Mümtazer TÜRKÖNE
İktidar partisi için işler kötü gidiyor. Hayrettin Karaman ve Abdülkadir Selvi gibi çelik çekirdek içinde yer alan isimlerden gelen itirazların ve eleştirilerin çoğalması artık bir şeyleri düzeltme gayreti yerine “ben demiştim” kaydı olarak okunmalı.
Kaporta haşat vaziyette, tekerlerden biri patlak, motor tekliyor ve araç bataklıkta patinaj yapıyor. Davutoğlu direksiyona geçmeyi başarsa bile bunca arızayı giderecek ve açılan arayı kapatacak zamanı yok. Erdoğan’ın AK Parti’de yol açtığı tahribat çok büyük. Dışarıdan söylenen bu durum tespitini “nifak” olarak algılayanlar, o zaman içeriden gelen işaretlere baksınlar. Erdoğan’ın meydanlarda kırmızı alarm hali veren tartışmalı sözleri doğrudan İktidar medyası tarafından sansürleniyor. Seçim için genel seferberlik durumundaki parti medyası, Cumhurbaşkanı’nın sözlerini hangi akılla buharlaştırıp yok etmeye cüret edebilir?
Erdoğan bu sefer Kâbe, Kur’an gibi kutsalları kullanmakla yetinmiyor ve bir adım öteye geçip muhalefet liderini siyasî bağlamı içinde, tıpkı radikal İslâmcıların yaptığı gibi “Kur’an’ın emirlerine uymamakla” itham ediyor. Bu sözlerin sansürlenmesinin sebebi, ne kadar tehlikeli anlamlara geldiğinin çok iyi bilinmesi olmalı. İçinde “Allah’ın emirleriyle emretmeyenler kâfirdir” göndermesi, “İslâm’a uygun siyasî düzen” varsayımı var. Kısaca, geniş siyasî İslâm yelpazesini boydan boya kuşatan ve alamet-i farikasını oluşturan anahtar hüküm duruyor karşımızda. Dikkatinizi çekmek için tekrarımı mazur görün: Dinin kutsal değerlerini siyasete alet etmeyi çoktan geçtik, doğrudan İslâm’a dayalı bir siyasî düzen söyleminden bahsediyoruz artık. Cahil AK Partili sosyal medya trollerinin “ne var ki bunda?” sorusunu beklemeden vurgulayalım. “İslâm’a dayalı siyasî düzen” iddiası, hiçbir zaman “İslâmî düzen” getirmez, sadece indî yorumlarla kirli vaziyetine meşruiyet arayanlara hizmet eder.
Durum gerçekten tuhaf. Radikal İslâmcılığın devletin en tepesinde yeniden doğuşu ilk önce İslâmcılıkla maruf olanları rahatsız ediyor. İdeolojik bir itiraz değil bu, tam da AK Parti’nin bu kadar dar bir alana hapsedilmesinin yanlışlığını, yani seçim dinamiklerini hatırlatan haklı bir itiraz. Bu itirazın en çok da Ahmet Davutoğlu’nun beynini kavurduğunu tahmin etmek pek zor değil. Ahmet Davutoğlu, Erdoğan sonrası AK Parti için “yeniden doğuş” fırsatı idi. Tek şartı, zirvede köşesine çekilen Erdoğan’ı ve çevresini 17/25 gazabından korumak, buna karşılık yeni liderin önünü tamamen açmaktı. Bugün parti rekabetinde Davutoğlu’nun söylediklerinde, giriştiği polemiklerde bir sorun görünmüyor. Sorun bu meşrû kanalın önünde Erdoğan’ın oluşturduğu yüksek duvarlardan kaynaklanıyor. Aslında AK Parti bu duvarı aşıp diğer partilerle rekabet edemiyor ve mesajını kendi seçmenlerine bile ulaştıramıyor.
İktidar Partisi’ni seçim öncesinde iyi sıhhatte olsunlar tarafından yüzü-gözü çarpılmış gibi gösteren bu tuhaflık, somut sebeplerin değil bir psikolojinin, sadece liderlere özgü bir psikolojinin eseri. Davutoğlu bu garip psikoloji yüzünden kendi potansiyelini gerçekleştiremiyor ve aynı psikoloji tersinden AK Parti’nin seçim kampanyasına kimsenin veremeyeceği zararları veriyor. Davutoğlu galiba denedi. Tabasbus, dalkavukluk ve riyâ kokan fırtınaların Erdoğan’ın çevresinde ve onun için esmesi de Davutoğlu’nun denemesinin başarısızlıkla sona ermesinin işareti olarak okunabilir. Ar ve namus meselesi yaptığı seçimleri tamamladıktan sonra geride sadece yerine kimin geçeceği tartışması kalacak.
Davutoğlu, akademi dünyasında tartışılmaz bir değerdi. Hocalığın kuralı, yerine iyi bir halef bırakmak ve önünü açmaktır, siyasette ise adamı iliğine kadar boşaltıp posasını çıkartıyorlar. Ne yapabilir ki?
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025