Mümtazer TÜRKÖNE
Gelen şehit cenazelerinin ezici çoğunluğu, sıcak bir çatışmanın değil PKK'nın son iki buçuk sene zarfında yaptığı yığınağın eseri. Devleti fiilen yok eden “kent savaşı” hazırlıkları da öyle. Daha beteri önümüzde duruyor.
PKK'nın verdiği sinyaller büyük bir saldırı dalgasının hazırlıklarını haber veriyor. PKK nihaî hamleye hazırlanıyor. MİT-Öcalan Süreci'nde ayakta uyuyanlar ve PKK yığınağına göz yumanlar yüzünden ödeyeceğimiz bedel katlanılmaz boyutlara ulaşıyor. Birileri bu faturayı ödemek zorunda. Peki bu “birileri” kimler olacak?
Bu sorunun vahametini ilk fark edenlerden biri Cumhurbaşkanı oldu. 12 gün önce kendini emniyete almak için bir yoklama yaptı: “...bu süreç içerisinde güvenlik güçlerimiz herhangi bir çatışmaya gitmeyelim dediler...” lafıyla sorumluluğu güvenlik bürokrasisine atmayı denedi. Basında çıkan küçük küçük haberler, kaçış yolunun tıkalı olduğunu gösterdi. Güvenlik birimlerinden gelen, sadece 3 ilde 290 operasyon talebinin sekizine izin verildiği bilgisi bu haberlerden biri. Emekli bir jandarma albayından öğrendiğimiz “sorumsuzluk dosyaları” haberi, siyasetçinin kaçış yolu olmadığını gösterdiği için çok önemli. Güvenlik bürokrasisi olağanüstü sorumluluk gerektiren bir iş yaptıklarını bildikleri için, Anayasa'nın 137. maddesini bir koruma kalkanı gibi üstlerine karşı kullanıyorlar. “Kanunsuz emir”i düzenleyen bu maddeye göre aldığı emri kanuna aykırı bulan herhangi bir kamu görevlisi, emri yerine getirmeyeceğini üstüne bildiriyor. Ancak üst emirde ısrar eder ve yazılı olarak bildirirse emri yerine getiriyor. Güneydoğu'da son iki buçuk sene zarfında operasyonlara engel olan valilerden birim amirlerine kadar her kademeye karşı bu anayasa hükmüne müracaat edilerek oluşturulan dosyaların sayısını tahmin edebilirsiniz. Meselâ bir güvenlik birimi PKK'nın meskûn mahale silah ve mühimmat nakli yaptığını tespit ediyor ve operasyona başlamadan önce valiye bilgi veriyor. Vali operasyona sözlü olarak izin vermeyince operasyon talebi yazılı olarak iletiliyor. Valilik bu yazılı talebe sözlü emrine uygun ister cevap versin ister vermesin kanunsuz emir dosyaya girmiş oluyor. Bugün son iki buçuk senede Güneydoğu'da görev yapan güvenlik birim amirlerinin ellerinde mebzul miktarda “sorumsuzluk dosyası” var. Bu dosyalar yukarıya, başbakana kadar uzanan bir hiyerarşi zinciri içinde her yetki sahibini “kanunsuz emir” vermekle sorumlu kılan açık belgelerden oluşuyor.
Erdoğan sorumluluğu güvenlik bürokrasisine atamayacağını anlayınca geri adım attı ve iki gün önce her halde aşağıda bir çözülmeye yol açmamak için sorumluluğu açıkça üstlendi. “Çözüm süreci içerisinde valilerimiz kendilerine verdiğimiz talimatlar gereği ciddi manada bu terör örgütlerine karşı şu andaki operasyonlara girmiyorlardı.” cümlesi, Erdoğan'ın yargı önüne çıkartılması için yeterli. Bu en yetkili ifade Bakanlar Kurulu üyelerinin tam kadro yargılanmasına yetecek kadar açık bir “kanunsuz emir” itirafı. Bir siyasî tasarruftan, bir siyasî sorumluluktan, hatta bir siyasî suçtan söz etmiyoruz; somut delillere dayalı olarak sistematik olarak işlenmiş “kanuna aykırı emir”, hatta ve hatta “konusu suç teşkil eden emir”den bahsediyoruz.
Belli ki PKK, MİT-Öcalan Süreci'ni, bölge üzerinde hegemonya oluşturmak üzere taktik bir fırsat olarak değerlendirmiş. İktidar ise, siyasî çıkar ve oy hesabı ile PKK'nın bu fırsatı kullanmasına göz yummuş. “Kanunsuz emir”den başlayıp, vatana ihanete kadar uzanan bir suç zincirinden söz ediyoruz. Erdoğan başta olmak üzere, MİT Müsteşarı, İçişleri bakanları, bakanlar ve bölgedeki illerin valilerine kadar uzanan çok sayıda ismin yargılanması söz konusu.
Elimizde böyle bir yargılamayı mümkün kılacak bir de siyasî gerekçe var. Kürtleri de temsil yeteneğine sahip olan AK Parti misyonu, kendi bindiği dalı kesti ve bu süreçte yok oldu. Kürtler tam da bu hatalar yüzünden paketlenip PKK hegemonyasına teslim edildi ve Kürt sorunu artık sadece bir PKK sorununa dönüştü. Kürtler özgürlüklerine kavuşmak için artık devlet'e değil PKK'ya karşı direnmek zorunda kalacaklar. Devlet, devletliğine dönüp onların yanında yer almadan önce bu berbat faturayı, sorumlu olanların ödemesi gerekecek.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025