Akif BEKİ
Bakmayın şimdi hiçbir savcının parmak kımıldatmadığına. Eski Türkiye’de olsaydı, yer yerinden oynardı.
Kendimden biliyorum. 2002 başlarıydı. Kanal 7’deki programıma Sedat Peker’i davet ettim, kabul etti.
Gündemdeydi; açılışlar, etkinlikler düzenliyordu. Eski bakanlardan eski paşalara ve eskimez magazin şöhretlerine kadar kimler katılmıyordu ki! Bilindik birçok sima oradaydı.
Gazete ve TV’lerde günlerce haber konusu oluyordu.
Kimdi, ne iş yapıyordu, bu çevreyi nasıl edinmişti, ilgi toplama amacı neydi, sabıka durumu vesaire... Akla gelebilecek hemen her şeyi sordum, o da cevap verdi.
Fakat bu röportaj yüzünden DGM’de yargılandım. Organize suç örgütü liderini övme suçlamasıyla...
Bir savcı soruşturma açtı, iddianame hazırladı, bir mahkeme kabul etti ve hakim karşısına çıktım.
Savunmamda şu tarz şeyler söyledim:
“Birlikte fotoğraf veren anlı şanlı isimler, onları pehlivan dizisi gibi ballandıra ballandıra yayınlayan gazeteler, köpürten TV’ler değil de niye yalnızca ben buradayım? Başka kimseye bir soruşturma açıldığını duymadım.
Bırakın övmeyi, yayınımda iması dahi yok. Açıktan propagandasını ve reklamını yapanlara dokunulmuyor, kendisinin faaliyetlerine devam etmesine hukuken bir engel bulunmuyor. Ama işimi yaptığım, neden ilgi odağı olduğunu sorup irdelediğim için ben suçlu oluyorum öyle mi?
Bu ayrıcalığı neye borçluyum, anlayamıyorum...”
Özel muameleydi, ayrımcılığa uğradığım çok barizdi. Ve ilk duruşmadan beraat kararıyla ayrıldım.
Bugünden bakınca çıkarılacak ders: Bütün adaletsizliklerine, çarpıklıklarına rağmen kör, topal işleyen bir yargı sistemi vardı. En azından kılıfına uydurmaya, zevahiri kurtarmaya, şekil şartlarına riayet etmeye gayret gösteriyorlardı.
Ben, yani moda tabirle şahsım, hiçbir suç kabulü, itirafı ya da ifşası içermeyen bir röportajdan dolayı yargılandım. Devlet Güvenlik Mahkemesinde.
Yeni Türkiye’de Peker’in canlı yayın partisiyle doğum gününü kutlasanız, ‘dava arkadaşım’ deseniz, gazetenizin iftarına çağırsanız, öbür gazete kendisine yılın hayırsever iş insanı ödülü verse, iktidara destek mitinglerini allayıp pullasanız, kanaat önderi olarak adını parlattıkça parlatsanız sorun olmuyordu.
Bu gibi gazeteciliklere, basın özgürlüğüne saygı çerçevesinde yargı karışmadığı gibi...Peker’in bu faaliyetlere katılmasında da bir sakınca yoktu. Bilakis rahat etmesi için, polis koruması ve eskortu tahsis edilebiliyordu.
Sonra hangi kara kedi, kimlerle arasına girdiyse...Polis baskınından önce yurtdışına firar etti.
İçişleri Bakanlığının açıklamasına bakılırsa “İş insanıyım, bu işlerden çekildim” demesine rağmen “organize suç faaliyetleri tespit edildi”.
Meğer kamuoyuna gösterilen profili bir “örtüleme”ymiş.
İçişleri açıklaması, suç saklamaktan yardım ve yataklığa uzanan bir dizi suç işlendiğinden bahsediyor. Görevi ihmalden suçu ve suçluyu övmeye, propagandasını yapmaya kadar uzanır.
Ama o ‘örtüleme’yi hazırlayıp sunanlarla ilgili bir suç soruşturması duydunuz mu? Hayır!
Peki...Polisin arananlar listesindeki Peker, çok izlenen YouTube videoları çekip çeşitli suç faaliyetlerini ifşa ediyor. Peker’in ifşaatı yalan mı doğru mu diye, gerçekleri ortaya çıkarmak için açılmış bir soruşturma duydunuz mu? Yine hayır!
Eski Türkiye’nin yargısı bile bu kadar lakaytlığı, boş vermişliği kaldıramazdı. Z kuşağına daha ne diyeyim!
Troller hükümet mensubu mu oldu?
Türk-Alman Üniversitesinin Türk damarı depreşti. Prof. Murat Erdoğan hakkında, geçen hafta trolleri hedef alan bir tiviti yüzünden soruşturma açıldı.
Şu açıklamayla:
“Fikir hürriyeti başkasına, özellikle de hükümete ve onun mensuplarına hakaret etme yetkisi vermez. Fikir hürriyetini bu kapsamda değerlendirdiği anlaşılan şahsa karşı gerekli hukuki süreç başlatılmıştır...”
Oysa hukuk, özellikle hükümet ve mensuplarına gelince fikir hürriyeti sınırlarını, daha geniş tutuyor. Ama koskoca üniversitenin bundan haberi yok.
Ayrıca dile bakar mısınız? Saygın, tanınmış bir hocasından “şahıs” diye söz ediyor. Trollerse “hükümet ve mensupları” olmuş.
Hakaret elbette kabul edilemez.
Prof. Erdoğan, Suud ve Mısır politikalarının değişmesini olumlu karşılarken eskilerini eleştirenleri hainlikle, darbecilikle suçlayan trolleri yermiş. “Kiralık fikirlilerin, pişkin sefillerin memlekete de hizmet ettiklerine de hayrı olabilir mi?” demiş.
Trolleri eleştirdiğini, Cumhurbaşkanı ve hükümeti hedef almadığını soruşturma üzerine tekraren de belirtti.
“Pişkin sefil” ve “kiralık fikirli” ifadeleri ağır, üsluptaki sorunu kendi de kabul etti. Fakat hakaret suçuna girer mi?
Yargı neleri ifade özgürlüğü sayıyor da Türk-Alman Üniversitesi sayamadı. Vah vah!
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025