Atilla YAYLA
Hür Fikirler’de 6 Aralık 2016’da yayınlanan yazımda (http://www.hurfikirler.com/insanligin-durumu-iyiye-mi-kotuye-mi-gidiyor/ ) insanlığın durumunun her bakımdan daha iyi olmasına ve iyiye gitmesine rağmen, kötümserliğin yaygınlığına işaret etmiştim. Bunun sebeplerinin araştırılması lâzım. Ünlü psikolog, Harvard Üniversitesi öğretim üyesi Steven Pinker yakınlarda bu kötümserliğin sebeplerini ele alan bir kitap yayınladı: The Better Angels of Our Nature: Why Violence Has Declined (Tabiatımızın Daha İyi Melekleri: Şiddet Neden Azaldı). Kitaptaki tezlerini de yaptığı küçük bir konuşmada özetledi. Kötümserliğin psikolojisini inceleyen Pinker, karşılıklı olarak birbirini etkileyen birkaç insan psikolojisi özelliğiyle haberlerin mahiyeti üzerinde durarak bazı açıklamalar gerçekleştirdi.
Psikologlar tarafından gayet iyi incelenmiş olan, “kötü iyiden güçlüdür” sözüyle özetlenen, kötümserliğe yönelik birkaç hissî önyargı var. Diğer bazı psikologların araştırmalarının da gösterdiği üzere, insanlar kötü şeylere karşı iyi şeylere karşı olduğundan daha hassas. On lira kaybetmek insanı on lira kazanmaktan daha fazla etkiler. Kayıplar kazançlardan daha kuvvetli hissedilir. Kötü tecrübelerin hatıraları da insan zihninde iyi şeylerin hatıralarından daha fazla ve uzun yaşar. Eleştiri, övgünün teşvik etmesinden daha fazla yaralar. Kötü enformasyon iyi enformasyondan daha dikkatli işlenir.
Bu niye böyledir? Pinker şu şekilde açıklamaya çalışıyor: Nihayetinde termodinamiğin ikinci kanunuyla –yani entropinin (kullanılamaz enerji miktarı) yahut düzensizliğin asla azalmayacağıyla- bağlantılı mühim bir sebep var. Bugün sizin başınıza kaç iyi şey gelebilir? Pek faza olmasa gerek. Peki, bugün sizin başınız kaç kötü şey gelebilir? Muhtemelen pek çok. Kısaca, kötü şeylerin listesi iyi şeylerin listesinden uzun olacaktır. Benzer bir düşünce deneyinde, bugün ne kadar daha iyi hissedebileceğinizle ne kadar kötü hissedebileceğinizi karşılaştırabilirsiniz. Sonuç bellidir: Bu, risk algılama psikolojisi üzerinde bir etkiye sahiptir.
Pinker’a göre, iyi şeylerle kötü şeyler ihtimaline cevaplardaki maliyetlerde bir asimetri vardır. Bir tehdide aşırı reaksiyon göstermenin maliyeti sıfır değildir ve asla vuku bulmayan bir tehdide cevap verirken vazgeçilen fırsatlar/imkânlar vardır. Ya bir tehdide yeterli reaksiyonu göstermemenin maliyeti nedir? Aşırı reaksiyondan çok daha fazladır. Başka bir şekilde ifade edilirse, beynimizin inkişaf ettiği çevredeki/ortamdaki tipik tehdit, muhtemelen bugün olduğundan kıyaslanamayacak kadar büyüktü. Bugün yaşama ortamımızın çoğu üzerinde teknolojik üstünlüğümüz söz konusu. Bunun ima ettiği şey şudur: Mevcut psikolojimiz bugün içinde yaşadığımız dünyadan çok daha tehlikeli bir dünyaya ayarlıdır ve bu yüzden risk, korku ve endişe hassasiyetimiz karşılaştığımız objektif risklere optimal şekilde ayarlanmış değildir.
