Mehmet TIRAŞ
Ülke olarak iç içe geçmiş öyle yoğun gündemlerimiz var ki;12 Eylül gibi faşist asker bir darbenin bu sene 34.yıl dönümüydü ama haber olarak bile medyada yer almadığı gibi siyasilerinde gündemine de girmedi.Darbecilerden bedel ödeyenlerinde gündem belirleyecek bir gücü olmayınca sessiz sedasız 12 Eylül darbesinin tarihi hatırlanmadı.
Başbakan ( Mehmet Altan’ın tespitiyle 23 Nisan başbakanı) Davutoğlu eski başbakanlardan Milli görüşün efsane liderlerinden Necmettin Erbakan’ın İstanbul’da kabrini ziyaret ettiğini ve şu sözü verdiğini anlattı: ”Ne olursa olsun inşallah bu ülkede bir daha hiçbir başbakan,herhangi bir mahkeme karşısında hesap vermek zorunda kalmayacak.Hesap vereceği makam onu iktidara getiren milletin ta kendisidir ve Allahın huzurudur.Şu veya bu gerekçeyle ,şu veya bu komployla milletin iktidara getirdiği başbakanları sıradan ve temelsiz mesnetlerle bu şekilde tahkir edici bir tutumu bir daha bu ülkeye yaşatmayacağız.”
Böylesi bir açıklamayı ancak darbeyle iktidara gelmiş ve kendini silah zoruyla seçtirmiş,muhalefeti rejim karşıtı gören,harcamalarının ve yaptıklarının hesabını vermeyen diktatörler açıklar..Yoksa demokratik bir ülkede bir başbakanın böylesi bir açıklaması o ülkede kıyameti kopartır.
Kıyamet kopmuyor bizde nedense?Çünkü hukuk devletinden Türkiye hızla uzaklaşıyor da ondan.. 17-25 Aralık’ta yargıya yapılan darbenin sonuçları bunlar.Bağımsız ve tarafsız bir yargı insanların temel güvencesidir.
Ekim ayında yapılacak HSYK seçimleriyle Erdoğan’ın hedefi “hükümetle uyumlu çalışacak bir yargıyı” yaratmak olunca,23 Nisan Başbakanın konuşması da kendi düşüncesi olmadığı çok açık..
Başbakan Davutoğlu’nun açıklamaları sahibinin sesidir.
Erdoğan,sandıktan çıkan milli iradedir ve çoğunluk bize veya bana karar verdiyse çoğulculukmuş,temel hak ve özgürlüklermiş,yargı bağımsızlığıymış,medya özgürlüğü gibi demokrasilerde olmazsa olmazları yok sayan; demokrasinin kuvvetler ayrılığı önümüzde engel demiyor muydu!.Davutoğlu’da bu doğrultu da hareket eden zirvedeki adamın hoşuna gidecek şekilde açıklamalar yapıyor,açıklamaları da sürpriz bir şey değil.
O zaman şu soruyu sormadan geçemeyiz;iktidara gelenler yargıya ve yasamaya hesap vermeyeceklerse; ne diye yeni demokratik bir anayasadan ve bağımsız ve tarafsız yargıdan,adliyelerin yetersizliğinden yakınıp,10 bin yargıda çalışanlara maaş ödüyor ve verdiği kararları uygulanmayan görkemli adliye saraylarını yapıyoruz.
Başbakanın açıklaması, açıkça hukuk devletinin ve onun bileşenleri olan yargı kurumlarının ve görkemli adliye saraylarının toplu cenaze namazını kılmaktır.Bunun başka türlü bir tarifi var mı?
Son çıkan torba yasası da bunu kanıtlar nitelikte değil mi?
“Bir memurun görevine tekrar iadesi için yargı kararını,hükümete 2 yıl sonra uygulama yetkisi vermesi.”
“Türkiye iletişim Başkanlığı(TİB) nın internet erişimini 4 saat içinde yargı kararı beklemeden engellemesi.”
“Tüm internet kullanıcılarının hangi sitelere girip çıktığı veya takip ettiğini takip edilmesi.” Özel hayata açıkça müdahale ve teşhir etme olmuyor mu?
AKP’nin iktidar ömrü uzadıkça darbecilerin fabrika ayarına dönmesi, hukuk tanımaz devletin aslını temsil eder olup, artık İŞİD’in silahsız sandıktan çıkmış zihniyetinin, Türkiye versiyonunu temsil ediyor diye yorumlamak abartı olmasa gerek.
