ittifak yaptığı Suudi Arabistan ve Katar’ın mısırda ki askeri darbeyi desteklemesi ve 12 milyar dolar mali destek vermesi yapılan ittifakın tuz buz olması;Beyaz saraydan yapılan açıklamalarda;demokrasinin sadece seçimden ibaret değil sözün sık tekrarlaması,BDP’nin Başbakana çağrı da bulunarak “demokratik adım at” eylemlerine başlamasının sonuçlarımıdır,Başbakanın öfkesini törpüleyen,diye düşünmeden insan edemiyor.
Yoksa Başbakan Ramazan ayının girmesiyle konuşma formatını böyle götürmez, bütün konuşmalarının ağırlığını din ve mezhep üzerine oturturdu.
Dikkat ederseniz Mısırdaki askeri darbeden sonra, bir kez bile ağzına alkol sözcüğünü almadı,Kılıçdaroğlu alevidir ama Aleviliyim diyemiyor,camide içki içtiler,Reyhanlıda 53 Sünni vatandaşım şehit oldu,dindar nesil,tek din,baş örtülü bacılarıma kız kardeşlerime saldırdılar, sözlerini hiç mi hiç ağzına almıyor.Birden de Alevilerin talepleri konusunda çalışmalardan bahsetmeye başladı Caminin dışında başka bir yeri ibadet yeri olarak tanımayan Cem evini kasteden adam birden demokratlığa soyundu.
Kişisel gözlemim Mısırda ki askeri darbe Erdoğan’ın uykularını kaçırmış;Gezi direnişi üzerinden kendisine karşı da askeri bir darbe yapılacağı paranoyasına girmiş bir ruh hali içinde tedirgin konuşuyor..Mısırda darbeye nereden işaret verildiyse bize de oradan gelecek diyerek üstü kapalı ABD’yi işaret ediyor,zamanı gelince açıklarız ,diye de detaya girmiyor.
Yoksa bu ramazan ayı Başbakanın siyasi propaganda yapma ve tam bir hasat dönemiydi,dikkat ederseniz katıldığı iftar yemeklerinde; din konusunda bir cümle konuşmuyor hep soysala ve siyasal sorunlar üzerinde duruyor,Mısırda ki askeri darbeyi gündemde tutmaya çalışıyor, daha da ileri giderek;Mısırda ki askeri darbeye karşı uluslar arası destek arayışları yapıyor ama bir arpa boyu yol almış değil.Alması da mucize bir şey çünkü;dünya demokratik kamuoyu Erdoğan’ı da Mursi gibi değerlendiriyor; bunlar demokrasiyi yaşam biçimi olarak değil de;diini amaçlarına ulaşmak için bir araç olarak kullanıp çoğunluk üzerinden farklılıkları yok etmeye çalışıyorlar,diye tam bir mutabakat içindeler.Gezi Olaylarında Başbakan Erdoğan, seçimle gelmiş bir siyasetçi gibi değil de askeri darbeyle yönetime el koymuş bir fotoğraf verdi.
Suriye konusunda o kadar zor durumda kaldı ki Başbakan;tam bir yalnızlığı oynuyor,içeride barış süreci her an içeride bir çatışmaya dönüşebilir;Kürtler PKK’nın ateş kes kararı aldığını, silahı hiçbir zaman bırakmayacağını,yerel seçimlerden sonra özerklik kutlamalarını yapacaklarını ayan beyan söylüyorlar..PKK’nın Kürtlerin ordusu olduğunu ve askerlerle çatışmada ölen gerillaların cenazelerinde silahlı PKK’lılar güvenliği aldıklarını televizyon kanallarında canlı seyrediyoruz.
Başbakan ne kadar bizim ana dilde eğitim diye bir çalışmamız yok,yüzde on barajını kaldırmayız sözlerinin hiç bir geçerliliği bu saatten sonra olmadığı gibi,Kürdistan coğrafyasında bir anlam ifade etmiyor.
Başbakan basın üzerinde baskısını tam gaz sürdürüyor,istediği haberleri ve olayları verilip verilmemesi konusunda hünerlerini gösteriyor ama sosyal medya ve dış basın bütün çıplaklıyla olayları ve haberleri vermeye devam ediyor.
