Ayhan ONGUN
Gülü var bağ içinde/Dersimi halk saklasın/Bir yarim var içinde
Ahmet Kaya’nın yanık sesinden dinlemeyen yoktur sanırım bu türküyü. Keşke halkın o gücü olsa da saklayabilseydi Dersim’i de, Dersim mağaralarında fareler gibi zehirlenerek öldürülen masum insanları da!
Bırakın insanları, adını bile saklayamadı Dersim, Tunceli yaptılar sonunda adını ve bu isyancı bilinen Dersim halkının içinden 12 eylülde generallere selam duran bir danışma meclisi üyesi bile çıkardılar.
Daha sonraları da Tunceli’ yi mecliste temsil eden bu çok sayın vekil şimdi aynı ilden milletvekili seçilen, üstelik de aynı partiden arkadaşına sahip çıkamıyor.
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ ün Dersim katliamıyla ilgili söyledikleri gündeme bomba gibi düştüğü bir yana CHP yi fena karıştırdı.
İlginçtir Hüseyin Aygün bu konuya ilişkin görüşlerini milletvekili seçilmeden önce söylüyordu, hatta belge niteliğinde Dersim konusuyla ilgili yayınlanmış en kapsamlı araştırmaların yer aldığı bir kitabı da vardı.
Yani Hüseyin Aygün için söyledikleri, yeni bir durum değil.
Peki, CHP lilerin Aygün’ e bu tepkisinin nedeni nedir?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ nun, kendisi de Dersim’ li olmasına karşın bu suskunluğu niye?
Daha ilk günden CHP’ yi kendi tarihiyle yüzleşememekle suçlayan Tayyip Erdoğan ve AKP yetkilileri, tüm arşiv ve belgeler ellerindeyken bunları açıklamak, kamuoyuna sunmak yerine hangi nedenlerle CHP ile polemik yapma yolunu seçiyor?
Zaten yeterince karışık olan kafalarımızı daha çok karıştırmak yerine TBMM, Genelkurmay, Türk Tarih Kurumunda bulunan o döneme ilişkin belgeler kullanıma açılsa bu tartışmaların hiçbiri yaşanmayabilirdi.
Kaldı ki, 1937-38 arasında yapılan askeri hareketler Dersim için bir ilk değildi, daha önce de, bu denli şiddetli olmasa da toplam 10 askeri operasyon yapıldığı tarihsel bir gerçek.
Kuşkusuz bu olay tarihçilerin üzerinde çalışması ve sonucunda toplumun bilgilendirilmesi gereken önemli bir olaydır. Ancak saklanamayan bazı gerçekler var ki, bunları anlamak için illa da tarihçi olmaya gerek yok.
Hiç kimsenin de durduk yerde 40 bin kişilik bir orduyla Dersim’ e saldırıldığını söyleme hakkı yok. Gerek coğrafi yapısı, fiziki koşulları ve gerekse de sosyal konumu gereği Dersim de yaşayan aşiretler kadar çevreden suç işleyip dağa çıkanlar nedeniyle de resmi otoriteye karşı daha isyankar bir iklimin varlığını kabul etmek gerekir.
Ancak hangi gerekçe ve nedenle olursa olsun, tüm sivil halkı hedef alan acımasız saldırıların devlet tarafından yapılıyor olması kabul edilemez.
Her ne kadar bu münferit olaylar içerisinde kimi karakol baskınları, askerlerin öldürülmesi gibi eylemlerin içerisinde yer almış ve hatta önderliğini yapmış olsa da; anlaşma bahanesiyle Erzincan Vilayet Konağına davet edilip sonra da tutuklanarak altı kişiyle birlikte idam edilen Seyit Rıza’ ya yapılanları nasıl izah edeceğiz?
Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren Kürtlerin yaşadığı bu kandırılmışlık duygusunu anlamak istemeyenler şimdi de Kürt sorununun çözümü konusunda ayak diremeye devam ediyorlar.
Yapılanları gördükçe insan acaba diyor” Ermeni tehciri sırasında Osmanlı Hükümetine karşı Ermenileri saklayan, koruyan Kürtlerden intikam mı alınıyor?”
Şimdi geriye dönüp kim haklıydı, kim haksız tartışmasını yapmak doğru değil elbet, ancak uygar bir ülkede, tarih konusunda araştırma yapmış, kitap yazmış bir kişiye, hele de bu kişi milletvekiliyse; böylesine saldırı yapılmaz, üstelik de kendi partisi milletvekilleri böylesine bir linç girişiminde hiç bulunmazlar.
