Mümtazer TÜRKÖNE
Terör mafya yöntemleriyle imza atıp mesaj bırakıyor. Ankara'da bombanın patladığı yer, devleti yönetenlere, hayatımızı emanet ettiğimiz güvenlikten sorumlu herkese doğrudan şu mesajı veriyor:
“En emniyetli sandığınız yerde bile kanlı eylemler yapabiliriz.” Şehir merkezlerine yönelik saldırıların ne kadar fütursuzca yapılabileceği mesajı var patlayan bombanın parçaları arasında. Korkmamız isteniyor. Sadece korkmamız değil, aynı zamanda çılgın komplo senaryolarına inanmamız ve kutuplara ayrılıp birbirimizden nefret etmemiz bekleniyor.
Terör, gündelik sorunlardan biri değil; bu yüzden siyasî tartışma konusu yapılmamalı. İktidar böylesine kanlı bir eylemle karşılaşmak ister miydi? İktidarı ve muhalefetiyle Meclis'te sergilenen ortak tavır, bu ülkede mevcut olan kader birliğinin göstergesi. HDP temsil ettiği kitleler nezdinde büyük bir fırsatı kaçırdı. IŞİD ile birlikte iki “makûl şüpheli”den biri olan PKK'yı istemeden de olsa ön plana çıkartmış oldu. Terörü lanetlemenin “ama”sı, “fakat”ı olmaz. HDP, utangaç biçimde farklı davransa da bu ülkede herkesi kuşatan birlikte var olma iradesini sarsmak pek kolay değil. Kürtlerin geleceği de patlayan bombalarda veya kazılan çukurlarda değil; hepimiz aynı gemide yol alıyoruz. Terör bizim sinir uçlarımıza dokunuyor, aşırı tepkilere yol açmasını umut ediyor. Allah'a şükür olmuyor. Yaralarımızı sarıp, teröre lanet edip yolumuza devam ediyoruz. Milletimizin başı sağ olsun.
Bu katliamın failinin, PKK olması galip ihtimal olarak görülüyor. Türk ordusu Miniğ'deki PYD mevzilerini top atışına tutarken, ikinci olağan şüpheli IŞİD'in devreye girmesi pek mantıklı değil. Dikkat edilirse Suriye'de sona yaklaşılırken IŞİD'in esamisi hiçbir yerde okunmuyor. PKK'nın eyleme hemen sahip çıkmaması, halkın tepkilerinin gözetildiğini, ancak bombanın patladığı yerin mesajı yeteri kadar aşikâr ettiğini düşündüğünden olmalı. Bize ise bu eylemden doğru sonuçları çıkartmak düşüyor.
PKK'nın örgütsel çıkarları ve kendisi için inşa etmeye çalıştığı gelecek ile Kürtlerin güvenliği, refahı ve huzuru arasındaki uçurum giderek derinleşiyor. Kürt siyasetindeki PKK tekeli, Kürtleri emperyal aktörlerin Türkiye'ye karşı kullandığı sopaya dönüştürüyor. Yıllarca “Kürt sorunu mu, yoksa terör (PKK) sorunu mu!” diye tartıştık. Bugün karşımızda duran Kürt sorunu ile hiçbir alâkası kalmayan, uluslararası bağlantılardan güç alarak büyüyen bir terör sorunu. PKK istediğini elde etse Kürtlere ne faydası olacak? PKK'nın örgütsel stratejisinin sadece kitlesel destek fonunda, etkisiz bir eleman olarak yer alan Kürtlerin başına neler gelecek?
1916'da Sykes-Picot-Sazanov Planı'nı uygulama rolü Araplara verilmişti. Yüz yıl sonra aynı rol PKK'ya veriliyor. PKK, tıpkı 1916'nın Arap milliyetçisi örgütleri gibi bir örgüt, karar, strateji ve inisiyatif ona ait değil, yüz yıl önceki Arap milliyetçileri gibi ihtimal hesapları yapıyor, fırsatlara umut bağlıyor. Kürtleri, tıpkı bu örgütlerin Arapları yuvarladığı uçuruma doğru sürüklüyor.
Sykes-Picot-Sazanov Planı, Türk Ordusu'nun kuşatma altına aldığı Kuttü'l Ammare'deki İngiliz Ordusu'nu teslim almasından hemen sonra başlayan Arap ayaklanmasının arkasındaki emperyalist planın adıdır. 1917'de Bolşevikler Rusya'da iktidarı ele geçirdikleri zaman bütün gizli belgeleriyle birlikte bu planı açıkladıkları için tamamlanmadan ifşa olmuş ve aslında uygulanamamıştır. Yine de Sykes-Picot Anlaşması dendiği zaman, Ortadoğu'nun kaderinin, bu coğrafyanın dışından gelen işgalci güçler tarafından belirlenmesi anlaşılır. Bugün PKK'nın Rusya ile öne çıkan uyumu, 1916'yı hatırlatıyor. PKK büyük güçlerin müttefiki değil, sadece tek kullanımlık bir aparatı. Rusya PKK'yı Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak için kullanıyor. İstediklerini alınca da, geçmişte olduğu gibi paketleyip teslim edecekler. Türkiye belki zorlanacak, ama yoluna devam edecek.
Peki olan kime olacak? Bu sorunun cevabının peşine düşmemiz lâzım.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025