Alper GÖRMÜŞ
Karma okullar tartışması beni derhal ortaokul ve lise yıllarımı geçirdiğim yatılı erkek lisesinin (Haydarpaşa) koridorlarına ışınladı...
Hiç unutmuyorum, orta 3. yılın başında okul koridorları bir şâyia ile çalkalandı: “Bu sene okula kız öğrenciler de alınacakmış!”
Nasıl sevindiğimi (sevindiğimizi) size anlatamam; yaşadığımız ruhsal yoksunluğunu, eksiklik duygusunu ancak böyle bir ihtimalin belirmesiyle birlikte idrak edebilmiştik...
Fakat şâyia gerçek çıkmadı; meğer birileri bir temenniyi “haber” haline getirmiş, hepsi bu.
Sonraki dört yıl boyunca, her sene başında bir daha, bir daha patladı aynı şâyia ve biz her defasında ona inandık.
Benim duygum böyle... Aklımla düşündüğümde de aynı sonuca varıyorum ve oyumu bir saniye bile düşünmeden üzerinde “karma” yazan sandığa atıyorum.
Fakat tercihi böyle olmayanlara karşı en küçük bir itirazi cümlem dahi yok.
Tam tersine, devletin, vatandaşlarından gelen bütün meşru talepler gibi bu talebi de karşılaması gerektiğine inanıyorum.
***
Bir devlete “demokratik” karakterini veren en önemli niteliklerden biri, o devletin, farklı hayat algılarına ve tarzlarına sahip vatandaşlarının tercihlerine saygı göstermesidir.
Bu ölçü, toplumların sivilleşme derecesini belirleme açısından da son derece işlevseldir: Bir toplumda bireyler ya da toplumsal gruplar, kendi anlam dünyaları, benimsedikleri değerler ya da hayatı yaşama biçimleri açısından anlamlı olmasa da, başkaları için anlamlı olan tercihleri saygıyla karşılıyorlarsa, o toplum “sivil” bir toplumdur.
Bu tablonun zıddında devlet, “kendi toplumunun” da desteğiyle, toplumun geri kalan bölümünü “doğru” değerlere ve “doğru” hayat tarzlarına zorlar.
***
Gerçi sonradan tevil yoluna gidildi ama, “karma okullar”a dair, iktidar partisi çevrelerinden gelen çıkışın yanlışlığı, bir tercihe saygı gösterilmesini istemekten ziyade, kendisininkinin tek “doğru” tercih olduğunu imâ eden bir ton taşımasındaydı...
Şurası açık: Karma okullar, “eğitimde başarı” ölçüsüyle ve pedagojik bir çerçevede dünyanın her yerinde -yoğun olmasa da- tartışılan bir konu...
Fakat oralardaki, özellikle de Batı’daki tartışma tamamen, karma okulların toplumda zaten var olan ve erkekler lehine işleyen sosyo-psikolojik vasatı okullara taşıyacağı ve böyle bir vasatta kız öğrencilerin dezavantajlı olacağı üzerinde odaklanıyor... Oralarda, “bir erkek öğrenci, sırasını bir kızla paylaşırken derse konsantre olabilir mi” türünden sorular sorulmuyor.
Zaten iki tartışma arasındaki temel fark da burada ortaya çıkıyor: Oralarda karma okullarda kızların muhtemel başarısızlığı üzerinde dertleniliyor, burada erkeklerin... Oralarda kız ve erkek öğrencilerin dünyalarının tamamen ayrılmasının iyi bir şey olacağına dair fikirler yok, burada var.
Bir gün yasak kalkar da 2000’den önce olduğu gibi kız ya da erkek okulları açılırsa, benim de ilave bir teklifim olacak: Kız öğrenci sınıfları ile karma sınıfların (ve talep varsa erkek öğrenci sınıflarının) aynı çatı altında yer aldığı okullar...
Böylece hem karma eğitimin kendileri için hakikaten dezavantajlı olduğunu düşünen kız öğrencilere bir tercih fırsatı verilmiş olur, hem de her iki cinsten öğrenciler ders dışında aynı hayatı paylaşacakları için benim ortaöğretim yıllarımda yaşadığım yoksunluğu yaşamazlar.
Fena mı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025