Özellikle konu Atatürk olunca ulusalcı kesimin bu hırçın tavrını anlamak hiç mümkün değil. 1937 de başlayıp, Mayıs-Eylül ayları arasında yapılan son saldırılarla yaklaşık 40 bin kişinin öldürüldüğü bu katliam sırasında Atatürk hastaydı, onun bilgisi dışında bu olaylar olmuştur gibi mahcup ve de gülünç bahaneler yaratmaya çalışmak yerine gerçekleri herkesin görebilmesi için arşivlerin açılması için çaba göstermek daha doğru olmaz mı?
Kararnamelerde hem Atatürk’ün, hem İnönü’ nün imzaları varken ve Atatürk bizzat Sabiha Gökçen’ le Dersim’e kadar gitmişken, 9 haziran 1938 tarih ve 8993 sayılı-operasyonlara onay veren- kararnamede Cumhurbaşkanı olarak Atatürk’ ün, Başbakan olarak Celal Bayar’ ın imzası varken, gerçekleri çarpıtmak aslında Atatürk’ e yapılacak en büyük kötülüktür.
Sonuçta Mustafa Kemal’ de bir insan ve her insan gibi onunda hata yapabileceğini kabul edersek, sonrasında bunu hangi ortam ve olağanüstü koşullarda yaptığını anlamak çok daha kolay ve anlamlı olur.
Şimdilerde kimi bağnaz ulusalcıların “Biz Atatürk’ ün partiyiz, kimse bizi eleştiremez” türünden sığ yaklaşımları, kendi geçmişi ve tarihiyle yüzleşmekten korkan tavırlarının CHP ye daha çok zarar verdiği gibi!
Yarın ortaya çıkacak arşiv belgeleriyle olaylar daha çok gün yüzüne çıkacaktır ama şu ana kadar ortaya çıkanlar bile Dersim de, kimi suçluları cezalandırmak adına on binlerce sivil insanın acımasızca katledildiği gerçeğini örtemez.
Aslında da Dersim’ e yönelik bu katliam çok önceden planlanmış, bir dolu raporlar hazırlatılmış ve sonuçta “dersim bir çıbandır, bu çıban okşamakla tedavi edilmez, bu yarayı kökünden koparmak gereklidir.” Anlayışıyla gerçekleştirilmiştir.
Bu gerçekleri görebilmek için o dönem görev yapan ve daha sonraları CHP tarafından cumhurbaşkanı adayı yapılan Muhsin Batur’un anılarındaki şu bölüm yeterli olur sanırım.
“Elazığ’ın biraz uzağında Harput’un eteklerinde çadırlı ordugah kurduk ve bir müddet sonra ilk durak Pertek olmak üzere harekete geçtik. İki ayı aşkın bir süre özel görev yaptık. Okuyucularımdan özür diliyor ve yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum.”
Sayın Muhsin Batur’un anlatmaktan utandığı olaylar, gerçekleri yeterince anlatmıyor mu?
Yetmiyorsa buyurun İnönü’ün mecliste bu konuyla ilgili yaptığı konuşmayı okuyun:”Şimdi size, Tunceli’ deki vaziyetin bugünkü halini arzetmek isterim. Cumhuriyetin imar ve ıslah programına muhalefet eden, nüfusları az olmakla birlikte, altı aşirettir. Bugün bu altı aşiretin ne kadar adamı varsa, bunlar reisleriyle beraber- faaliyet imkanından- tamamen mahrum bırakılmıştır.”
Meclis kürsüsünden “hepsini yok ettik” demeye utanıyor olsa gerek.
Şimdi tüm bu bilgi ve belgeler orta yerdeyken hala ve inatla” devlet, isyancıları bastırmıştır, ne var bunda?” diyenlere başka söyleyecek sözüm yok.
Sözüm ona devletin bu ayıbından Atatürk’ ü, İnönü’ yü kurtarmaya çalışanlar “ Bu olaylarda CHP nin suçu yoktur, bütün suç Celal Bayar gibi daha sonra partiden ayrılan sağcı kadrolarındır” gibi saçma gerekçelerin ardına sığınmaya çalışıyorlar.
Ama güneş balçıkla sıvanmıyor.!
Ulusalcılık, sigara dumanı gibidir. Siz sigara içmeseniz de aynı ortamda bulunduğunuzda, tiryakilerden gelen duman sizin giysinize öyle bir siner ki, bu kokudan ceketi çıkarmadan kurtulamazsınız.
[email protected]
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020