Sezin ÖNEY
Avrupa Birliği, sonunda merakla beklenen yeni göç “belgesini” açıkladı. Normalde 30 Eylül’de açıklanması beklenen AB Komisyonu’nun “Göç Paktı”nın açıklaması, 23 Eylül’e çekildi. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in ifadesine göre açıklamanın öne çekilmesinin sebebi, Yunanistan’nın Midilli/Mytilini Adası’ndaki “meşum” Moria Mülteci Kampı’nı yok eden yangın.
Hatırlanacağı gibi, 8 Eylül akşamı son derece kötü koşulların hakim olduğu Moria Kampı’nda yangınlar başlamış ve geceler boyu tekrarlamıştı. Sonuçta, yaklaşık 13 bin mültecinin barındığı kampın tümü kullanılmaz hale gelmişti. Bu kadar çok insanın barınaksız kalmasına sessiz ve tepkisiz kalmak, AB’nin yeni göç stratejisinin ilkesel ana dayanakları olarak lanse edilen “Dayanışma ve Sorumluluk” kavramlarına her bakımdan ters düşecekti. Dahası, orijinal olarak “Türkiye” gündemi ile toplanacak AB Konseyi Özel Komisyonu normalde 23-24 Eylül’de gerçekleşeceğinden, Göç Paktı ile ilgili tartışmaların o toplantı ile çakışmasından endişe edildi. Malum, AB Konseyi Özel Toplantısı, 1-2 Ekim’e ertelendi.
Ancak yine de, henüz üzerinde bir mutabakata varılıp varılmayacağı belli olmayan “Göç Paktı”nın alelacele sahneye sürülmesinin asıl sebebi, Moria’daki yangın.
Herhalükarda, mülteciler ve göç konusunun AB için 2015’ten bu yana ne kadar “hayati” bir mesele haline geldiğini düşünürsek; yeni “Göç Paktı”nın açıklanması da oldukça büyük bir olay. AB’nin gelecek rotasının, dış ilişkilerden iç işleyişin dinamiklerini belirleyen temel düzenlemelerin belirleneceği önümüzdeki dönemde, göç gibi Avrupa’nın “ruh halini” belirleyen bir konuda nasıl bir yönelim benimseneceği oldukça önemli.
Öncelikle, 2015’teki “Mülteci Krizi”nden beri, göç konusunda AB liderleri ve ülkelerinin yaklaşımları arasında “dağlar var”. Göç konusunun kendisi üzerinde “asgari minimumda” anlaşmak bir yana, bu konunun yarattığı görüş farklılıkları nedeniyle bölünme ve hatta hizipleşmeye savrulmak da, AB’yi kurumsal olarak yıpratıyor.
Bir yanda, Yunanistan ve İtalya gibi, mültecilerin ve göçmenlerin ilk giriş yaptığı, tüm AB’nin yardımcı olmasını talep ettiği sorunlarla boğuşan “kriz noktaları” var. Öte yanda ise, Macaristan ve Polonya gibi, göç konusunun ülkenin “başlıca meselesi” haline getirildiği ve AB ile “mültecilerle ilgili yük paylaşımı” konusunda işbirliğine gitmeyi kesinlikle reddeden taraflar...
“Göç Paktı”, ne zaman nasıl “Göç Mutabakatı”na dönüşebilecek? İşte, bu bahsettiğim bu “ikilikten” ötürü biraz netameli bir konu: Yunanistan+İtalya gibi göçten birinci derece etkilenenler ve Macaristan+Polonya gibi asıl etkilenen onlarmış gibi davranan “göçfobik” ülkeler arasındaki ayrı gayrılıkların aşılması, iki yakanın bir araya gelmesi oldukça zor.
Tabii, bir de işin şu boyutu var: 2015’ten beri AB-Türkiye ilişkilerinin “Mülteci Meselesi”ne indirgendiğinden yakınıp duruyoruz-demek ki, aslında “Göç Paktı”nın ilgilendirdiği başlıca taraflardan biri Türkiye.
Peki; AB’nin, Türkiye ile de ilişkilerini şekillendiren başlıca konu olan “göç” konusundaki yeni politikaları nedir?
Öncelikle, “Göç Paktı”nın üç ana aksı var:
Birincisi, AB dış sınırlarından (ki bu konunun başlıca ilgilendirdiği Türkiye oluyor) tüm girişlere sıkı “ön kontrol” getirilmesi. AB Komisyonu, Birlik sınırlarından içeri adım atan tüm “izinsiz göçmenleri” sıkı bir ön kontrolden geçirecek. Ön kontroller, “sağlık”, güvenlik” alanlarını kapsayacak. Ön kontrolün, kişilere AB’den sığınmacı veya mülteci statüsü verilmeyeceğinin kararlaştırılması sürecini çok kısaltacağı iddia ediliyor; amacı da bu. Bu da, demek ki; örneğin, Türkiye’den Yunanistan’a sığınmacı olarak geçen birinin ön kontrolü geçememesi, Türkiye geri iadesinin hızlanması demek.
