Alper GÖRMÜŞ
2010’daki Anayasa referandumunu “yetmez ama evet” diyerek destekleyenler, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Kanun Hükmünde Kararname (KHK) mağduru akademisyenlerle ilgili olarak geçtiğimiz ay verdiği hak ihlali kararını haklılıklarının kanıtı olarak kullanma eğilimindeler. Bu konuda birçok yazı okudum, sosyal medyada da benzer yorumlar yapıldı.
Bu yorum sahipleri, AYM’ye bireysel başvuru hakkının bu referandumla getirildiğini hatırlatıyorlar ve KHK mağduru akademisyenlerin bu sayede AYM’ye başvurup sonuç aldıklarını söylüyorlar.
Ben de bir “yetmez ama evet”çiydim, o günlerdeki siyasi tutumumum doğruluğuna inanmaya devam ediyorum, fakat o tutumun doğruluğunu-yanlışlığını, sonraki uygulamalara bakarak tartışmanın yöntem olarak hiç geçerli olmadığını düşünüyorum. (Ayrıca bu son konuyla ilgili kanaatim de farklı. AYM’ye bireysel başvuru hakkı, esasen TC vatandaşlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmalarını olabildiği kadar geciktirmek amacıyla düzenlenmişti. Evet, şimdi KHK’lılarla ilgili böyle bir olumlu sonuç çıktı, fakat 9 yıldır mahkemeler karşısında haksızlığa uğradığını düşünüp, AYM bir türlü davasına bakmadığı için AİHM’ye başvuramayan kaç kişi var acaba?)
‘Yetmez ama evet”i defterden silerek siyaset yapılabilir mi?
Yine de, diyelim ki benim parantez içinde dile getirdiğim spekülasyon yanlış olsun ve 2010’da getirilen AYM’ye bireysel başvuru hakkı, şimdi savunulduğu gibi kılçıksız olumlu bir adım sayılsın... İyi de, bunun karşısına uygulamadan birçok olumsuz nokta çıkartılabilir ve onlara dayanarak referandumda “yetmez ama evet” diyenlerin lanetlenmesine devam edilebilir.
Dolayısıyla, şayet “yetmez ama evetçilik” üzerine tartışacaksak esasen “bir siyasi tutum (taktik?) olarak yetmez ama evetçilik” üzerine tartışmalıyız.
Teması bu yazının temasıyla kardeş sayılabilecek bir önceki yazımda (1 Ağustos), “Siyaseti, bir amaç belirleyip o düz çizgide -başka kimin ne deyip ne yaptığına bakmaksızın- yürümek biçiminde bir mutlaklık olarak anlayanlardan” ya da aynı anlama gelmek üzere, “siyasetin çok sayıdaki nispîlikler arasından tercih yapma faaliyeti olduğunu anlayamayanlardan” söz etmiştim.
Onlar için dünya hoş... Kendileri ve kendi ideolojileri dışındaki herkes ve her şey “mutlak yanlış” olduğu için kendileri dışındaki herkese ve her şeye mutlak olarak karşıdırlar. Katıksız, steril ideolojileri bu yolla hiç kirlenmez ve bonus olarak kendileri dışındaki herkesi ve her şeyi kirlenmiş olmakla itham etme imtiyazını elde ederler.
Ne var ki sapına kadar politik görünen bu tutum aslında sapına kadar apolitiktir; reel hayat ve reel siyaset, hükmünü onların yüksek ideolojilerinin dışında yürütür.
Fakat kendi yüksek ideolojisine sahip olanların tamamı, etrafında olan bitene, başka partilere, iktidarlara bu kadar ilgisiz değildir. Onların arasında, kendileri dışındaki partileri, iktidarları izleyenler de vardır; izlerler ve kendi siyasi hedeflerine nispeten uyan tezleri, programları ya da uygulamaları zaman zaman desteklerler, bazılarına ise temelden karşı çıkarlar. Yani bazen “hayır” bazen de “yetmez ama evet” derler. Çünkü onlar da bilirler ki “yetmez ama evet”i defterden silerek siyaset yapılamaz.
“Yetmez ama evet”i doğru biçimde kullanmak
Yani siyaset “yetmez ama evet”i defterden silmek değil, onu doğru biçimde kullanma sanatıdır.
12 Eylül 2010 referandumunda “yetmez ama evet” diyenleri düşmanlaştıranların yanlışı, “yetmez ama evet”i kavram olarak siyaset defterlerinden silmeleriydi, “yetmez ama evet”çileri hata yapmakla eleştirmeleri değil. Zaten eleştirmekle yetinmeyip işi düşmanlığa vardırmalarının nedeni de buydu.
