Melih ALTINOK
Somut örnekler vermek dışında, tipik örneğini geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Mihri Belli’nin MDD tezinde gördüğümüz, muhalefetin ideolojisinin ve pratiklerinin sistem tarafından manipüle edilmesi gerçeği üzerinde çok durulmadı.
Bu nokta bence çok önemli. Zira mevzu yalnızca yakın tarihin muhasebesiyle sınırlı değil. Bu amorf muhalefet algısı, sürüye dâhil olamayan bir grup muhalifin bile, son birkaç yıldaki sağlıklı tutumlarını sorgular hale gelmelerinde etkili oldu.
Rejimin adeta ideolojik bir aygıtı olarak misyonunu yerine getiren yılların muhalefetine, kum havuzunun dışında bir mücadelenin mümkün olduğunu söyleyerek alternatif oluşturanlar, yoğun psikolojik saldırılardan olsa gerek, bu arkaiklerle benzer söylemler kurmaya başladılar.
Demokratikleşme ve reform talep eden özgürlükçü perspektifin önemli aktörleri, siyasal iktidara yakın duran kesimlerin ne kadar da yandaş olduğu tesbiti üzerinden, sivillerin yanlış icraatlarını vesayet rejiminin edimleriyle simetrik bir düzlemde eşitleyerek ürkek nizam muhiplerine yedekleniyorlar.
Biraz somuta indirgeyerek açalım. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir siyasal iktidar, ceberut rejimin kodlarıyla oynamaya başladı. Amentü kabul edilen, tartışması teklif dahi edilemeyen paradigmaları halk nezdinde bir bir sorgulanır hale getirdi. Daha önceki iktidarlarda olduğu gibi, yalnızca arka bahçesinin ideolojisine saplanıp kalmadı. Azınlıkların el konulan mallarını iade etti, ağır aksak da olsa Alevi açılımına soyundu, Kürt açılımına meyletti vs.
Bunun karşısında geleneksel yöntemleri ve söylemleri hatim etmeyi ‘devrimcilik’ belleyen muhalefet, değişim iradesi bir devrimle değil, sandıktan geldiği için afalladı. Üstelik bu hareketin motor gücü, alışılageldiği üzere “işçi sınıfının ideolojisini yapacak kentli küçük burjuvalar” değil “çevredeki” taşralı mütedeyyinlerdi. Ve her şeyden önemlisi bu iktidar “renksizdi”. Bu nedenle de daha öncekilerden çok ama çok tehlikeliydi.
O halde dün oligarşinin açık faşizmine karşı verilen mücadele, bugün Türkiye halkının yarısının desteğini alsa da “halk iktidara gelmediği” için sivil iktidara yöneltilmeliydi.
Öyle ya, askerî vesayet gerilemiş, sivil irade güç kazanmaya başlamış olsa da neticede sosyalist bir devrim olmamıştı. İktidar alınamamıştı ve mücadele, koşullar her ne kadar uygun olsa da somut kazanımlar ve reformlar için değil yine devrime odaklanmalıydı.
Çünkü gerçekleştirilen reformlar, dünün talepleriyle uyum sağlasa da, atılan adımlar son tahlilde suni dengenin devamını sağlayacak bir hava deliği niteliğindeydi. Zaten demokratikleşme de çelişkilerin keskinleşmesinin ve safların sıklaşmasının önünde kuzu postuna bürünmüş kurttan başka neydi ki?
“Tamam o zaman” deyip dağılmayacağız elbette. Kargadan başka kuş olduğu gibi, iktidarı yegâne amaç olarak gören jakoben usullerden azade devrimci bir muhalefet de mümkün çünkü.
Âlâsıyla da yapıyoruz zaten. İllaki jakobenlerin sırtımızı sıvazlaması mı gerekiyor?
Yeri geldiğinde komplekse kapılmadan istediklerimizi alınca alkışladık. Polis terörüne, işkenceye, Kürt sorununda askerî çözüme dair el mecbur kararlara, demokratikleşme adımlarının ürkekliğine, yargı reformunda eskinin alışkanlığıyla dokunulamayan bürokrasi hâkimiyetine, Deniz Feneri skandalına, keyfî içki yasaklarına, heykel inadına... karşı ise en sert muhalefeti yaptık.
E bir de bunu yaparken, sivil vesayet paranoyasına onay vermek ya da iktidarın mutlaka el değiştirmesi gerektiğini savunmak zorunda mıyız?
İşin bu boyutundan bize ne?
İktidarın, sorunlara, insanlığın ortak birikim olan evrensel değerlerle uyumlu siyasi çözümler bulan teknik bir araç olduğu yaklaşımı bence bugünün devrimci muhalefetinin temel ekseni olmalı.
Tüm muhalefetini, yaşamı kolaylaştırmak ve düzenlemek için yalnızca zorunlu bir araç olan iktidarın sosyalistinin ya da başka bir tür idealinin kurulmasına kanalize etmek, insanlığın modern bir çileciliğe mahkûm ediyor. Ütopik olduğu için de siyaset kurumunu olanaksızlaştırıyor, değersizleştiriyor ve askerî vesayet gibi demokrasi dışı alternatiflerin bu devirde bile geçer akçe olmasının yolunu açıyor.
O halde kasmayın sevgili dostlarım. Hep eleştirmek ya da hep güzelleme yapmak bir yana, üç övüp bir yermek gibi bir kural falan da yok.
Çünkü o yalnızca “var”; daha hangi “kutlu doğumunu” bekliyoruz. Üstelik “büyüttükçe” de biz küçülüyoruz. ”Tıpkı Hoelderlin’in dediği gibi:
“Devleti cehennem haline getiren şey, insanın onu cennet haline getirmeye kalkışması.”
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Konser iptalleri baydı
2.06.2022 - Elçiye zeval olmaz
17.05.2021 - 31 Mart’ta Binali Bey’e verdim, bu kez oyum...
11.05.2019 - Ekrem Bey size soruyorum ama cevabı Murat Bey’den bekliyorum
10.05.2019 - Sınırları aşmak
6.05.2019 - Pardon, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olmayan belediye mi var?
1.05.2019 - Yine ne varsa Atatürk de var!
29.04.2019 - Kılıçdaroğlu’na yumruk!
22.04.2019 - Erdoğan’ın yükü
17.04.2019 - Bu saatten sonra...
8.02.2019
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
mehmet
bu konuya duyarlılık gösterdiğiniz için çok teşekürler sayın kaplan