Alper GÖRMÜŞ
16 ağustosta bu köşede yayımlanan “Taraf’ın ‘eğlenceli’ başlıklarından memnun muyuz” başlıklı yazıya çok sayıda cevap geldi. Bunlardan bir seçmeyi sizin de dikkatinize sunacağımı daha önce söylemiştim... Ne var ki ertelememem gerektiğini düşündüğüm iki yazı nedeniyle bu sözümü yerine getiremedim. Nihayet bugün ona sıra geldi.
Gelen cevaplarda sadece tercih bildirilmiyor, tam istediğim gibi savunulan görüşler uzun uzun temellendiriliyordu... Ne var ki bunlardan ancak kısa bölümler alabiliyorum buraya, aksi takdirde bir ay boyunca başka bir şey yazmamam gerekecekti.
Mektuplarda dile getirilen görüşlerin büyük çoğunluğu benim yazıda dile getirdiğim görüşlerle uyum içindeydi. Elbette aksi yönde görüş bildiren okurlar da vardı ve sayıları daha az olduğu için onların tümünün mektuplarından kısa alıntılar yaptım. Görüşleri benimkilerle uyum içinde olan okurların ise ancak bir bölümünün mektuplarını değerlendirebildim.
19 ağustosta yayımladığım “3. - 5. sayfa” haberleriyle ilgili olarak gelen mektupların ise hemen hemen tamamında bu eleştiriler onaylanıyordu. Bu konuda herhangi bir tartışma olmadığı için o yazıya gelen cevapları yayımlamayacağım.
Tartışmaya katılan bütün Tarafokurlarına teşekkürler...
Mektuplarından kısa da olsa hiç alıntı yapamadığım okurlarımızdan özür diliyorum. Yine, eleştirilerinin en can alıcı bölümünü seçemediğimi düşünen okurlarımızdan da peşinen özür diliyorum...
Son bir not: Dediğim gibi, mektuplardan çok kısa bölümler seçtiğim için mektup sahiplerinin adlarını zikretmedim. Hem böylece birkaç okurun görüşlerine daha yer vermek mümkün olabildi.
***
» Yerli yerinde kullanıldığı zaman, zekâ parıltısı içerdiği sürece esprili manşet atmanın bir zararı yok ama çok önemli konularda sürekli esprili manşet atma arayışında olunursa bir sonuç ortaya çıkıyor: Anlatılan şey ne kadar önemli olursa olsun bir espriye dönüşüp buharlaşıyor.
***
» Ben bir Taraf okuru olarak Taraf’ın eğlenceli ve zekâ üstü manşetlerini, sürmanşetlerini kısacası başlıklarını çok beğeniyorum. Hem zekâ ürünü hem de cesur oluyorlar...
***
» “Daha karpuz kesecektik” başlığını görünce, niye yalan söyleyeyim, içim daraldı. (...) “Bu sefer dokandı”, tabii aynı tarzın devamı mahiyetinde. Olmadı; hem de hiç olmadı. Gazeteye lümpen bir hava vermesinin yanında, zafer kazanmışlığın, dedikleri çıkmışlığın bir kibri, bir şımarıklığı esir alıvermiş gibi geldi bana Taraf ekibini, ifadelere de yansıyan.
***
» Taraf’ın başlıklarını eğlenceli buluyorum. Örneğin “Daha karpuz kesecektik” ifadesi hoşuma gitti. (...) Bırakın onuru zedelemeyen bu tür esprili başlıklar gazetemizde yer bulsun.
***
» Son günlerdeki manşetlerden ciddi olarak rahatsızım... Özellikle “Bu sefer dokandı koçum” çok düzeysiz geldi... (...) Mağdur insanlarla dalga geçmek de öyle.
***
» Birçok kişi “taraf” olmanızı ilk günden olumlu karşıladı, giderek de destek artıyor. Ama üslup taraftar amigosununkine benzediğinde hoş olmuyor. Üstelik bu tarz, şövalyeliğe de yakışmıyor. En azından “düşene vurulmaz” diye bir öğüt var. Bir başka özdeyiş; “gerçek kabadayı efendi olur...”
***
» Gazetecilik, hiçbir gazeteye ve gazeteciye, görüşüne katılmadığı kimselerle alay etme, onlarla dalga geçme hakkı tanımaz. (...) Kaldı ki, çıktığı günden beri Türkiye’deki en ağır taşları bırakın yerinden oynatmayı, söküp atmış ve toplumun dokusunu değiştirmiş bir gazeteye hafiflik ve ucuzluk hiç mi hiç yakışmıyor.
***
» Taraf’ın özellikle askerî konu alan başlıklarında, o dokunulmaz, kutsal kurumun içindeki pislikleri “alaycı bir dille” açığa çıkarması iyidir. Benden iyi bilirsiniz, bütün afra tafralarına karşın, bunlar “komik” insanlar, eğitimleri gereği..
***
» Valla ben başkasını bilmiyorum da biz ailecek çok memnunuz sizin manşetlerden... Özellikle “Daha karpuz kesecektik”te koptuk. Zaten her şeyi o kadar ciddi yaşıyoruz ve anlatıyoruz ki...
***
» Bu darbeci ve her şeyi senden benden çok bilen askeri –malum– statükocu bir yığın ilahlaştırdı... Normalde gazete falan almam ama inanın sırf bu başlıklarından mütevellit Taraf almaya başladım.
***
» Başlıklar çok can alıcı ve dikkat çekici, kendi adıma manşetlerinizi çok beğeniyorum, “Daha karpuz kesecektik”e bayılmıştım mesela.