İkincisi, Pakt’ın temel ilkesel ve yapısal dayanakları olarak sunulan “Dayanışma” ve “Sorumluluk” mekanizması. Bunun meali ise şöyle: Göç konusundan coğrafi bakımdan uzak olan ülkelerin, mülteci ve/veya sığınmacı kabul etmek istememeleri durumunda, maddi bakımdan veya somut biçimde “geri dönüşlerin” (sınırdışıların) gerçekleştirilmesine destek olmaları. Yani, gene Türkiye’den Yunanistan’a geçecek bir sığınmacının “ön kontrolü” geçememesi halinde, göçmen istemeyen Macaristan gibi bir ülke, ya sınırdışıya maddi destek verecek veya güvenlik personeli gibi insan kaynağı sağlamak yoluyla sürece katılacak.
Üçüncü temel aks, “geri dönüşler” meselesine ağırlık verilmesi. AB verilerine göre, her sene 370 bin mülteci/sığınmacı başvuru dosyası incelenip “red” kararı veriliyor. Ancak, yaklaşık 120 bin kişi, AB sınırlarından sınırdışı edilebiliyor. AB, çözüm olarak yeni bir görevlendirmeye yapıyor: Üye ülkelerin ulusal temsilcileri ile bir ağ oluşturarak çalışacak bir “AB Geri Dönüş Koordinatörlüğü” yapısı oluşturuluyor.
AB’nin “Göç Paktı” görüldüğü üzere, daha ziyade “Göçememe” ve “Geri Postalama” Mutabakatı oluşturmayı hedefleyen bir belge.
2015’ten beri geçerli olan ve işlemeyen yaklaşım, AB ülkeleri gönüllü olsunlar olmasınlar, belli kotalara göre mülteci/sığınmacı kabulü yapmaları yönündeydi. Almanya’nın savunduğu ve ileri sürdüğü bu yöntem, Polonya ve Macaristan başta olmak üzere Orta ve Doğu Avrupalı üye ülkelerin muhalefeti ile karşılaşmıştı.
Pakt’ın resmen AB politikası haline gelebilmesi için 27 üye ülkenin liderleri tarafından onaylanması gerek.
Öte yandan, Macaristan ve Polonya’dan şimdiden yeni Pakt’a da itiraz gelmeye başladı: O cenahtan gelen ilk açıklamalar, “AB sınırlarının tamamen mülteci/sığınmacılara kapalı” hale getirilmesi gerektiği yönünde. Buna karşılık, mülteci ve sığınmacılar alanında çalışan sivil toplum örgütleri ise, “AB’nin Macaristan ve Polonya gibi konuya zenofobik yaklaşan ülkelerin çizgisine yenildiğini” belirtiyor-ki, Pakt’ın “geri yollama” odaklı genel havasına bakınca hiç de haksız değiller.
Sonbahar, Avrupa Birliği için önemli sınavlarla başlıyordu: Öncelikle, AB’nin gelecekte nasıl şekilleneceğinin tartışılacağı büyük toplantının ne zaman nerede yapılacağı belirlenecekti. “AB’nin Geleceği Konferansı”nın akıbeti hâlâ belirsiz. Göç konusunda mutabakata varılması da, “geleceğin taşlarını döşeyen” yolda çok önemli bir dönüm noktası idi.
Eğer bu Pakt konusunda anlaşmaya varılamazsa, AB için ciddi bir kurumsal yenilgi olacak. Bununla beraber, anlaşmaya varılması ve AB’nin Göç Paktı’nı uygulamaya koyması, Türkiye’nin mülteci ve sığınmacıların geri yollandığı bir “biriktirip postalama” noktası olması statüsünü tescilliyor. Diğer bir deyişle, şu an Yunanistan’ın üzerindeki yük de Türkiye’ye yıkılacak. Türkiye, iyiden iyiye, geri yollanan mülteci ve sığınmacıların “biriktirildiği” ve ardından da, kendisinden de sınırdışı edilmek üzere bekleyenlerin insani dramlarının yığıldığı bir “dış kamp merkezi” olacak.
Türkiye’den insan hakları ihlalleri konusunda kendisine çekidüzen vermesi de beklenmeyecek, çünkü kendi içinde hak ve özgürlüklere önem vermeyen bir ülke olması, AB’nin de iyice işine gelecek. Mülteci ve sığınmacılara yönelik hak ihlalleri; örneğin canhıraş sınırdışılar yapıldığında, “Türkiye’nin iç işi” denecek.
Dahası, AB’nin yeni Göç Paktı, sadece Türkiye’de değil, Libya’da da benzer bir mekanizmanın işlemesine neden olacak: Türkiye’nin Libya ile olan yoğun angajmanı düşülürse, mülteci/sığınmacı konusu o taraftan da önemli bir meselemiz olacağa benzer.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024