İmamoğlu hiç mi hata yapmayacak?
Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Bilişim ve Akıllı Kent Teknolojileri (İSBAK) A.Ş.'nin başına getirdiği, sonradan İmamoğlu’nun isteği üzerine istifa eden Bahaddin Yetkin’le ilgili Twitter’da karşıma çıkan bir diyalog, tartıştığımız konu açısından bana çok açıklayıcı göründü.
Yetkin, İmamoğlu’nun, Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AK Parti) yakın olduğunu bildiği halde “liyakat” ilkesine uygun olduğu gerekçesiyle göreve getirdiği bir profesyonel... Fakat sonradan ancak AK parti trollerine yakışacak tweet’leri ortaya çıktı ve istifası istendi.
Bu tweet’lerin bariz ırkçı olan birini Ümit Kıvanç “yok artık” diye paylaşınca, bir Twitterkullanıcısı buradan İmamoğlu’na oy verme pişmanlığı peydahladı ve şöyle yazdı:
“Bir de kendi eliyle kamu görevine getirdi ırkçı adamı. Bir de doğru düzgün Türkçe yazamıyor ve liyakattan bahsediliyor! Bahtsız mıyız, aptal mıyız yoksa çaresizlikten mi inandık onca vaade, bilmiyorum.”
Bir başkası da şöyle yazmıştı:
“Bunun hayal kırıklığı Muharrem İnce’den daha büyük olacak gibi görünüyor.”
Bunlaraa Ümit Kıvanç şu cevabı verdi:
“Hayır. Neden birbiriyle çelişen birçok şey aynı anda geçerli olmasın ki? İmamoğlu da şunu iyi bunu kötü, şunu doğru bunu yanlış yapabilir.”
Bence bu küçük tartışma, “yetmez ama evet”i kavram olarak defterlerinden silenlerle “yetmez ama evet” olmaksızın siyaset yapılamayacağına inananların aralarındaki temel farkı çok güzel özetliyor.
Ekrem İmamoğlu’nun “yetmez ama evet”çi destekçileri
Bu ölçüyü, kendi ulusalcı, sol vb. çizgisine tam uymasa da, “yetmez ama evet” diyerek Ekrem İmamoğlu’nu destekleyenlerin durumuna uygulayalım...
Durum, bu kesimlerin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Tayyip Erdoğan’ın karşısındaki aday olan Muharrem İnce’yi desteklemelerine çok benziyor. Bu destek vesilesiyle kaleme aldığım bir yazıda şöyle demiştim:
“‘CHP dışı sol’, söylemine ve performansına bakarak Muharrem İnce’yi haklı olarak CHP’den ayırdı, bir anlamda ‘yetmez ama evet’ diyerek onu destekledi. Ne var ki İnce hızla ‘söyleminin adamı’ olmaktan çıkıyor ve bu da bu kesimi zor durumda bırakıyor. Oysa utanacak bir şey yok; demokratik siyaset demokrasiyi geliştirme sözünü verenleri desteklemeyi ve teşvik etmeyi gerektirir. Söz veren sözünde durmazsa, sen de onun arkasında durmazsın. Ne var ki, İnce’yi destekleyen ‘CHP dışı sol’ bir zamanlar AK Parti’nin demokratik adımlarını destekleyenlere kan kusturduğu için kendi kendilerini böyle bir savunma yapma hakkından mahrum etmiş durumdalar.”
İşte İmamoğlu’nun Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı destekleyen “CHP dışı sol” İnce’yle yaşadığı macerayı şimdi de İmamoğlu’yla yaşıyor. Şimdi onlara bir de İmamoğlu’nu yeterince Kemalist saymayan CHP’li ulusalcılar eklenmiş görünüyor.
İmamoğlu’nun “yetmez ama evet”çi destekçileri, “Ya tam benim istediğim gibi davranırsın ya da desteğimi çekerim” şeklindeki mutlakçı tavırlarını esnetmezlerse, ileride kendileriyle tutarlı kalmak için her hatasında ondan uzaklaşacaklar, bu arada yaptığı olumlu şeylerin hiçbirini göremeyeceklerdir.
Ben de İmamoğlu için “yetmez ama evet” diyenlerdenim ama, bu ifadeyi onlardan çok farklı bir biçimde yorumladığım için İmamoğlu’na karşı tavrım bazen öyle bazen böyle olacak.
Çünkü inanıyorum ki “İmamoğlu da şunu iyi bunu kötü, şunu doğru bunu yanlış yapabilir.”
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025