***
» Taraf’ın manşetlerinden memnunuz Alper Bey, az bile. “Humour” yerine göre en iyi yöntemdir. Ancak “koçum” ifadesini pek sempatik bulmadığımı söylemeliyim.
***
» Taraf, Bâb-ı Âli’de gezinen, önüne gelene çatan bir Cyrano de Bergerac. Onun kadar dik, onun kadar dili çatallı ve sivri, pervasız, küstah (!) çekincesiz, haşarı, muzip, hayta. (...) Eğlenceli manşetlere gelince, manşetleri eğlenceli kılan işte Taraf’ın o tavrı...
***
» “Daha karpuz kesecektik” başlığı ilkin bana da pek hoş gelmişti. Söz konusu başlığın, benim gibi (değil, koşulsuz ‘darbe karşıtı’) tümden ‘anti-militarist’ olan biri için ‘cathartic’ düzeyde müessir olmasının herhalde şaşılacak bir yanı olmamalı. Ancak, mesele de, sanırım, orada başlıyor: Bu gazetenin amacı, benim gibi zaten uçta yer alanlara boşalım ve tatmin imkânı sağlamak mıdır, yoksa, karşı olduğu (darbekârlık, hukuksuzluk, vb.) her türden anti-demokratik eğilim ve tasarrufa ilişkin, muhakemeye, sorgulayıcılığa ve içgörüye zemin hazırlamak mı?
***
» Manşet eleştirinize tamamen katılıyorum. Abartılı manşetler, konunun esasını kaçırmanın yanı sıra, Taraf’tan pek hazzetmeyen ve fırsat kollayan kişi ve gruplara da malzeme sağlıyor.
***
» Espri yapmayı oldukça seven bir kişi olarak deneyimlerim, iyi tanımadığınız topluluklar karşısında istenilen etkiyi yakalama riskinin ve belirsizliğin arttığını göstermektedir.
***
» Espri yerinde ve dozunda, tabiri caizse taşı gediğine koyduğun zaman güzel. Koçum vs. başlıkları espri değil, hatta çirkin duruyor. Taraf her koşulda ağırbaşlılığını korumalı, vakur bir duruş sergilemeli.
***
» Taraf’ın “esprili, pervasız, cesur” ve başarılı başlıklarının sayısının artması bir özgüven patlamasına veya “daha ileri, daha ileri” diye düşünülmesine yol açtı belki, bilemiyorum.
***
» İstisnai olarak tanımladığım bu geçiş döneminde bu tarz esprili ve kışkırtıcı manşetlerin insanların zihinlerine bir dönemin kapandığını kazıdığına ve pekiştirici bir rol oynadığına inanıyorum. Yani manşetin içeriğinden çok sembolize ettiği şeye önem veriyorum.
***
» Taraf’ın karpuz kesecektik başlığı beni güldürdüğü kadar bizlere birkaç devlet memurunun istifa kararının dünyanın sonu olmadığını göstermesi açısından güzeldi.
***
» Karpuz kesmeli başlık ben ve benim gibi günde üç-dört Taraf alıp taammüden sağda solda unutan arkadaşlarım arasında soğuk duş tesiri yaptı. Zira alaycılığın fazlası alay edilene fayda eder diye düşünüyorduk. (...) Uzun lafın kısası bu günlerde daha az alaycılık, daha çok “latife” bekliyoruz gazetemizden.
***
» O başlıklar bana göre “eğlenceli” ya da ironik (alaycı) değil sarcastique, sarcasme malum epey farklı. İnce alay, iğneli söz anlamında ve dangıl dungul bir alaya göre zekâ ürünü. Elbet bir kültürle beslenmiş... Dalga geçmek hiç değil. Bunun “genç demokratlar” üslubu olduğunu bilecek kadar yaşlıyım (58) ve bayılıyorum. Eh, sarcasme içinde elbet bir miktar vanite (kendini beğenmişlik) olacaktır, kaçınılmaz.
***
» Espri, ironi, mizah, taşlama ne yaparsak yapalım ve karşı taraf ne kadar hak ederse hak etsin, belden aşağı ya da düşmüşe vuruyor şeklinde bir tedai uyandırmamalıdır.
***
» Latife, latif gerek... Letafet, zor yakalanır, varla yok arası, bir görünüp hemen kaybolan bir ruh hali... Saygınlık arayışında, sürmanşet başlıklarda karpuzlu ironinin yeri yoktur. Aslında, o karpuzlu başlık bana hiçbir şey söylemedi. Hiçbir mana veremedim.
***
» (...) Bu büyük başarı Taraf’ı şımartıyor ve sorumsuzlaştırıyor. (...) Bir işe tutkuyla sarılmak ve başarmak çok güzel ama bunun en büyük riski şımarmak, gücün getirdiği sarhoşlukla kontrolünü yitirip karşı tarafı kışkırtarak onlara benzemek.
***
» Taraf yazı işlerinin bir süredir belirginleşen bu uygulamasının birinci sonucu, kanımca sadece bir “espri, daha fazla espri” anlayışının ötesine geçmeye, giderek bir “zalimin dili”ne dönüşme tehlikesi içermeye başlaması. (...) Hatırladıkça hâlâ içimizi yakan “Devlet girdi” manşetiyle, “Öğleden sonra gel” manşeti arasındaki mesafe, sanıldığından çok daha kısadır.
***
» Endişem, –zayıf bir endişe de olsa– Türkiye’de hâkim olan ve Taraf’ın ısrarla dışında kalmaya çabaladığı dışlayıcı, ötekileştirici, düşmanlaştırıcı yaklaşıma bulaşması. Bu esprilerde sanki böyle bir koku aldığım için içim burulmuştu. Umarım yanılıyorumdur.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025