Ahmet ALTAN
Şimdi istiridye zamanıdır.
Paris’te lokantaların önündeki tezgâhlara istiridyeleri dizmişlerdir, kalın eldivenler giymiş bir balıkçı istiridyeleri özel bıçağıyla açıp isteyenlere ayaküstü orada satar.
Üstüne limonu sıkar, tuzlu deniz suyuyla birlikte dilinin üstüne kaydırır, çiğnemeden yutarsın.
Lokantaya girersen eğer özel istiridye mönüsü verirler, boylarına ve geldikleri sahillere göre numaralanmışlardır, onlardan sevdiğini, alışkın olduğunu seçersin.
Ben istiridye çok severim.
Soğuk beyaz şarapla birlikte.
Sonra genellikle coquilles st. jacques ısmarlarım kendime, tereyağında yaparlar.
Fransız mutfağının çok yerleşik bir yemeğidir ama doğrusu ben en iyisini New York’ta yemiştim.
Taze baget ekmeğini suyuna batırmaya ayrıca bayılırım.
Elbette “escargot”, nasıl diyorsunuz siz Türkçede, “salyangoz”, sarımsaklı yeşil sosuyla lezzeti müthiştir.
Ben çocukken sofralarda ıstakoz da olurdu, epeydir ıstakoz çıkmıyor galiba, pek rastlamıyorum bizim buralarda.
İnanmayacaksınız ama en unutulmazını Nairobi’de iki İngiliz kadının işlettiği, kolonyal stili bir binadaki lokantalarında yemiştim.
Ama eğer “et” derseniz, bakın onun en muhteşemini Amsterdam’da bir Şili lokantasında tatmıştım, yanında haşlanmış mısırla getiriyorlardı.
Gecenin geç bir vakti iyi bir yemek konusunda çok umutsuz girmiştim o lokantaya ama yediğim Latin Amerika’nın otlaklarında yetişmiş sığır bonfilesinin o kadar güzeline bir daha rastlamadım.
Tabii Paris’teki “Antrcote” lokantasını da söylemeliyim.
Orada ne istediğinizi sormazlar, uzun bir kuyrukta bekledikten sonra içeri girip bir masa bulma şansına eriştiğinizde, sadece “eti nasıl istediğinizi” sorarlar, sonra etinizi, kızarmış patatesi, yeşil salatayı getirirler, sadece o lokantada bulabileceğiniz özel soslarını dökerler etin üstüne.
Bir garson elinde koca bir kâseyle dolaşarak sosu bitenin yemeğine sos ilave eder.
Mantarı açıldıktan sonra bir süre bekletilip oda sıcaklığına getirilmiş kırmızı şarabın eşliğinde müthiştir.
İyi yemeği severim ben.
Yemekten sonra genellikle üstüne kremşanti dökülmüş frambuaz tercih ederim.
Tabii yemeğin sonunda espresso ve konyak ya da armangac.
İçkiden ziyade yemeğin lezzetinden hafif çakırkeyif çıkarsın sokağa.
Evine gittiğinde, oranj ışıklı abajurların yumuşak ışığında güzel bir müzik koyarsın.
İnsanın en sevdiği parça dönem dönem değişir.
Ama arada bazı hiç değişmeyenler vardır.
Benim için ruhuma her zaman en uygun olan, beni her zaman en fazla etkileyen, dinlemekten hiç bıkmayacağım parça kesinlikle Telemann’ın Triste’idir.
Bu yazının bir anlamı var mı?
Hayır, hiçbir anlamı yok.
Saçma sapan bir yazı bu.
Belki bir tek anlamı var bu manasız girizgâhın, o da yeryüzünde milyonlarca, milyarlarca insanın asla bilmediği, milyarlarca değilse de milyonlarca insanın ise “gündelik” bulduğu farklı yaşam tarzları olduğunu söylemek.
Yeryüzünün bir kısmı hayatını kavga dövüşün içinde heder ederken bir başka kısmı da bu hayatın tadını çıkartıyor.
Güzel yemekler yiyorlar, iyi içkiler içiyorlar, müzikler dinliyorlar.
Âşık oluyorlar.
Sevişiyorlar.
Sinemalara gidiyorlar, kitaplar okuyorlar.
Savaşanların çok büyük bir kısmı böyle bir hayat olduğunu, üstelik de bunun birçok insan için“sıradan” bir hayat olduğunu bilmiyor.
Bunu bilenlerin, bunu “gündelik” yaşam hâline getirmişlerin çok büyük bir kısmı da ne savaşıyor, ne de savaşanlarla ilgileniyor.
Kavganın göbeğinde kalmış ülkelerde böyle hayatların farkında olanlar ise bu hayatı diğerlerine anlatmıyor.
Bir fırsatını yakalayıp bu hayatlarını sürdürecek olanakları ele geçirmeye çalışıyorlar.
Bırakın yeryüzündeki ideolojileri, fikirleri, tartışmaları, insanların yeryüzündeki sofraları bile bilmeyen bir sıkışıklığın içinde kalmak zorunda bırakılması asıl üzücü olan.
Özgürlük dediğiniz şey, “tercih edebilme hakkına” sahip olmaktır.
Tercih edip etmemekten önce, hayatta nelerin tercih edilebileceğinin bile anlatılmadığı coğrafyalar var yeryüzünde.
Kaç milyon çocuk “istiridyeyi sevmeme” hakkına sahip olmayacak biliyor musunuz?
Hiç tatmayacak bile, tadamayacak.
Bazen sıkılıyor insan hep aynı sofrada oturmaktan.
Şimdi güzel bir frambuaz ve arkasından sıkı bir kahveyle konyak.
İnsanları sadece politika yazarak değil yemek yazarak da kızdırabileceğinizi biliyor musunuz?
Yemeklerle ilgili saçma sapan bir yazı neden kızdırır acaba insanları?
Frambuaz yerken konuşulacak güzel bir konu işte.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları














































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018