Kötünün iyiye galebe çalması fenomeni, bazen “eski güzel günler illüzyonu” adı verilen şey tarafından takviye edilir. İnsanlar, en azından büyük çoğunluğu, daima bir altın çağı özler. Yaşı kemale erenler veya eskiye dair abartılı övgü dolu metinleri okuyanlar hayatın basit, “erdemli” ve öngörülebilir olduğu günlere özlem duyarlar. Pinker’ın verdiği bilgiye göre, psikolog Roger Eibach bunun nedeninin insanların kendilerindeki değişiklikleri zamanlardaki değişikliklerle karıştırmaları olduğunu söyledi. Yaşlandıkça kaçınılmaz değişikliklere uğrarız. Daha fazla sorumluluk üstleniriz, dolayısıyla daha fazla bilişsel yük sırtımıza biner. Bilhassa anne-baba olunca tehditlere karşı daha uyanık olmaya meylederiz. Aynı zamanda daha fazla türden hatalara ve yanılmalara karşı daha fazla hassaslaşırız. Bu durum lisanda çok belirgindir, okuma yazmamız arttıkça, önceden dikkat etmediğimiz doğru yazma, gramer ve imla kurallarına çok daha fazla dikkat gösteririz. Yaşlandıkça enformasyonu muhafaza etme ve işleme kapasitemizin/yeteneğimizin gerilediğini görürüz. Kendimizdeki bu değişiklikleri dünyadaki değişikliklere atfetme yönünde kuvvetli bir eğilimimiz mevcuttur. Bazı tecrübî manipülasyonlar bunu gösterir. Eğer insanlara –meselâ, daha az yağ yemek gibi- hayatlarında bazı değişiklikler yaptırırsanız, o insanlar yağlı gıdalar için gittikçe artan reklâmlar olduğuna kani olurlar.
Pinker’ın altını çizdiği bir nokta, bugün, eskiye nazaran daha çok insanın eski güzel günleri özlediğini söylemenin doğru olmayacağı. Kötümserlik yeni bir fenomen değil. İnsanlar hemen her zaman eskiyi özledi. 1777’de David Hume “mevcut hâli kötüleme ve maziye hayran olma mizacının insanın tabiatına kuvvetle gömülü” olduğunu vurguladı ve şöyle yazdı: “Bu Thomas Hobbes’un bir asır önce vurguladığı öngörüyle izah edilebilir.” Hobbes özlü biçimde ifade etti: “Övgü rekabeti antikitenin (antiquity/eskilik) yüceltilmesiyle bağlantılıdır, çünkü insanlar ölülerle değil yaşayanlarla yarışır.”
Bu olgu bizi üçüncü hissî önyargı olan moralizasyon psikolojisine götürür. İnsanlar moral otorite –kimin daha asil sayılacağı- için yarışır ve münekkitler ahlâkî bakımdan ilgisiz olanlardan daha fazla meşgul sayılır. Bu bir lokal topluluktaki yarışan fikirler için özellikle doğrudur. İnsanlar ahlâkî kabilelerle özdeşleşirler, neyin ahlâkileştirilmeye değer olduğunu düşündüğünüz sizi bağlandığınız cemiyetle özdeşleştirir. Dolayısıyla, dünyanın iyiye mi yoksa kötüye mi gittiği sorusu bugün modernite hakkında asırlar içinde ailenin, kabilenin, geleneğin ve dinin aşınması ve bunların bireyciliğe, kozmopolitanizme, akla ve bilime yol vermesi üzerinde bir referandum hâline gelmiştir. Daha basit şekilde ifade edilirse, kişinin dünyanın daha iyiye mi yoksa daha kötüye mi gittiği üzerindeki olgusal inancı, onun ne çeşit kurumların ve fikirlerin insanların dünyayı daha iyi veya daha kötü hâle getirir duruma sokacağı hakkındaki fikirlerini ifşa eder.
Bunlar, yani kötünün iyiden daha güçlü olması, eski güzel günler illüzyonu ve ahlâkileştirme psikolojisi kötümserliği izahta işe yarayan üç hissî önyargıdır.
Yazarlar
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları








































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019