Atilla YAYLA
Bu yazı Engin Ardıç, Ahmet Kekeç ve Yıldıray Oğur'a ithaf edilmiştir.
Liberal düşünce ve liberaller neredeyse Türkiye'nin şamar oğlanı hâline geldi. Bazen hep birlikte, bazen tek tek, sosyalistler, kemalistler, milliyetçiler, İslamcılar, muhafazakârlar devamlı liberal fikirleri ve liberalleri eleştiriyor, azarlıyor, paylıyor. Üstelik bunu çoğu zaman liberallikle pek ilişkisi olmayan kişiler, tavırlar ve fikirler üzerinden yapıyor.
Bütün bu kesimler arasında bana tavrı en tuhaf görünen dindar muhafazakârlar. Eleştirilerin içeriği ayrı bir konu. Her eleştirinin tek tek ele alınıp tahlil edilmesi lâzım. Ancak, muhafazakârların eleştirilerinin liberal olmadığı belli isimler üzerinden yapılmasının yanlış ve yetersiz tanınmasına sebep ve yayılmasına engel olmak suretiyle liberal düşünceye zarar vermekle kalmayıp, muhafazakârların kendilerine de zarar vermesi kuvvetle muhtemel. Yani hafife alınmaması gereken bir potansiyel bumerang etkisi söz konusu.
Liberal düşünce ve liberallik genelde, dünya ölçeğinde, itibarlı bir fikir, duruş ve tutum. Her şeyden önce liberal düşünce klasik insan haklarıyla kopartılamaz bir ilişkiye sahip. Nitekim, insan hakları ihlâlleriyle karşılaşan bireylerin ve grupların, özellikleri ne olursa olsun, ilk ve esas başvuru mercii, başlıca ahlâkî ve felsefî savunma silahı, liberal düşünce. Kavramın aktüel anlamları dahi liberal düşüncenin uygarlık, insan hakları ve barış açısından ehemmiyetini göstermeye yetiyor. Bir ülkede liberalleşme olması, genel olarak orada insan haklarının tanınması, yayılması ve gelişmesi manasına gelir. Siyasî liberalleşme devletin sivil topluma müdahalelerinin azalmakta, ekonomik liberalleşme devletin ekonomik hayattaki yerinin ve fonksiyonlarının daralmakta olduğunu gösterir. Bütün bunların bireysel özgürlüğü ve refahı önemseyen herkes için değerli olması gerekir. Ancak liberal özgürlük ortamında bireyler din, iş, felsefe vs. konusunda kendi tercihlerini hem yapıp hem de etkili şekilde takip edebilirler. Ancak liberal bir çerçeve toplumsal çoğulluğu korur, güçlendirir ve tüm toplum için bir zaaf olmaktan çıkartıp bir nimete dönüştürür.
Adına kısaca demokrasi dediğimiz şeyin tam ve doğru adı da liberal demokrasidir. Liberal olmayan, bazı yazarların illiberal dediği, yani bireysel hak ve özgürlükleri kişisel ve toplumsal tüm tezahürleriyle korumayı amaçlamayan ve buna uygun olarak yapılandırılmayan demokrasiden dikkatle kaçmak, kaçınmak gerekir. Liberal olmayan bir demokrasi devlet iktidarını sınırlandıramaz, insan haklarını koruyamaz. Demokrasi liberalizmden arındırılırsa ortaya totalitarizm çıkar. Talmon gibi yazarların 'totaliter demokrasi' kavramını kullanması boşuna ve anlamsız değildir. Demokrasinin yalnızca liberal türü değerli ve yararlıdır. 'Sosyal demokrasi' ve uluslararası literatürde mevcut olmayıp Türkiye'de kullanılan 'muhafazakâr demokrasi' demokrasinin değişik türlerini teşkil etmez, sadece liberal demokrasilerde yaşatılabilecek birer ideolojik pozisyonu isimlendirir. Dolayısıyla, bunlar liberal demokrasiye alternatif olarak görülemezler. Yalnızca ve ancak liberal bir çerçeve içinde var ve fonksiyonel olabilirler.
Liberalizmin demokraside böylesine belirleyici olması liberal demokrasilerde liberal değerlerin onları benimsemeyen toplum kesimlerine dayatılması sonucunu vermez mi? Hayır, vermez. Liberal değerler içeriği olan değerler değildir, bir çerçeve çizer ve çerçevenin içinin doldurulmasını bireysel tercihlere bırakırlar. Küçük bir örnek vereyim: Herkesin negatif bireysel özgürlüğe sahip olduğu bir sistemin kurulması herkese neye inanacağının, ne yapacağının, nasıl yaşayacağının söylenmesi anlamına gelmez; sadece, herkesin bu hakka eşit olarak sahip olmasını garanti eder. Özgürlüğün hangi inancı, hayat tarzını, mesleği takip etmek için kullanılacağı, yani hangi tercihlerin yapılacağı ve hayata aktarılacağı bireylere kalmıştır.
Mısır'daki darbeyi destekleyen toplumsal koalisyon içinde liberallerin de yer aldığının uluslararası arenada sıklıkla söylenmesinin sebebi durumun gerçekten böyle olmasından çok liberalizmin itibarından yararlanma arzusudur. Mısır'daki darbeciler ve dünyadaki destekçileri seçimle gelen siyasî iktidara karşı zor kullanılmasının liberal hak ve özgürlüklerin korunması amacıyla meşrulaştırılabileceğini düşünüyor. Bu yüzden dünyayı namevcut liberallerin de darbeyi desteklediğine inandırmaya çalışıyor. Bunu seküler, Batıcılaşmış kesimleri liberal olarak etiketlemek suretiyle yapıyor. Türkiye'nin bazı muhafazakâr aydınları da, toptancı bir yaklaşımla, üstelik liberal de olmayanlara liberal etiketini ısrarla -hatta inatla- yapıştırarak, liberal düşünceyi ve liberalleri, haksız şekilde, darbe taraftarı, demokratik meşruiyet karşıtı, dayatmacı olarak resmediyor. Böylece, muazzam bir birikime ve itibarlı bir geçmişe sahip liberalizmi darbe severlerin, toplum mühendisliği sevdalılarının, jakobenlerin elinde tepe tepe kullanılabilecek bir silâh hâline getirme çabalarına omuz veriyor. Darbecileri zayıflatayım derken mutlaka dönüp kendilerini de vuracak bir bumerang fırlatıyor.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019