Ali BAYRAMOĞLU
Kürt meselesinde başlangıç faslını bitirip kritik evreye, “inşa” evresine geldik.
Başlangıç hızlı ve etkili oldu. Kimi engeller aşıldı, kimi gerekler yerine getirildi. Cumhur İttifakı, Bahçeli’nin çağrıları, İmralı’nın cevabı, PKK’nın silah bırakma kararı, velhasıl barış fikrinde uzlaşma, Meclis’te geçiş dönemi kanunlarının hazırlanması için partiler arası komisyon kurulması, PKK’nin Türkiye’den çekilmesi, Irak’ta Türkiye sınırındaki kampları ve kimi mağaraları boşaltması, SDG’nin Suriye merkezi rejimine entegre olma eğilimi göstermesi bu evrede yaşanan önemli gelişmelerdi.
Bunlar bir bütün hâlinde silahsız, şiddetsiz bir Kürt meselesine, PKK’sız bir Türk siyaset arenasına doğru ciddi bir ilerleyişi gösteriyor.
Bir süre önce yazdım. Öcalan’la görüşülmesi hem simgesel hem fiilî açıdan önemli, çatışma çözümünde pek çok engeli kaldıracak, PKK’nın fiilen silahsızlanmasını hızlandıracak kritik bir aşamaydı. Meclis’te temsil edilen partilerin çoğunluğunu içeren “geçiş hukuku çalışmalarını” bir komisyonun kurulması, iktidar-devlet-yasamanın sorun çözümü için birlikte irade göstermeleri de son derece önemliydi. Üçüncü kritik konuda, Suriye’deki Kürtler ve örgüt meselesinde de gidiş pozitif. SDG merkezi devlete entegrasyon fikrine yaklaştı. Geriye YPG’nin statüsü, Kürtlerin siyasî faaliyet alanı kalıyor. O da gerek Suriye gerek Türkiye’de çözüm sürecinin ya da Kürt meselesinde biçim değişikliğinin kalbini oluşturuyor. Çözümü zaman istiyor ve pozitif barış evresine girişe işaret ediyor.
Bunlar kolay olmadı. Bununla birlikte “barış arabası” şu ana kadar daha çok düz yolda ilerledi. İktidar, PKK, Öcalan’ın yeni dönem ihtiyaçları, CHP ve başka muhalefet partilerinin sürece katılma zorunluluğu hissetmeleri işleri nispeten kolay kıldı.
Şimdi barışı inşa zamanı geldi.
Gerekli kanunların çıkması, PKK’lıların hak ve hukuku, Öcalan’ın durumu, yeni bir toplumsal sözleşme, demokratik değişimlere açılacak kapılar yeni evrenin gerekleri arasında yer alıyor.
Bu kez yol daha virajlı olacak.
İnşa evreleri kazanın içine fayda siyasetini sokar; farklılıkları ve iç siyaseti sahaya davet eder. Barışa onay vermek ötesinde barışı kurmak söz konusu olunca, aktörlerin niyet farklılıkları, öncelikleri, ayrışmaları ve tereddütlerinin doğal olarak sahaya iner.
Hatta inmeye başladı bile…
AK Parti’ye bakalım. İmralı’ya gittiler. Ama şu anda Öcalan görüşmesini önemsizleştirmeye, sıradanlaştırmaya çalışıyorlar. Meclis’te İmralı tutanaklarının hızlı bir şekilde geçiştirilmesi, Öcalan’ın kurduğu cümlelerin telaffuz edilmemesi, Hüseyin Yayman’ın “İmralı’ya gitmedik.” açıklamaları bu konuda açık göstergeler. Bir de Erdoğan meselesi var sanırım. AK Parti’de barış süreci konusunda ilerleyiş ve hedef bakımından en tereddütlü kişi Erdoğan olsa gerekir. 2013-15’te durum biraz böyleydi. Erdoğan, bir “şey” vermeden “almak” istiyordu. Bugün de hedefinin PKK’nın sınırlı karşılıklarla silah bırakmasının ötesine geçtiğini sanmıyorum. Özellikle söz konusu olan pozitif barış, yani Kürtlerin özsel talepleri, demokratik bir zemin oluşması, yeni bir toplumsal sözleşme olduğunda en büyük engellerden birini Erdoğan’ın zihniyeti oluşturacaktır.
CHP’yle devam edelim. İmralı konusunda aldığı tavırdan sonra ana muhalefetin üç hassasiyeti olduğu görülüyor. İlki, çözüm sürecini siyaset üstü görmemek, diğer bir ifadeyle 19 Mart sürecinden ayrı ele almamak ve önceliği ikincisine vermek… Diğeri, iktidarın sürüklediği ve ona yarayacağını varsaydığı barış işleyişinden uzak durmak… Üçüncüsü ise yine barış sürecinin işleyişinde kendi kitlesindeki milliyetçi, Kemalist, modernist sınırları zorlamamak. Bunların her biri CHP’nin inşa sürecinde aktif rolünü zorlaştırır, üçü birlikte adeta imkânsız kılar.
Yeni Yol Partisi’nin İmralı tavrı da bu ittifakta bir siyasî gerilimin olduğunu gösterir. Muhafazakâr bir merkeziyetçilik ve milliyetçiliğin öne çıkmasına işaret eder. Bunlar, tıpkı CHP’de olduğu gibi af, Öcalan’ın durumu, eve dönüş gibi konularda sorun çıkarmaya adaydır.
Bakalım devran nasıl dönecek?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBarış sürecinde iç siyasetin sahne alma zamanı… 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURCHP’nin `Kürt Sorunu´, Kürtlerin sorunlarını çözebilir mi? 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALÜcret asgari, yoksulluk azami… 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERKanun önünde eşitlik 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir kongrenin düşündürdükleri… 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİnsanlığın yüzlerce yılda oluşturduğu birikime ne oldu? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİşte faturalar: Şirketi kurduğu gibi ESK ile anlaştı! ‘Genç boğalar’ hep ondan alınmış 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANZor ve kırılgan sürece girdik! 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUBahçeli’nin ortağını sürece ikna etme vakti… 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan‘Terörsüz Türkiye’ye evet ama mış gibi yaparak mümkün mü? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAdaletsizliğin böylesi 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen Çalıkuşu5 Aralık tecavüzü… 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTepki oylarını yönetmek başka, iktidar olmak başka 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTürkiye Yüzyılı okullarda zorbalığı niye durduramıyor? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciErdoğan ne zaman iktidara gelecek? 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Demokrasinin Beşiği Olmak!" "İmralı Artık Tecrit Değil, Barış ve Demokratik Toplumun Çözüm Adasıdır 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBahçeli–Öcalan görüşse... 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergil“Hakikat Sonrası” dünya: “Post-truth” ne demek? 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETaha Parla’dan kalan ayak izleri 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTrump’ın karnesi ve dünyanın kaderi… 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBireysel borçluluk gerçekten düşüyor mu? 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezBüyüme Buysa Niçin Şikâyet Ediyorlar? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUHaksızlık mı dediniz? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞReel politika, pragmatizm, ilkesizlik, oportünizm batağında AKP 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞZEHİRLENMELER “GIDA TERÖR” DEĞL Mİ? 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÖzgür Özel’in ve CHP’nin siyasi portföyü 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇNifak ve münafık 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
22.11.2025
20.11.2025
15.11.2025
13.11.2025
8.11.2025
6.11.2025
1.11.2025