Ben başbakandaki bu değişikliği yani din ve mezhep üzerinden konuşmalarını sonlandırmasının tek nedeni;uluslar arası kendinin ablukaya alınmasının yanında; toplum içinde çok ciddi bir bölünme ve yarılmaların olduğu, gizlenmez aşikar bir şekilde her taraftan gözüküyor.
Bir yazımda yazının erken seçimden bahsetmiştim., Başbakan, TBMM’nin tatile çıkmasıyla tüm milletvekillerini seçim bölgelerine yollayacak, nabız yoklattıracak ve meclisin açılışıyla yerel seçimlerle genel seçimleri birleştirecek ve erken seçime gideceği kaçınılmaz gözüküyor başka bir çıkış yolu yok.Ya erken seçim ya erken seçim.Başbakanın demokratikleşmeye bu saatten sonra hız vermesi imkansız gibi,verse bile inandırıcılığı yok artık.
Mısırda ki askeri darbeden önce söylemlerinde biz ve onlar sözünü kullanmadığı gibi yüzde 50’’yi pek kullanmıyor ama ara sıra sandık demokrasinin namusu,dese de ;ABD’nin demokrasi seçimden ibaret değil mesajının etkisiyle onu da,yakında dillendirmeyecek göreceksiniz.
Yani benim gördüğüm değişiklikler bu yönde ama bu Başbakanın demokrat bir kişiliğe dönüştüğü anlamında söylemiyorum yanlış anlaşılmasın;Erdoğan hiçbir zaman ilkeler bazında konuşmaz, o konjonktürel ve siyaset üstünden bakar her olaya ve çoğunluk üstünden mahalle baskısı yapıp,çoğulculuğu tanımayan, bireysel hakları,temel hak ve özgürlükleri,azınlığın çoğunluğa tahakkümü diye popülist söylemleri çok sever.Dışarıdan çok ciddi bir daralma çemberinin içine girmiş vaziyette Başbakan ve hükümeti.
Başbakanın ustalık dönemi çıraklık dönemini arattı;çünkü değişen dünyayı okuyamazsan, çok acı okuturlar.
Dış politika total bir mantıkla yürümüyor nasıl tespih tane tan çekiliyor,merdiven basmakları tek tek çıkılıyorsa; dış politikada böyle gidiyor, her ülkeyle siyaset başka bir argümanla götürülüyor.
Hangi ülkeyle dostane bir ilişkimiz var söyler misiniz,dış politikanın yüzde 50’si yok usta.
Kendi evinin sorunlarını çözemeyen komşusuna önderlik yapamaz,bölgesel aktörde olamaz.
ABD ,Gezi olayları üzerinden 19 defa size demokratik haklar konusunda uyarılarda bulundu?..
Hiç yanıt vermediniz olumlu veya olumsuz!.
Avrupa Parlamentosunun Gezi direnişçilerine polisin orantısız şiddeti,sizin özel hayata müdahale etmeniz ve otoriterleşmeye yönelmeniz konusunda aldığı kararların mürekkebi daha kurumadı.Siz,AP’nin bu kararını tanımamıştınız ama tanıdığınızda ise çok geç olacak gibi.
BMÖ örgütünün çağrısını kimse unutmadı.
Bir ülkenin büyüklüğü ve ağırlığı dış politikasından bellidir?
Basını özgür olmayan,yargısı güdümlü olan,insan hakları benim içişlerim diyen,bir ülkenin demokratik bir ülke olarak saygınlık kazanması ve yeryüzünde itibar görmesi hayaldir.
Başbakan da bir üslup değişikliği varsa,bu kendine demokrat bir format atmış olduğundan değil;tamamen dışarıdan gelen tepkilerin ve içerideki Gezi direnmişiyle öfke patlaması,Kürtlerin artık oyalanmaya tahammül etmeyeceklerinin işaretlerini almış olmasındandır.Başbakandaki değişiklik dediğim de,buradan geliyor..Ne dersiniz?
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025