Ayşe Böhürler
Ödemiş Kaymakçı Lisesi müdürü Ayhan Gökmen’in iki öğrencisi tarafından öldürülmesi üzerine başlatılan soruşturmayı yapan MEB Maarif müfettişi Doğan Ceylan’ın raporu üzerine çok şey yazıldı çizildi. Müfettişin konuya ilişkin verilerini bilmiyorum. Ancak raporunda belirttiği “duygusuz nesil tehlikesini” gerçek ve önemli bulduğumu belirtmek isterim. Diyor ki: “Hayatın gerçeklerinden habersiz, duygusuz ve bencil bir nesil geliyor. Şehitler için gözyaşı dökerken kendi ana babalarını anlamıyorlar. Başkalarının çocukları için ağlamaya anlam veremiyorlar.
Yanı başımızdaki savaşlar, acı çeken çocuklar, ölen on binlerce insan onları hiç ilgilendirmiyor.
Tüm acı gerçekleri çizgi film tadında izliyorlar ve yürekleri hiç acımıyor.
Hayatlarının odağındaki tek şey eğlenmek. Eğlenemedikleri tüm zamanları kendilerine bir işkence olarak görüyorlar. Kendileri için yapılan fedakârlıkların hiç farkında değiller. Kıymet bilmiyorlar ve vefasızlar.
Herkesi kendilerine hizmet etmek için yaratılmış görüyorlar.
İnsanlara verdikleri değer, onların isteklerini yerine getirebildikleri ve ne kadar eğlendirdikleriyle orantılı. Hayatlarında eğlenmekten başka bir amaç olmadığı için artık tek eğlence kaynağına dönmüş telefon ve tabletlerini ellerinden aldığınızda dünyanın sonunun geldiğini zannediyorlar.
..... Çocuklar hayattan bihaber. Çocuklar hissetmiyor yaşamı.
Açlığı bilmedikleri için açlara acımıyor, üşümek nedir bilmedikleri için sokaktaki evsizleri umursamıyor.
Müdahale edilmezse gelecek iyi şeyler getirmeyecek ülkemize.
Bu sorunu devlet derinden hissetmeli.
Bu sorunun çözümü için çalıştaylar düzenlenmeli. Öğretim programları ve ders materyalleri revize edilmeli.
Okulların duygu eğitimi konusunda rolleri artırılmalı.
Geç kalınmadan bu sorun mutlaka çözülmeli.
Bu sorun çözülmezse ülke çözülecek.”
Doğrusu tüm bunlarda çağın ruhu, dünyadaki gelişmeler, bireyin kendisinin bizzat en önemli olarak sunulması, inanç ve değer ve kültür erozyonu gibi faktörlerden bağımsız düşünemeyiz. Şimdiki anne-babaların “ben neslinden gelmesi de işin bir parçasını oluşturuyor. Burada ben kavramının içine “benim çocuklarım” dahil edilince tutkulu ve çocuğuyla bütünleşik yaşayan ebeveyn tablosu karşımıza çıkıyor. İşin diğer boyutunda tamamıyla ilgisiz ya da sadece yediğiyle içtiğiyle ilintili ama karakter eğitimi üzerinde kafa yormayan bir aile tablosu okuldan topluma birçok yerde karşımıza çıkıyor. “Biz kıymetliyiz çocuklarımız çok daha kıymetli” derken durumun abartıldığını hepimiz görüyoruz.
Çocuklarımıza çok kıymet vererek onları hayattan uzaklaştırmak, hayatı onlara bir simülasyon olarak tattırmak çocukları hayata hazırlayabilir mi?
Aile büyüğünün ölümünün “üzülür” diye söylenmediği çocukların üzülmekten korunduğu, her meselenin ört bas edilip saklandığı bir sanal dünyada mukavemet, dayanıklılık, gerçekle yüzleşme, sorun çözme becerisi, kendini duygularını yönetme becerileri gelişebilir mi? Çocukların hayattan kopuk bir dünyaya hapsedildikleri bir gerçek. Gerçek hayat karşılarına sanal dünyada çıkıyor. Hem de en gerçekten kopuk, hissettirmeyen, müsamaha gibi kavramlara yer vermeyen en korkunç, en hasta ruhların tasarımlarıyla karşımıza çıkıyor. Çirkin yaratıklar, korkunç tasarımlı oyuncaklar çizgi filmler ile çocuklarımıza belletilen dünya gerçek hayatı yansıtmıyor. Hayata ilişkin deneyimleri sanal olarak yaşamasına izin verdiğimiz çocukların karakter eğitimi ise nasıl bir gelecek vaat ediyor bilmiyoruz. Bazen çocukların kavanozda büyütüldüğü duygusuna kapılıyorum. Bazen de aşırı bir yüklemeyle onları bir proje çocuk haline getirdiğimizi düşünüyorum.
Bir de ortada tüm bunların dışında doğdukları andan itibaren en zor koşullar ile mücadele ede ede bugünlere gelmiş çocuklar var. Hayat rallisinde ayakta kalmayı başarmışlar. Onlar için hiçbir şey suni değil her şey gerçek hem de en acımasızından. Yaşadıkları zorluklarla karakterleri sertleşmiş çocuklar. Hayatın acılarından korunarak yetişmiş çocuklar ile hayatın çilesini çekerek büyümüş çocuklar toplumda ne kadar yan yana ya da uyumlu olabilirler ki? İlla ki karşılaşacaklar ve illa ki çatışacaklar. Toplumsal çatışma ve kutuplaşmalara bu açıdan da bakmak gerektiğine inanıyorum.
…
Okul müdürünü öldüren çocuklar teslim olmuşlar. Uyuşturucu aldıkları ortaya çıkmış. Yaşları daha çok küçük. Muhtemelen ıslahevindeler. Yıllar önce (2001’de) böyle bir ıslahevinde bir çekim yaparken kendilerinden küçük bir çocuğu öldürmüş iki çocuk tanımıştım. Belli ki onlar için her şey bir deneyden ibaretti. Tam da yazıda bahsedildiği gibi gerçek bir duygu hissetmiyorlardı… Orada çeşitli suçlardan içeri giren çocuklar da vardı. Islahevi müdürünün sözlerini hiç unutmam! “Ayşe Hanım ayrı odalarda kalsalar da ortak alanlarda bir araya geliyorlar. Ve birbirlerinden suç çeşitlerini öğreniyorlar, uzmanlaşıyorlar..” demişti. Oradan çıkan çocuklar belli ki suç çetelerini yetişmiş elemanı haline geliyor...
Bu tür olaylara bakarken bir de suçlu çocukların geleceğine de bakmak gerekiyor.
Son not olarak da eğitimi şekillendirirken sadece okullar değil ailelere yönelik geliştirici çalışmaların yapılması gerektiğine inanıyorum. Aileyi geliştirmeden okullardaki eğitimi şekillendirmek çok zor. Veliler hep kendi gözleriyle eğitim sorunlarını anlatıyor. Bir de öğretmenlerin gözüyle aileleri dinlesek nelerle karşılaşırız acaba?
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2020
29.06.2019
13.04.2019
30.03.2019
9.02.2019
26.01.2019
19.01.2019
12.01.2019
5.02.2019
29.12.2018