Serdar KAYA
Gözü yaşlı, başörtülü kız,
Hiç boşuna ağlama. Kendin ettin kendin buldun.
Neden gittin o törene? Ne geçiyordu aklından? Kürsüye çıkacaktın, üzerinde okulunu birincilikle bitirdiğin yazılı olan plaketi alacaktın, ailen o plaketi görüp seninle gurur duyacaktı ve hayat böyle mutlu bir şekilde akıp gidecekti, öyle mi? Öyle olmadığını gördün. Ve o plaketi alsan da öyle olmayacağını, olamayacağını belki anlamaya başladın.
O müdireye ne kadar teşekkür etsen azdır. O müdire, hayatta belki de hiç kimsenin yapamayacağı kadar büyük bir iyilik yaptı sana. Çünkü, onun sayesinde, içinde yaşadığın masal dünyasından bu genç yaşında uyanmanı sağlayabilecek önemli bir tecrübe yaşadın. Herhalde artık gerçeği kendine itiraf etmeye başlamışsındır: O okul senin okulun değil. Hiçbir zaman da olmadı. Bu gerçeği önceden kabullenebilmiş olsan, o törene gitmeyi de, o kürsüye çıkmayı da, sana verecekleri o uyduruk plaketi almayı da zül addederdin.
O müdireye kızma. Çünkü, o ve diğerleri, bu gerçeği senden hiçbir zaman gizlemediler. Hatta derslerde, törenlerde, müsamerelerde bunu sana defalarca anlattılar. Nasıl oldu da anlamadın?
Okula girdiğinde bahçede bir şey dikkatini çekmedi mi? Dersteyken hiç başını biraz kaldırıp tahtanın üzerine de mi bakmadın? Onları 86 senedir oralara boşuna mı koyuyorlar zannediyorsun? Sizlere okuttukları kitaplar, ettirdikleri yeminler, aslında herkesten çok seni (ve daha farklı özellikleri nedeniyle onlar gibi olmayan bazı arkadaşlarını) hedef alıyordu, fark etmedin mi? Yıllarca kafana vura vura anlattılar. Kimliğini terk etmeni, ruhunu onlara satmanı talep ettiler. Orasının senin okulun olmadığını anlayabilmen için daha ne yapmaları gerekiyordu? Kusura bakma ama, gözünün açılması için ille de başına böyle bir şey gelmesi gerektiyse, kabahati biraz da kendinde ara.
Sabahlara kadar ders çalıştığını, bu sayede okulunun birincisi olduğunu söylüyorsun. Belli ki zeki bir kızsın. Ama keşke daha az çalışsaydın, ve bütün vaktini içine konduğun konsept dâhilinde başarılı olmaya harcamak yerine, biraz da o konseptin kendisini sorgulamaya kafa yorsaydın. Bunu yapsaydın, o okulun birincisi olmak belki de sana o kadar da cazip gelmeyecekti.
O okul senin okulun değildi. Hiçbir zaman da öyle olmadı. İçinde sana iyi niyetle yaklaşan (ve hatta seni diğerlerinden koruyan) bazı öğretmenlerin de çalışıyor olması, bu gerçeği görmeni engellemesin. O okul, seni değiştirmek, başkalaştırmak ve çatık kaşlı bir hortlak imgesine ömür boyu kul köle etmek için kuruldu. Bugün bayramdır diye size okuttukları şiirler, yaptırdıkları yürüyüşler, giydirdikleri soytarı kıyafetleri, hep bu amaca hizmet etmek için vardı. Eğer bu gerçeği gerektiği ölçüde anlayabilseydin, onların sana vereceği hiçbir ödüle zaten baştan tenezzül etmezdin.
Ama yazık ki, ettin. Onlar da sana kendileri gibi olmayan herkese onyıllardır davrandıkları gibi davrandılar. Dayanamadın, ağladın. Çünkü, gerek yaşın, gerekse Cumhuriyet’in seni ittiği sosyal statün itibariyle onlar kadar güçlü değilsin. Hatta epey zayıfsın. Ve bu zayıflığın gazetelere haber oldu. Şimdi bu haberleri yazan ve okuyan çokları, senin o ağlayan fotoğrafına bakarak sana acıyor ve seni acındırıyorlar. Böyle yaparak senin durumundaki kızların haklarını aradıklarını zannediyorlar. Hâlbuki “Bu kızın günahı ne?” mealindeki sözlerle yaptıkları da aslında senin gibi ağlamaktan başka bir şey değil.
O aptalların hiçbirini dinleme. Ezik insanlardan rehber olmaz. Onlar, “Bu kız da kürsüye çıksa ne olur?” demenin ne denli vahim bir öğrenilmiş çaresizlik ve ne denli karaktersizce bir öykünmeolduğunun dahi farkında değiller. Onlar, sen de kürsüye çık istiyorlar. Sen de o tuhaf ritüellere iştirak edersen sorunlar çözülecek zannediyorlar. Hâlbuki o çarkın içine daha da girdiğin ölçüde, sen de ister istemez o kötücüllüğü kanıksayacak, ve o bayağı yapının bir parçası olacaksın.
İyi düşün. Hayatın boyunca, daha çok “müdire hanım”larla karşılaşacaksın. Ama onların önünde hep böyle itilip kakılmak istemiyorsan, sana yardım ederken ufkunu daraltacak iyi niyetli dostları da,“kininin davacısı” olmanı öğütleyen devri çoktan geçmiş şairleri de dinleme.
Kin tutmak, nefretle düşünmek, problemli, pasif-agresif insanların işidir. Sen işe o müdireyi affederek (ama asla unutmamaya kararlı olarak) başla. Ve büyük bir soğukkanlılıkla, geleceğe dair iyi düşünülmüş bir plan yap.
Neticede, o okul senin okulun olmasa da, bu ülke senin ülken. Ve savaşın daha yeni başlıyor.
Kendini yetiştir. Güçlü ve onurlu olmayı öğren. Ve bir daha sakın sana fındık fıstık atıyor diye düşmanının ayağına gidip maymun olma.
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli tavır mı koydu? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya medyasına bıraksanız… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyasette kim kiminle yürür? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolToplu iğne hikayesi 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRSavcı ‘İngiliz casusu’ olmakla suçluyor! Yöneticisi olduğu şirkete siber güvenlik ihalesi verildi 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt çözümüne neden olumlu bakmalı? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHaram paranın faizi helal midir? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Fırsata Sahip Çıkalım... 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye üstündeki baskı artar mı? 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMami, IKE ve Hüseyin-1 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî casusluk suçu 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTrafik, yargı ve casusular 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın son açıklaması: Süreç devam ediyor, ama nasıl ? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞHamdi Ulukaya (Çobani) en zengin Türkiyeli seçilmesi üstüne... 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselMerkez Bankası zor bir viraja girdi 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBürokrasi, tarımın gerisinde kaldı 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2019
17.06.2018
6.04.2015
23.03.2015
16.03.2015
20.01.2015
15.01.2015
17.11.2014
1.10.2014
12.08.2014