Mümtazer TÜRKÖNE
“1000 askere soruşturma” haberinden, burnumuzun direğini kıran entrika kokusu geliyor.
999 değil, 1001 de değil, tastamam 1000. Genelkurmay bir süre önce bu tür haberleri yalanlamış ve imzasız ihbar mektuplarını dikkate almadıklarını açıklamıştı. Haber 28 Şubat günlerinin cadı avını hatırlatıyor. Tek fark bu sefer hükümet eliyle irtica kampanyası yürütülüyor. Demek ki Saray’ın Ordu’ya karşı tırmandırdığı bir kavgaya tanık oluyoruz.
28 Şubat sürecinin hayırla yâd edilecek tek tasarrufu, Atatürk Orman Çiftliği arazisinin ağaçlandırılmasıydı. Asker, ağaçlandırma işini her zaman çok iyi yapar. AOÇ’nin kenarından köşesinden, kamu erkini kullananlar tarafından yağmalanmasını engellemek için o dönemde Ankara Garnizon Komutanlığı şehrin merkezinden Etimesgut ve Ümitköy’e uzanan çok geniş bir araziyi Belediye’nin ve Orman Bakanlığı’nın karşı koymasına rağmen ağaçlandırdı. Sadece fidan dikmedi, yıllar boyu askerî arazözlerle fidanlar sulandı ve neticede ortaya kocaman bir orman çıktı. AK Saray, ağaçlandırılan bu geniş sahanın bir köşesinde yer alıyor; yani askerin araziyi koruma iradesine karşı alenî bir meydan okuma teşkil ediyor. Ağaç dikerek koca araziyi “kışla” hükmüne sokan askerin, bu araziye dikilen “kaçak saray”ı da orada üretilen entrikaları da içine sindirmesi mümkün mü?
Yargıcı tutuklayıp, savcıyı meslekten ihraç ettiğiniz zaman Yargı erkinin anayasada ve kanunlarda yer alan “yargıçlık teminatı”nı, “doğal hakim” prensibini koruyacak silahlı gücü yok. Aynı şeyi askere yaparsanız? Gerilimin merkezinde MİT TIR’ları olayı bulunuyor. İhbarı yapan, MİT TIR’larını karargâhtan aldığı emirle durduran ve savcıları da seferber eden Askerden başkası değil. Sebep, askerin Suriye bataklığına girilmesine itiraz etmesi. Kim haklı? Suriye iç savaşındaki durum ve bölgeye yayılan çatışmalar askerin Suriye konusunda “düzenli devlet tutumu”nda kararlı duruşunun yüzde yüz haklı olduğunu gösteriyor. Erdoğan Türkiye’yi hâlâ uzun yıllar boyu ateşin içinde tutacak macerada ısrar ediyor. Millî çıkarlarımızı bu kadar derinden etkileyecek başka bir tartışma konusu yok ve bu tartışma iktidarların kaderini tayin edecek kadar belirleyici. İki tarafı da keskin Acem kılıcını, iktidar kabzasından değil keskin yerinden tutuyor. Bugün MİT TIR’larını durduran askerler ve savcılar mı suçlu; yarın aynı vak’a üzerinden “vatana ihanet” suçlaması devletin zirvesine kadar uzanabilir. Bugün tutuklanan savcılar iddia makamına oturup, MİT’in nakliye şirketini patronundan en alttaki elemanına kadar vatana ihanet suçuyla itham edebilir. Hani Cumhurbaşkanı sadece “vatana ihanet” suçlamasıyla yargıç önüne çıkabiliyordu ya.
Asker, Türkiye’nin millî çıkarlarının, ordunun caydırıcı gücünün iç politikada saray entrikalarına alet edilmesine göz yumar mı? Göz yummak bir yana, düpedüz iç politikayı konsolide etme amaçlı olduğu açık “Suriye’ye savaş” veya “Musul’a operasyon” emirlerini “tak” diye yerine getirir mi? Görev süresi bitmekte olan Necdet Özel’in, tam da Karargâh’ta yüksek komuta kademesi terfilerinin kararlaştırıldığı sırada, rapor alıp inisiyatifi haleflerine bırakması tesadüf olamaz.
Devletin temel kurallarını askıya alıp muhaliflerinizi etkisiz hale getirebilirsiniz ama kamu gücünü işletemez ve ülkeyi yönetemezsiniz. Polis üzerindeki baskı ve yıldırmalar Türkiye’yi suç cennetine dönüştürdü; aynı yöntemle askeri işini yapamaz, ülkeyi koruyamaz hale getirmek mümkün mü? Savaşmasını istediğiniz bir ordunun morale ihtiyacı vardır. Hangi asker, iç politikanın basit bir enstrümanına, diktatörün göz korkutmak için kullandığı baskı aracına dönüşmeye razı olur. Hem de doku uyuşmazlığı yaşadığı bir iktidarın emrinde. Bu ordu, Saddam’ın veya Esed’in kendi elleriyle kurduğu, Mübarek veya Sisi’nin içinden çıktığı bir ordu değil. Olmadığını Erdoğan’ın bir yıldır bizlere heyecanla anlattığı Kırmızı Kitap Masalı’nda rol almayı reddederek gösteriyor.
Çıkartılacak sonuç: Asker koruma altına alıp ağaç diktiği alanda inşa edilen Saray’a da orada üretilen entrikalara da uzak duruyor. “1000 askere soruşturma haberi” Ordu’yu karıştırmaya yönelik entrikanın işareti.
Yazarlar
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025