Erdoğan ve onun bir dediğini iki etmeyen ve Erdoğan’a sormadan hiçbir kanunun çıkması için aklından bile geçirmeyen Davutoğlu hükümeti,Türkiye’yi hızla demokrasiden uzaklaştırıp, totaliter bir sisteme doğru sürüklüyor ve İŞİD gibi dinci bir terör örgütüne, terör örgütü demeyerek karşı çıkmaması ve Ankara’nın bu tutumu iç ve dünya basınında teyit eden haberler çıkarken;AB üyesi ve ABD gibi ülkelerin siyasileri de bunu doğrular açıklamalar yapıyor..
Türk basınında manşetten verilen İŞİD ile Anakara’nın bilinenden daha derin ittifak içinde olduğu medyada manşetten verilirken;Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde dolmuşla İŞİD’e militan taşınması,silahlı çatışmada yaralanan İŞİD’li militanların sınır illerimiz olan Urfa ve Gaziantep’te hastanelerde tedavi ettirilmesi haberleri yenilir yutulur cinsten değil.
Türkiye’nin İŞİD ile ittifak yaptıklarını doğrulayan ve iddia eden bizleri de çok yakından tanıyan, bir büyükelçinin açıklamalarına göz atalım..
ABD’nin uzun yıllar Ankara’da büyük elçiliğini yapmış ve çok iyi de Türkçesi olan Francis Ricciardone uzman olarak göreve başladığı bizimde üyesi olduğumuz NATO’nun düşünce kuruluşu ‘Atlantic Concil’ de katıldığı konferans ta Ricciardone: “Türkiye’nin El Nüsra ve Ahrar El Şam gibi selefi terörist örgütlere destek verdiğini.Eski büyükelçi’nin Türk yetkililere,siz çalıştığınız bazı Suriyeli grupları ikna edebileceğinizi düşünüyorsunuz ama bizim için bu gruplar kabul edilemez diye uyardığını.Bizim bu örgütlerle çalışmayacağız ve sizin de çalışmamanızı tercih ederiz.Ve açıkçası,sınırınızdan terörist grupları kastedere geçişlerinin durdurulmasını isteriz dediği” yansıdı iç ve dış medyaya.Hiçbir Türk yetkilisi de bu haberleri tekzip etmedi.Nereden tekzip etsinler etmeye kalksalar, daha vahim korkutucu belgeleri ortaya dökecekler bunu biliyor Erdoğan da Davutoğlu da..
AB üyesi olmak isteyen Türkiye’nin geldiği noktaya bakar mısınız?Ne kadar korkutucu bir resim değil mi?
Bir ülke hukuktan uzaklaşırsa ilk önce önünde engel olan yargıya darbe yapar,kendisiyle uyumlu bir yargı yaratmaya girer şimdi yapmak istediği gibi;ondan sonra da medyayı etkisiz hale getirir,çoğulcu ve katılımcı demokrasilerde medya muhalefetin ve toplumun her kesiminin kolu kanadı,kulağı ve sesidir.
Medya Yolsuzluğu,rüşveti gündemde tutarak kamuoyunu duyarlı olmaya, muhalefette bunları parlamentoya taşır veya savcıları harekete geçirir..
AKP ne yapıyor peki, yönetenlerin yargılanması ve hesap verir bir konumda olmaması için,parlamento çoğunluğuna dayanarak demokratik olmayan,torba yasalarından çıkanlar gibi düzenlemeler yapıyor,savcıların yolsuzluk ve rüşvetten yönetenleri ifadeye çağırmasına; yargı bana darbe yapmak istiyor feryat ediyor.
Eğer İŞİD ve ona benzer dinci terör örgütleriyle Türkiye’nin ittifak yaptığı ortaya çıkarsa ki,kesin gibi gözüküyor; Türkiye’yi terörü destekleyen ülkeler çemberinin içine alırlarsa işimiz çok zor..Biz bu lekeyi ülke olarak uzun yıllar temizleyemeyiz.
Başbakanları ve cumhurbaşkanlarını bu ülkenin mahkemeleri belki yargılayamaz geçici olarak ama uluslararası mahkemelerin yargılamasının önünü nasıl kesecek Erdoğan ve Davutoğlu?
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025